1. YAZARLAR

  2. İbrahim Kiras

  3. Siyasetin en riskli bölgesi
İbrahim Kiras

İbrahim Kiras

Siyasetin en riskli bölgesi

A+A-

Geçen hafta çok konuşuldu: Bir valimizin oğlu, aracında çakar olduğu için kendisine “Tahsis belgeni alayım” diyen polise “Ben de sicil numaranı alayım” sözleriyle karşılık verdiği bir video hazırlayıp sosyal medyada paylaşmıştı. Valinin oğlundan kurallara uymasını isteyecek memurun neyle karşılaşacağını hatırlatmıştı.

Annesinin veya babasının şu veya bu görevi yapıyor olmasının kendisini ayrıcalıklı vatandaş yaptığını, belki de insan üstü bir varlık haline getirdiğini zanneden çok fazla kişiye rastlıyoruz bugünlerde.

Birkaç yıl önce bir milletvekili çocuğunun, tartıştığı memuru “teşhis etmek için” orada görevli bütün polisleri karakolda sıraya dizdirdiğine ilişkin görüntüler ortaya çıkmıştı. O görüntünün nasıl tepki çektiğini, nasıl büyük bir öfke doğurduğunu hatırlayın.

Yalnızca oğullar ve kızlar değil, belirli makamlarda bulunan görevlilerin kendileri de bulundukları yerin padişahı gibi davranmaya kalkışabiliyorlar. Trafikte tartıştığı vatandaşı gözaltına aldıran savcılar, kendisini tanımadı diye devletin memuruna hakaret eden siyasetçiler sık sık görülebiliyor.

Bu toplum nepotizme, yani hısım akrabanın kayrılmasına, zengin edilmesine vs. pek ses çıkarmaz ama kendi içinden çıkmış birilerinin kendilerine gösteriş yapmasından hiç hoşlanmaz.

Bilhassa kimi siyasetçi yakınlarının -polislere şemsiye veya çanta taşıtmak gibi- aslında maddi değeri olmayan belirli devlet imkanlarını fütursuzca kullanmaktan çekinmeyişleri beklenmedik derecede tepki uyandırır.

Bunlar iktidar açısından görmezden gelinecek ufak tefek konular değil. Bunlar çürüme işaretleridir. Siyasi iktidarlar açısından son derecede riskli bir aşamanın habercisidir bunlar. Çünkü “İktidar şımarıklığı” iktidarın kendisine yönelik bir tehlikedir. Dışarıdan gelen salvolara iyi kötü dayanabilir ama kendi bünyesinin ürettiği bir tehditle baş etmesi çok zordur. Bünyenin ürettiği tehdit bünyeyi hedef alan tehdittir en başta.

Bir siyasi iktidarın uygulamaları beğenilmeyebilir, hatta öfkeyle karşılanabilir ama bunların yol açtığı tepkiler bazan iktidar bünyesinin ürettiği çürüme görüntüsü kadar etkili olmayabilir.

Mesela, yine geçen haftanın en çok tartışılan haberlerinden bir olan “Camide baby shower partisi” olayı iktidarın bir uygulaması değil ama bu iktidar ikliminin bir ürünü olarak görüldüğü için siyasi bir değeri var.

Arabasında pudra şekeri yakalatan parti görevlisi de başörtülü veya sakallı “influencer”ların taşkınlıkları da son tahlilde bugünkü iktidarın hesabına yazılacak siyasi maliyet kalemleridir.

İktidar şımarıklığı denen şey başka derde benzemez. Çünkü halkı kendinizden soğutmak için bundan daha etkili bir yöntem bulamazsınız. Ne kötü yönetim ne şu ne bu aynı derecede etkili olabilir.

Bunun geçmişte yaşanmış örnekleri de çok… Mesela, bazı ciddi hatalarına karşın, ülkeyi bugünkünden kat kat daha iyi yöneten ve daha da önemlisi halkın gönlünü kazanmaya yeterli niteliklere sahip olan Turgut Özal’ı hatırlayın.

Özal’ın sonunu getiren, uyguladığı ekonomi politikalarından ve ayyuka çıkan yolsuzluklardan ziyade, “papatyalar” ve “davulu delen jaguar” resmi olmuştu. Bu ikisi iktidar şımarıklığının resimleriydi.

İktidar şımarıklığı nedense her şeyden daha fazla hiddet ve öfke uyandırıyor insanlarda. Başka türden hatalar az çok tolere edilebiliyor olsa bile iktidar şımarıklığına aynı hoşgörü gösterilmiyor bu toplumda.

Öyleyse bugünkü siyasi iktidar açısından ekonomi başta olmak üzere halkı kendisinden soğutan politikalar ve uygulamalar kadar, belki onlardan bile daha fazla sorun çıkaracak bir alan burası.

Toplumun duygularını görmezden gelmemek gerekir. Zaten siyasi tercihlerimizi aklımız, mantığımız, analitik değerlendirmelerimiz vs. değil duygularımız inşa eder. Duygulara hitap edebildiğiniz ölçüde başarılı olabilirsiniz. Dünya çapında yapılan araştırmalar toplumların yalnızca yüzde onunun sandık tercihini rasyonel kriterlerle belirlediğini gösteriyor. Demek ki “iktidar şımarıklığı” diye söz ettiğimiz sorun, yeri geldiğinde mesela ekonomi yönetimindeki hatalardan daha fazla zarar verebilir herhangi bir iktidara.

Önceki ve Sonraki Yazılar