Ahmet Taşgetiren

Ahmet Taşgetiren

Papa gündemi

A+A-

1,5 milyar Katolik'in ruhanî lideri ve Vatikan Devlet Başkanı Papa 14. Leo, ilk yurt dışı gezisi için Türkiye’de. 14. Leo, ilk Amerikalı Papa.

İznik Konsili(325)’nin 1700’üncü yıldönümü vesilesi ile Türkiye’yi ziyaret eden Papa’nın yoğun bir temas trafiği var.

İlk gününü Ankara'da geçirecek olan Papa, akşamında İstanbul'a geçecek. İstanbul'daki programlar kapsamında bugün, Harbiye'deki Saint Esprit Katolik Kilisesi'nde (Kutsal Ruh Katedrali) piskoposlar, rahipler, diyakonlar ve ruhani görevlilerle toplantı yapacak, ardından Fransız Fakirhanesi'ne ziyarette bulunacak.

Papa'nın ziyaretinin asıl amacı İznik Konsili'nin 1700'üncü anma etkinliklerine katılmak. Papa’nın burada bir konuşma yapması bekleniyor.

Leo, Cumartesi günü Sultanahmet Camii'ni ziyaret edecek. Ardından Mor Efrem Süryani Kadim Ortodoks Kilisesi'nde yerel kiliseliler ve Hristiyan topluluklarının liderleriyle toplantı yapacak.

Sonraki durak Aya Yorgi Kilisesi ve Fener Rum Patrikhanesi olacak. Burada Fener Rum Patriği Bartholomeos ile görüşecek ve bir ortak bildiri imzalanacak.

Yine cumartesi günü 5 bin kişilik Volkswagen Arena'da toplu ayin yönetecek. Önceki Papa ziyaretlerinde bu tür ayinler için bir kilise tercih ediliyordu.

Papa Pazar günü Beyrut'a gitmek üzere Türkiye’den ayrılacak.

Nereden bakılsa çok yoğun bir program.

İZNİK KONSİLİ

İznik Konsili, 325 yılında toplanmış. Hristiyanlık içi Hazreti İsa’nın ne olduğuna dair yoğun tartışmalar var. Konsil’den “İznik İnanç Bildirgesi” diye tanımlanan bir metin çıkmış. Metin “İsa’nın Tanrı olmadığını, yaratılmış bir varlık olduğunu” savunan ve İslâm’ın bu konudaki yaklaşımına daha uygun olan Ariusçuluğu sapık (heretik) ilân ediyor. İznik Konsili “Teslis – Üçleme”nin resmen kabul edildiği bir zemin.

İznik Konsili metni, 381 yılında düzenlenen İstanbul (II. Ekümenik) Konsili’nde genişletilerek kabul edilmiş. İznik Konsilinde kabul edilen metin şöyle:

“Biz, tek Tanrı’ya, her şeye gücü yeten Baba’ya, görünür ve görünmez bütün şeylerin yaratıcısına inanıyoruz. Ve bir Rab İsa Mesih’e, Tanrı’nın Oğlu’na, Baba’dan doğmuş tek Doğan’a; yani Baba’nın özünden (homoousios) olan Tanrı’dan Tanrı’ya, ışık’tan ışık’a, gerçek Tanrı’dan gerçek Tanrı’ya; doğmuş fakat yaratılmamış, Baba ile aynı özden olan, göklerdeki ve yerdeki her şeyin O’nun aracılığıyla yaratıldığına inanıyoruz. Ve insanların uğruna, bizim kurtuluşumuz için inmiş, beden almış, insan olmuş, acı çekmiş, üçüncü gün dirilmiş, göğe çıkmış, gelecek olanla birlikte yargılayacağına inanıyoruz. Ve Kutsal Ruh’a inanıyoruz. Arius ve onun “Bir zaman vardı ki O yoktu” ve “O yaratılmıştır” ve “Tanrı’nın Oğlu başka bir özdendir”
ve “Değişebilir” diyen görüşleri lânetlenmiştir.”

