Uluslararası hukuk hiç var olmadı ki çöksün!
İsrail'deki siyonist rejimin Gazze'deki barbar soykırımını Batı'dan ve küresel sisteminden ayrı düşünmek mümkün değil. Zira bu vahşet her yönüyle Batılı sömürgeci zihniyetin devamı ve pratiğidir. Zaten İsrail Cumhurbaşkanı İzak Herzog, Başbakan Binyamin Netanyahu ile birlikte "Batı medeniyetini savunuyoruz. Gazze'de herkes suçlu ve bedelini ödemeli" diyerek saldırı emrini vermişti.
Güney Afrika'daki kurtuluş mücadelesinde aktif rol oynayan hukuk profesörü Ziyad Motala, Middle East Eye'daki "Gazze soykırımının ardından Batı'nın ahlaki iddiası paramparça oldu" başlıklı yazısında bu gerçeği eğip bükmeden dile getiriyor.
Özellikle şu cümlesi siyonazist Batı'nın içyüzünü net şekilde açıklıyor: "Gazze bize bir şey öğrettiyse o da sözde kurallara dayalı uluslararası düzenin çöktüğü değil, aslında böyle bir düzenin hiç var olmadığıdır." Evet, 'uluslararası düzen' denen şey aslında hiç var olmadı ki çöksün. Peki o zaman, uluslararası hukuka dayalı olduğu söylenen 'küresel sistem' nedir?
***
Batı'nın dünyaya empoze ettiği uluslararası hukuk aslında diğer uluslara vurulmuş bir kölelik prangasıdır. Sistematik sömürü düzeneğidir. Cemil Meriç'in veciz ifadesiyle "Avrupalı için kanun, eski Yunan'dan beri büyük sineklerin yırtıp geçtiği, küçüklerin takılıp kaldığı bir örümcek ağıdır."
Zaten bu yüzden olsa gerek Batı'nın en 'insancıl' kalemlerinden ve aydınlanmacı dünya görüşünün kurucu babalarından sayılan Goethe bile "Ya örs olacaksın ya çekiç" diyerek sömürgeciliği hayatın bir rutini diye normalleştiriyor. Ataları gibi şu anki Batılılar için de hukuk özellikle de 'milletler hukuku' her açıdan sömürgeci mahiyete sahip bir imparatorluk hukukudur. Ve bu hukuk doğası gereği zayıflara karşı katı, güçlülere karşı ise yumuşaktır.
***
Bu bağlamda Gazze başta olmak üzere Irak, Libya, Suriye, Mısır, Yemen, Lübnan ve Afganistan'da olup bitenler normalden bir sapma değil bizatihi normalin kendisidir.
Motala'nın vurguladığı gibi "Gazze, Batılı liderlerin sömürgeci ve ırksal siyasi DNA'sının bozulmadan kaldığını ortaya koydu. Kurbanlar Filistinli olduğunda evrensel haklar söylemi ortadan kalkıyor..."
Batılı sömürgeci ahlaksızlığın ve soykırımcı zihniyetin deşifre olduğu yerlerden biri de Ukrayna savaşıdır. Rusya, Ukrayna'ya girdiğinde öfkeyle ayağa kalkan Batı dünyası vicdan, ahlak, erdem ve insanlık adına her yeri ateşe verdi. Bırakın askeri, siyasi ve ekonomik ambargoyu topyekûn olarak kültürel ve toplumsal hayattan kovdukları Rusya'yı tarihte eşi az görülen bir ulusal aforozla mahkûm ettiler.
Oysa aynı Batılı hükümetler Gazze'yi yerle bir edip çocukları sistematik şekilde katleden ve iki milyonluk bir halkı açlık silahıyla sadistçe öldüren Siyonist barbarlara gelince, bırakın alttan almayı diş gösterip soykırıma açıkça destek veriyor.
İspanya ve İrlanda gibi birkaç erdemli ülkeyi saymazsak hemen hepsi Filistinli kurbanlar yerine soykırımcı İsrail'i ve mezalimini savundu. İşte bu nedenle İsrail Batı'dır Batı da İsrail'dir. İşte bu nedenle güçlü ve uyanık olmak zorundayız.
Suçlular hesap verene kadar yılmamalı ve bu işin peşini asla bırakmamalıyız...