1. HABERLER

  2. EDEBİYAT DEFTERİ

  3. MAKALELER

  4. İsrail’in Katar Saldırısı: Bölgesel Bir Dönüm Noktası Olabilir mi?
İsrail’in Katar Saldırısı: Bölgesel Bir Dönüm Noktası Olabilir mi?

İsrail’in Katar Saldırısı: Bölgesel Bir Dönüm Noktası Olabilir mi?

Katar saldırısının ardından Körfez ülkeleri ve ABD’li politika yapıcılar, geç de olsa İsrail’in militan zihniyetinin tüm bölge için büyük bir tehdit olduğunu fark ediyor. Saldırı, uzun vadede, Amerika öncülüğündeki bölgesel düzenin temellerini altüst edeb

A+A-

VIVIAN NEREIM - Dunyasiyaseti

Katar,Ortadoğudaki en büyük ABD askeri üssüne ev sahipliği yapıyor. ABD'den milyarlarca dolarlık savunma sistemi satın alan Körfez ülkesi, kısa süre önce Başkan Donald Trump’a lüks bir Boeing uçağı hediye etti.

Ancak bunların hiçbiri, Salı günü ABD’nin kilit müttefiki İsrail’in Katar topraklarında bir askeri saldırı başlatmasını engellemedi. Bu saldırı, Gazze Şeridi’ndeki savaşa ara vermeyi öngören ve Trump tarafından desteklenen bir ateşkes önerisini görüşmek üzere toplanan üst düzey Hamas yetkililerini suikastla ortadan kaldırma girişimiydi.

İsrail'in 7 Eylül'de Katar’ın Doha kentinde gerçekleştirdiği İHA saldırısı, İsrail saldırganlığının rutin hale geldiği bir bölgede sıradan bir saldırı değil. Doha’nın siyasi konumu saldırıyı olağanüstü kılıyor: Doha, İsrail ile Hamas arasındaki ateşkes görüşmelerine arabuluculuk eden ABD'nin en önemli müttefikinin başkenti.

Washington’daki Arap Körfez Devletleri Enstitüsü’nde kıdemli araştırmacı Kristin Diwan “Topraklarında kelimenin tam anlamıyla ABD Merkez Komutanlığı bulunmasına rağmen Katar’ın kendi vatandaşlarını koruyamaması, yerel halkın Amerikan ortaklığının değerini sorgulamasına yol açtı. Bu gelişme, Körfez liderleri için gerçek bir sorun. Ve bu, ABD’yi de endişelendirmeli” ifadelerini kullandı.

İsrail’in saldırısı, son yıllarda potansiyel müttefik olarak İsrail tarafından kur yapılan ve uzun süredir ABD’yi ana güvenlik garantörü olarak gören Körfez başkentlerinde şok dalgası yarattı.

Saldırı, Katar’ın başkenti Doha’daki bir yerleşim bölgesini vurdu ve Katar’ın iç güvenlik güçlerinden Bader Saad el-Humaidi el-Dosari’nin ölümüne neden oldu. Katar yetkililerine göre el-Dosari, onlarca yıl içinde İsrail tarafından öldürülen ilk Körfez Arap’ı oldu.

Katar, ABD’nin talebi üzerine Hamas’ın siyasi liderliğine ev sahipliği yapmayı kabul etmişti ve kendisini Gazze’deki savaşı bitirmeye yönelik görüşmelerde kritik bir arabulucu konumuna yerleştirmişti. Filistinli silahlı grup yaptığı açıklamada, Hamas’ın baş müzakerecisi Halil el-Hayya’nın oğlunun ve Hamas’a bağlı dört kişinin daha saldırıda öldüğünü doğruladı.

Analistlere göre İsrail’in saldırısı, Katar’ın ötesinde yankı bulacak. İsrail'in bir Körfez Arap ülkesine ilk kez doğrudan saldırı düzenlemesi, yalnızca Katar ile gerginliği artırmakla sınırlı kalmayacak. Saldırı aynı zamanda müttefik Körfez Arap ülkelerinin İsrail ile ilişkilerinde yaptıkları hesapları da değiştirecek nitelikte.

İsrail saldırısı bölgesel bir dönüm noktası olabilir

İsrail'in bir Körfez devletinde saldırı başlatmaya istekli olması, uzun süredir ABD ittifaklarının ve çıkarlarının hâkim olduğu bölge için potansiyel bir dönüm noktası niteliğinde.

Kuveyt Üniversitesi’nde yardımcı doçenti Bader Al-Saif “Körfez ülkeleri şimdi güçlü bir adım atmazlarsa, yalnızca İsrail’in güç yörüngesinin ve İsrail liderliğinde bir bölgesel düzenin parçası olacaklar” dedi.

Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri, Katar, Umman, Kuveyt ve Bahreyn gibi fosil yakıt zengini Körfez ülkeleri son yıllarda giderek daha iddialı hale geldi, muazzam servetlerini dünyada nüfuz kazanmak için kullandılar. Birlikte, devlet varlık fonlarında yaklaşık 4 trilyon doları kontrol ediyorlar ve birçoğu küresel enerji piyasaları üzerinde önemli etkiye sahip.

Yurt içi gündemleri, Orta Doğu’nun çalkantılı ortamında ticaret, yatırım ve turizm için güvenli liman olarak görülen itibarlarına dayanıyor. İsrail’in saldırısı doğrudan bu itibarı hedef aldı.

“Netanyahu bizzat Orta Doğu’yu yeniden şekillendireceğini ilan etti” diyen Şeyh Muhammed şöyle devam etti: “Bu, Körfez’i de yeniden şekillendirmeyi düşündüğüne dair bir mesaj olmalı!”

Körfez ülkeleri için İsrail’e askeri bir karşılık vermek ihtimal dışı. Çünkü gerilimin daha fazla tırmanması, Körfez ülkelerinin iç gündemlerine zarar verebilir. Daha da önemlisi, bölge ülkeleri ABD politikasına duydukları hayal kırıklığına rağmen hâlâ ABD’nin askeri desteğine bağımlı.

İsrail'in Doha saldırısı bir tarafıyla Trump'ın Körfez ülkeleriyle ilişkilerinin bir sınavı. Diğer taraftan Katar ve Körfez ortaklarının saldırıya nasıl yanıt vereceği, bölgenin bundan sonraki gidişatını belirleyecek.

Körfez ülkeleri varlık fonlarıyla misilleme yapabilir

Ancak Al-Saif'e göre “ellerinde pek çok araç var”. Diplomasi ve ekonomik kaldıraç bunların arasında. Körfez devlet varlık fonları, “İsrail’le veya ABD’yle bağlantılı çıkarları yaralayacak şekilde bir varlık satışı” yoluna giderse bunun etkisi olabilir.

Körfez ülkelerinin nasıl tepki vereceği henüz net değil. Ancak net olan şu ki Körfez ülkeleri, Trump’ın bölgeyi gezip yöneticilerini övmesinin ve bir dizi ticaret anlaşması imzalamasının üzerinden yalnızca birkaç ay geçmişken, ABD’nin güvenlik garantilerinin faydasını yeniden sorguluyorlar.

“ABD’nin şu aşamada bize sağlayabileceği şeyler sınırlı” diyen Al-Saif sözlerini şöyle sürdürdü: “Başka bir alternatif bulmamız lazım ya da tekrar Trump ile bir araya gelip sadece ticaret değil, salt güvenlik konuşmamız lazım” ifadelerini kullandı.

Saldırı, Trump’ın, 2020’de ABD aracılığıyla BAE ve Bahreyn’in İsrail ile diplomatik ilişkiler kurmasını sağlayan Abraham Anlaşmalarını genişletme umutlarını zayıflatacak. Trump, bu anlaşmaları ilk döneminin en önemli dış politika başarılarından biri olarak görüyordu.

Katar bu anlaşmaların bir parçası değildi ve bazı Körfez komşularıyla da gerginlik yaşamıştı. Ancak Salı günkü saldırı, Körfez ülkelerini İsrail’i kınamada birleştirdi ve savunmasızlıklarına dair ortak kaygılar uyandırdı. BAE hükümdarı Şeyh Muhammed bin Zayid Al Nahyan, ulusal güvenlik danışmanı Şeyh Tahnun bin Zayid ile birlikte Çarşamba günü Katar’a resmi ziyaret gerçekleştirdi.

Arap Yarımadası üzerine odaklanan eski bir ABD Dışişleri Bakanlığı yetkilisi Joseph Farsakh “ABD’nin ortakları ve ABD’li politika yapıcıların kendileri, geç de olsa İsrail’in militan zihniyetinin tüm bölge için tehdit olduğunu fark ediyor” dedi. Farsakh’a göre uzun vadede, Körfez “İsrail ile iş birliğinin kötü bir fikir olduğunu” anlayacak.


Bu yazı The New York Times’da 10 Eylül 2025 tarihinde “Gulf Powers Question U.S. Protection After Israeli Attack on Qatari Soil” başlığıyla yayınlandı. Kısaltılarak çevirilen metinde editoryal düzenleme yapılmıştır.

------------------------------------

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.