Papa – Bartelemeus görüşmesi

Öteden beri Katoliklerle Ortodoksların ilişkileri hassas bir konu olmuştur. İstanbul’da Patrik Bartelemeos ile Papa görüşmesi, imzalanacak ortak bildiri dikkat çekici olacaktır. Papa gibi Bartelemeos da ekümeniklik (evrensellik) iddiasındadır ve bu ilişkinin politik yansımaları her çevre tarafından not edilecektir.

DİNLERİN KARŞI KARŞIYA OLDUĞU MEYDAN OKUMA

Hristiyanlık, aydınlanma süreci ile birlikte sekülerleşmenin meydan okuması ile karşı karşıyadır. Bütün papaların gündeminde -aslında bütün dinlerin gündeminde- din ile insanların arasına gittikçe daha çok mesafe girmesi olgusunun nasıl aşılacağı sorusu vardır. “Dinin geleceği” tartışması Hristiyanlığın daha yaygın olduğu Batı dünyasında ciddi bir gündem halindedir.

Bu sorudan İslâm dünyası da gittikçe artan ölçüde nasibini almaktadır. Türkiye’de de bu tartışmanın boyutları “Deizmin – Ateizmin yaygınlaşıp yaygınlaşmadığı” ekseninde her gün biraz daha genişlemektedir.

Meselenin bir boyutu “Değer kaybı” ve onun doğurduğu sosyo – kültürel sorunlar ekseninde din ile ilgisi olsun olmasın herkesi ilgilendiriyor.

Hristiyan – Katolik dünyada Kilise ve din adamlarının ilişkileri etrafında tartışmalar var. Papazların çocuk istismarı vs gibi…

İslâm ülkelerinde -meselâ bizde- din adamı imajına yönelik aşındırıcı örnekler öne çıkar zaman zaman, ama bu konu daha çok tarikat – cemaat zeminlerinde medyatik oluyor.

Ama geniş toplum kesimlerinin din ile ilişkisinde, bu tür hadiselerin yıpratıcı etkisi olduğunu kabul etmek gerekiyor.

Kilise, gençlere ulaşmak için Amerika’da – Avrupa’da, çeşitli müzik gruplarıyla iş birliği tarzında çağdaş akımlarla dirsek temasına giriyor. (Papa kilise yerine Arenada buluşuyor kitlelerle) Kilise ilahilerinin bu müzik akımlarıyla buluştuğu konserler düzenleniyor. Bu konserlere ilgi var mı, var ama onun içinden din ile nasıl bir bağlantı çıkar, orası meçhul. Kilise muhtemelen umduğu ile değil bulduğu ile yetinmek gibi bir tavır içinde…

İslâm ülkelerine – bize gelince, biz değer aşınması ile nasıl baş edeceğiz? Çocuk yaşta çeteler kuruluyor, cinayetler işleniyor, din ve değerler manzumesi ile bunun ilişkisi ne? Hristiyan dünyadaki “Dinin geleceği” tartışmaları bizde, meselâ İlahiyat camiasında nerede duruyor?

Bizde bu işler, kurulu düzenin kutsalı halinde bulunan laiklikle bağlantılı olarak ele alınıyor. Ama değer aşınması ve onun toplumsal sonuçları, laiklik içinde de sorun niteliğini kaybetmiyor. Kafa yormak lâzım.

İstenirse ilahiyatçı ile en seküler sosyal bilimci bir araya gelip, değer aşınmasının toplumsal bedelleri ve bunun nasıl önleneceği gündemi ile bir arayışın kapısını aralayabilir.

Hristiyan dünyasının önderi Papa’nın da kafası herhalde insanlığın gittikçe daha vahşi bir sürece girdiği ve bunun nasıl önleneceği sorusu ile meşguldür.

 

Önceki ve Sonraki Yazılar

YAZIYA YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.