Güney Afrika’daki çatışmayı Mandela nasıl bitirdi
TBMM Milli Dayanışma Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu’nun 8 Ekim 2025 tarihli oturumundaki konuşmamın ikinci bölümü:
Demokratik Gelişim Enstitüsü (DPI) benim de uzmanlar kurulunda yer aldığım çatışma çözümleri konusunda çalışan uluslararası bir sivil toplum kuruluşu. DPI olarak, çatışma çözümlerinin yaşandığı ülkelerde incelemeler yapıyoruz. Konuyla ilgili ülkeleri ziyaret ediyoruz. Nasıl çözümler ürettiklerini yerinde görmeye, kendi ülkemiz pratiğinde yararlanmaya çalışıyoruz.
Bazı gezilere TBMM üyesi milletvekillerinin katıldığı da oluyor. Güney Afrika, Kolombiya, İrlanda gibi çatışma çözümlerinin yaşandığı ülkelerde öğrendiğimiz, işler o kadar hızlı yürümüyor. Kademe kademe ilerliyor. Buradaki izlenimlerime gelince; Şikayet ve öneriler Komisyon’da ele alırken gayet barışç ı gayet dostane, gayet olgun bir yol izleniyor.
Bu olgunluk Türkiye açısından bir başarı. Türk milletinin bir başarısı aslında. Milletimiz vekillerine kavga etmeyin, uzlaşma yolunu bulun, çözüm yolunu bulun mesajı veriyor. Seçim sonuçları bunu gösteriyor. Çüzüm bir günde gelmiyor. İlerlemenin kademe kademe gitmesi gerekiyor. Şimdi mesela Öcalan’ın sürece dâhil edilmesi ve PKK’lıların silahsızlandırılması gündemimizde. Silahları yakınca iş bitmiyor. O silahı tutanların, tutmuş olanların, daha önce bırakmış bulunanların hepsinin sürece nasıl entegre olacakları, nasıl gündelik hayata dönebilecekleri hesap edilecektir.
Bu konuda iki örnek vermek isterim: İlki Güney Afrika örneği. Güney Afrika’da gerillaları ikna etmekte hükûmet zorluk çekiyor, Mandela o sırada Robben adasında tutuklu. “Ne yapalım?” diyorlar, Mandela diyor ki: “Beni adadan alıp Cape Town’a götürün ben bunları ikna ederim. Eğer o sırada Mandela’nın adadan çıkarılıp müzakereleri yürüttüğ ü duyulsa bütün proje çökecek. Mandela ile gerilla liderleri silahları bırakma konusunda anlaşıyorlar. Bertie Ahern dönemin İrlanda başbakanı. Yine bir tıkanma yaşanıyor.
Cezaevindeki IRA liderleri Bertie’ye “Sen bizi bırak onları ikna edip dönelim” diyorlar. “Birkaç gün düşündüm. Onlar gittiler. Bir hafta boyunca öldüm öldüm, dirildim, ya geri dönmezlerse diye… Sonunda döndüler ve örgütü silah bırakmaya ikna etmişler” diyor. Öyle zamanlar oluyor ki risk almadan ilerlemeniz mümkün olmuyor. En umutsuz dönemdeydik Sayın Devlet Bahçeli birden DEM grubuna yöneldi ve yeni bir süreç başladı.
Yeni süreç yalnızca Bahçeli’nin şahsi gayretiyle sınırlı değildi, Türkiye çatışmalı ortamdan kurtulmak isteyen bir birikime sahipti. Önümüze yine zorluklar çıkacak, problemler çıkacak. Benim uluslararası tecrübelerden edindiğim izlenimim şudur: Vazgeçmeyen kazanır. Barışı Türkiye’ye getirmekten, Türkiye’nin uluslararası çapta ayağına bir pranga olan bu meseleyi çö zmekten başka bir yolumuz yok. Yolda aksamalar olabilir, gerilemeler olabilir ama ben burada oluşan kültürün, burada oluşan havanın etkili olduğunu görüyorum ve çok umutlu bir şekilde bu sözlerime son veriyorum. Vazgeçmeyen kazanacaktır diyorum ve vazgeçmeyeceğiz.
Teşekkür ediyorum hepinize.
TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş: Oral Bey, çok teşekkür ediyoruz.