1. YAZARLAR

  2. Mensur Akgün

  3. Tarihi bir kavşakta…
Mensur Akgün

Mensur Akgün

Tarihi bir kavşakta…

A+A-

Türkiye hem kendi tarihinin hem de dünya tarihinin önemli bir dönüm noktasında önemli sorumluluklar almaya hazırlanıyor. Bir yandan etnik ayrımcılığa dayalı terörü sonlandırırken diğer yandan da Ukrayna-Rusya savaşının bitirilmesinde bir kez daha rol oynamaya başlıyor.

Her ikisi de zor süreçler. Birine içeride diğerine dışarıda direnç var. İngiltere, Almanya, Fransa ve biraz da Polonya savaş bitmesin diye sürekli ön koşullar ortaya koyuyor, yeni yaptırımlardan, ateşkes olmadan barışın müzakere edilemeyeceğinden, hatta Putin’in yargılanması gereğinden söz ediyor.

Neyse ki Trump ve yönetimi direniyor, Zelensky’i masaya oturmaya teşvik ediyor. Zelensky de elini yükseltip Perşembe günü İstanbul’a şahsen geleceğini, Putin’i de beklediğini açıkladı. Maksat sanırım Rus tarafını uzlaşmaz göstermek, Trump’ı Rusya’ya karşı yeni yaptırımlar uygulamaya ve savaşı uzatmaya teşvik etmek.

Arabuluculuk, kolaylaştırıcılık sorumluluğu üstlenen Türkiye’nin işi hiç kolay değil. Sadece tarafları uzlaştırmakla kalmayacak oyun bozanlarla da uğraşacak. Hem de bu kez İstanbul’a gelecek ve güya sürece destek olacak Avrupalı delegasyonlarla hem de Antalya’daki NATO toplantısına katılacaklarla.

Ama asıl zorluk içeride. PKK’nın kendini fesih ve silah bırakma açıklaması maalesef ki herkesi mutlu etmedi. Lozan’a yapılan atıflar ve 47 yıllık şiddeti meşru göstermeye yönelik satırlar özellikle barıştan AKP’nin çıkar sağlayacağından korkan kesimleri rahatsız etti. Bu da gazete manşetlerine, köşelerine, televizyon kanallarına ve sosyal medyaya yansıdı.

Muhalif kesimin, daha da çok ana muhalefet partisi adına gibi yazan, konuşan ve mesaj yayınlayanların genel telkini çok sevinmememiz yönünde. Kimisi tuzaklara dikkat çekiyor, kimisi çatışmanın barıştan daha iyi olduğunu ima ediyor. Aklı başında şeyler söyleyenler de tabii ki var. Ancak azınlıkta.

Ben bu nedenle bugünkü köşemi CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in yaptığı, gerisini partinin web sayfasında bulabileceğiniz “resmi” açıklamaya bırakıyorum. Umarım muhalifler ana muhalafet partisi başkanının anlık reaksiyonlarından farklı, ölçerek- tartarak ifade ettiği, muhtemelen partinin yetkili kurullarının onayını almış sözlerini dinlerler.

Çünkü Özel “Cumhuriyet Halk Partisi olarak tarihsel bir tutarlılık içerisinde, barışın yanındayız” diyor. Ve ilave ediyor: “PKK’nın silah bırakma kararı aldığını ve örgütsel yapısını feshettiğini ilan eden son açıklaması, Türkiye’nin yıllardır ağır bedeller ödediği bir dönemin sona ermesi açısından kritiktir”.

“Sürecin başarılı olması ve kalıcı toplumsal barışa evrilmesi; atılacak adımların samimiyeti, hukukiliği ve demokratik meşruiyeti ile doğrudan ilişkilidir” diye de ayrıca uyarıyor. “Kürt sorunu dahil olmak üzere ülkemizdeki tüm sorunların çözümünün hukuk devleti, adalet ve demokrasiden” geçtiğini söylüyor.

Bu sürecin, günlük hesaplarla, seçim planlarıyla değil, hiçbir siyasi görüşün, partinin, toplumsal kesimin dışlanmadığı bir kapsayıcılıkla yönetilmesi gerektinin altını çizip, “ülkelerde iç barış, otoriter bir sistemde değil, demokratik hukuk düzeninde sağlanır” diyor.

TBMM çatısı altında, demokratik düzenlemelerin ele alınması yönündeki tarihsel ve siyasi tutarlılık taşıyan tavırlarını muhafaza ettiklerini vurguluyor. Yasal düzenlemelerin yapılması kadar, “mevcut kanunların uygulanmasındaki hukuk dışı yaklaşımların terk edilmesi ve anayasa ihlallerine son verilmesinin şart olduğunu” hatırlatıyor.

CHP Genel Başkanı’nın açıklamasında Lozan Antlaşması, kayyum ataması ve iktidarın süreci suistimal edebileceği endişesi de var. Fakat pişmanlık, keşke bu süreç hiç başlamamış olsaydı iması yok. PKK’dan beklentisi belli ki verdiği sözü tutması. Başka bir açıklama yapmasını falan istemiyor. Olayın tarihi önemine dikkat çekiyor.

Açıklamanın muhatabı tam da olması gerektiği şekilde süreci yöneten ve buna karşın hukuksuzluklardan, hakların kısıtlamasından sorumlu olan iktidar. Özel onlara yol gösteriyor, Türkiye’ye gerçek barışın ne şekilde geleceğini anlatıyor. Galiba biraz da muhaliflere bu sürecin dışında kalmayalım diyor.

Kim bilir belki de tutumu kayda geçsin, ortada yapacağı siyasi polemiklerden, süreci saptırmaya çalışanları tatmin etmek için söyleyeceği sözlerden arınmış bir belge olsun istiyor. Ama bunların hiç biri söylediklerinin değerini ve önemini azaltmıyor. Olsa olsa onun da işinin hiç kolay olmadığına işaret ediyor…

Önceki ve Sonraki Yazılar