“Kızıl Kapı”: Gazze/Mescid
Dünyanın en özgür ve en diri coğrafyası; yeryüzünün yaşayan tek evi Gazze…
Mısırlı şair Ahmet Şevki, “Suriye Nekbesi” isimli şiirinin bir yerinde şöyle der:
“Hürriyetin kızıl bir kapısı var ki / Onu ancak kana bulanan eller açar.”
Bu şiiri Mısır’ın seçilmiş tek cumhurbaşkanı Muhammed Mursi 2012’de halka seslenirken okudu.
Yıllar sonra Yahya Sinvar, elinde asası, sırtında hücum yeleğiyle cihad meydanında aynı şiiri haykırdı…
Suriye’de zalim Esed rejimini deviren Müslümanlar ilk bayram namazlarında yine aynı şiiri okudular.
İşte Gazze’nin hafızasına katkı olarak hazırlanan ve “İnsan”, “Sembol”, “Mekân” şeklinde üç ciltten oluşan ortak çalışmanın adı Mursi’ye, Sinvar’a ve Suriye devrimine ithafen “Kızıl Kapı” oldu. Editör Süleyman Ceran kardeşimize ve basımı gerçekleştiren Ekin Yayınlarına teşekkürler.
Çalışmanın “Mekân” bölümündeki “Gazze/Mescid” başlıklı yazı da kardeşinize ait. Zira hürriyetin “kızıl kapı”sını ancak kıyamı, rükûu ve secdesiyle namazın özgürleştirici iklimini soluyanlar açabilir inancındayız.
Gerçekten de “Mescid”, Gazzeliler için her şeyden daha önemli ve öncelikli bir mekândır… Mescid (Cami) “hayatın kalbi”; imanın, heyecanın, bilginin, bilgeliğin, ibadetin, kulluğun, eylemin, direnişin ve dirilişin merkezi konumundadır. Tıpkı Resûlüllah’ın (s.a.) Medine’de ilk icraat olarak inşa ettiği Mescid-i Nebî’nin, İslâm toplumunun mihveri, atardamarı ve toplardamarı, besin ve esin kaynağı olması gibi…
Sadece 7 Ekim 2023 Aksâ Tufanı ile başlayıp, iki yıla yakındır aralıksız devam eden şanlı direniş boyunca değil, yıllardır yaşadıkları nice zorluklar, zulümler ve katliamlar sürecinde Gazzelileri diri tutan en büyük güç ve enerji kaynağı, onların mesciderinde huşu ile ve cemaat halinde kıldıkları namazları oldu…
Esasen, Gazzeliler için mescidler, yıllardan beri yalnızca bir ibadet mekânı değil, aynı zamanda bir eğitim-öğretim kurumu, bir davet ve tebliğ üssü ve bir cihad ve mücadele mektebi-merkezidir. Mescidlerin orta kesiminde namazlar kılınır, sağ taraftaki bölümde belli bir müfredat çerçevesinde düzenli olarak dersler verilir, soldaki bölümde ise sportif faaliyetler yapılır…
Kaynaklara baktığımızda, Peygamberimizin Medine’de kurduğu ilk mescid olan Mescid-i Nebî’de, günde beş vakit namazların eda edilmesinin yanında şunlar da yapılırdı:
Resûlüllah’ın (s.a) devlet başkanı olması dolayısıyla siyasetin, muallimlik vasfı sebebiyle eğitimin, ordu kumandanı olarak askerî teşkilâtın, kadılık vasfıyla adalet teşkilâtının merkezi Mescid-i Nebi idi.
Mescid-i Nebi’nin Suffe bölümünde Kur’ân ve Sünnet merkezli bir eğitim verilir, buna özellikle ashab-ı suffe katılırdı. İslâm’a davet çalışmaları, tebliğ ve irşat faaliyetleri de buradan planlanıp yönetilirdi.
Mescid, aynı zamanda savaş hazırlıklarının yürütüldüğü bir karargâh niteliğinde idi.
Kabile reisleriyle yapılan diplomatik görüşmeler mescidde gerçekleştirilir; ayrıca önemli toplantılar ve istişareler burada icra edilir ve nikahlar da burada kıyılırdı. Bazen misafirler mescidde konaklarlardı.
Yetimlere, yoksullara, fakirlere ve yolda kalmışlara zekât ve sadaka dağıtımı da buradan yapılırdı.
İşte Gazzeliler Mescid-i Nebî’nin bu çok yönlü özelliklerini ve fonksiyonlarını örnek alarak, mescidlerini hayatlarının merkezine oturtmuş bulunuyorlar. Denilebilir ki, Gazze Müslümanlarının alâmet-i farikaları, “cami-mescid merkezli” bir hayat tarzına sahip olmalarıdır.
Gazze mescidlerindeki Kur’ân ve hafızlık eğitimi dünyada en ileri düzeydedir. Dünyada kişi başına düşen hafız oranı en yüksek ülke Gazze’dir. Kur’ân-ı Kerim’in ete-kemiğe büründüğü, “konuşan Kur’ân”, “yürüyen Kur’ân” ve “yaşayan Kur’ân” olan insanların en yoğun olduğu coğrafya yine Gazze’dir.
Sabah namazı ve beş vakit namazlarını düzenli cemaatle kılmayanlar savaşçı olarak alınmamaktadır.
Kısaca, pek çok açıdan gıpta edilesi bir “örnek toplum” (Gazze/Mescid)modeli karşımızda duruyor.
İnancım o ki, “Ey iman edenler! Sabırla ve namazla Allah’tan yardım dileyin!” (Bakara, 45, 153) ayetinde ifadesini bulan ilahi talimata en güzel şekilde ittiba eden Gazzeliler, inşaallah Nasr Suresindeki, “Allah’ın yardımı ve fetih geldiğinde ve insanların fevc fevc Allah’ın dinine girdiklerini gördüğünde Rabbini hamd ile tesbih eyle!..” sırrına da nail olacaklardır.
Ümmet olarak bize düşense, bütün gücümüzle onları desteklemek ve yaz Kur’ân kurslarının açıldığı şu günlerde camilerimizi “Gazze Mescid Modeli”ne göre dönüştürmektir.