1. YAZARLAR

  2. Fehmi Koru

  3. Politikacılar yalan söyler mi? Malzemeler birikiyor…
Fehmi Koru

Fehmi Koru

Politikacılar yalan söyler mi? Malzemeler birikiyor…

A+A-

ABD’nin ikinci kez seçilen başkanı Donald Trump’ın Beyaz Saray’daki 100. günü vesilesiyle, Amerikan gazeteleri, yeni dönemde yaşananları ayrıntılarıyla okurlarına aktardılar.

Övünülebileceği tek bir konu yok Trump’ın; halkını kutuplaştırdı, demokratik kurumların her birini işbaşına getirdiği kifayetsiz kadrolar eliyle işlevsiz hale getirdi.

Ekonomi ise, seleflerinden hiçbirinin görevdeki ilk 100 gününde görülmediği kadar kötü durumda.

Kamuoyu yoklamalarında Trump’ın halk desteği yerlerde sürünüyor. Sadece %22’lik bir kesim Trump’ın görevini yürütme şeklini onaylıyor; yaklaşık iki katı oranında insan ise (%45) onaylamadığını belirtiyor. Seçmenlerin %49’u uygulanan politikaların ekonomiyi kötüleştirdiği kanaatinde; iyileştirdiğine inananların oranı yalnızca %29.

Bu bilgiyle gecenin bir vakti CNN kanalı karşısına geçtiğimde, ilk 100 günü için Beyaz Saray’a davet ettiği kalabalık karşısındaki Trump’ın tavrı beni dehşete düşürdü.

İlk 100 gün kaydedilen muazzam başarıların kendisinden önceki hiçbir başkana nasip olmadığı yalanını anlatıyordu Trump…

Zorlayarak herbirinden milyarlarca dolar yatırım yapma taahhüdü aldığı iş dünyası temsilcilerinin gözlerinin içine bakarak hem de…

Oysa, o kişilerin temsil ettiği şirketlerin piyasa değerleri, Trump’ın yeniden iş başına geldiği 100 günlük dönemde, %8 değer kaybederek tam 3.66 trilyon dolar eksilmiş bulunuyor.

Trump yalanını yakalayabilecek kişiler önünde yalan söylüyor.

İlk döneminde, New York Times yazarı Chris Hayes onun bu özelliğini çarpıcı biçimde yansıtmıştı.

Okuyalım:

“Başkan bir yalancıdır. En önemli konular (nükleer diplomasi) hakkında da, en önemsiz konular (golf oyunu) hakkında da yalan söyler. Gözlerinizle görebileceğiniz şeyler hakkında yalan söyler. Az önce söylediği şeyler hakkında bile yalan söyler. Bir ağaçkakana benzer şekilde yalan söyler: Takıntılı, ısrarlı, içgüdüsel olarak… Şakaklarınız zonklayana kadar yalan söyler. Başınızı bir kova buzun içine sokup kurtuluş için dua etmek isteyene kadar yalan söyler.”

Bu tanıma uyan tek lider Trump değil elbette.

Son zamanlarda Gazze konusunda İsrail’i suçlayıcı açıklamalarıyla gündemi belirleyen Şikago Üniversitesi profesörlerinden John J. Mearsheimer’in ‘Why Leaders Lie’ (Liderler Neden Yalan Söyler) adlı 2011 tarihli bir eseri var.

Orada, Mearsheimer, bazı verileri kendi lehlerine tevil etmelerinin politikacılara belki zarar vermeyebileceğini kayda geçirdikten sonra, “Ancak” der, “Politikacı kendisini haklı çıkarmak için yalan söyleyemez; söylerse ve yalanı yakalanırsa bunun zararını görür.”

Ülke içerisinde, yani kendi halkına karşı, yalan söylemeyi politikacılara yakıştıramıyor Amerikalı profesör.

[İsrail’in ABD politikaları üzerindeki etkisini ‘The Israel Lobby’ adıyla kitaplaştırmış iki bilim insanından biridir Mearsheimer.]

Dış politika konularındaki yalanlar da zararlı.

En çarpıcı örnekler, 11 Eylül (2001) sonrasında Irak’a saldırmak için Saddam’ın elinde kimyasal silahlar bulunduğu ve nükleer silahlara sahip olmak amacıyla çalışmalar yürüttüğü yalanını ortaya atan George W. Bush ile onun bu yalanlarına destek çıkan Tony Blair…

Irak’a bu yalanlar eşliğinde savaş açılmıştı.

Küçük yalanlarla başlar alışkanlık, savaş için yalana kadar gider…

Dünya liderleri ve politikacıları arasında Trump’ınkine benzer yalanlarla sonuç almaya çalışanlar az değil.

Fakat, Trump’ın ilk dönemindeki dört yılda 34.573 kez yalan söylemesi kolay kırılabilecek bir dünya rekoru değil.

O yalanlar arasında, 100. gün akşamı tanık olunduğu türden, kendi halkına karşı söylenmiş yalanlar da var.

Çoğu da, herkesin bildiği konularda, kendisinin kısa süre önce doğrusunu ifade ettiği halde söylenmiş yalanlar…

Doğrusunun da yalanının da video kaydı bulunan yalanlar…

Bizde de politikacılar doğrulardan kolayca şaşabiliyor. Bunu bilmekle birlikte, özellikle son zamanlarda, kafa karıştırıcı durumlarla karşılaşabiliyoruz yine de…

Kanal İstanbul konusunu, 27 Şubat 2025 tarihli helikopter gezisi ve ardından brifingde Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’a gerçekleşecek bir proje olarak sunan ve bunları videoya kaydeden kadrodan Çevre Bakanı Murat Kurum’un,“Gündemimizde o konu yok” cevabında olduğu gibi…

Aynı kadrodan bir başka bakan, Abdulkadir Uraloğlu, hemen onun ardından, “Kanal İstanbul’dan asla vazgeçmedik” deyiverdi.

Mearsheimer’in ‘liderlerin yalanları’ kitabının benzerini ülkemize uyarlayacaklara malzemeler birikiyor.

Önceki ve Sonraki Yazılar