Meclis’te kurulan “Milli Dayanışma Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu” sonuçlarını zaman içinde görebileceğimiz, tarihi bir başlangıç. Seçmen kitlesinin yüzde 98’ini oluşturan partilerin temsil edildiği bir büyük tablo. Bu tablonun içinde ana muhalefet partisi de var, iktidar partisi de, milliyetçisi de var, dindarı da. Büyük beklentiler içinde olsak da olmasak da ortaya çıkan enerji insana umut veriyor.

Siyaset kurumu toplumdaki gelişmeye bakarak yapacaklarına karar verir. Son yıllarda demokrasi karnemizin kırık olduğu gelişmeler yaşadık.

Şimdi normalleşmek, çoğulcu bir demokrasiye yönelmek bakımından bir açı yakalamış bulunuyoruz. Kürtlerin birlik yönündeki hamlesi, eğer Batı’da da karşılık bulabilirse, tarihi adımlara tanıklık edebiliriz. Tabii bu komisyonun teknik bir komisyon olarak tarif edilmesi yeterli değil.

Türkiye seçmeni çok partili rejim denemelerini, askeri müdahaleleri, Cumhurbaşkanlığı Hükümet sistemi uygulamalarını tecrübe etti, yaşadı. Şimdi bütün bu 200 yıllık yolculukta yeni bir istasyona gelmiş bulunuyor.

Halkımız şunu zaman içinde kesinlikle ispat etti: Bu halk, farklı olana, “öteki”ne günden güne daha insani yaklaşabiliyor. Bu komisyon da 200 yılın işte bu birikim ve muhasebesinden dersler çıkarmış bir imkandır. Eğer Meclis, toplumda oluşan dip dalgayı kavrayabilen bir yaklaşım içinde görev yaparsa, farklı bir siyasi atmosfere girebiliriz. Birçok tabu son birkaç ayda yıkıldı. Yenileri de yolda…

Ben her zamanki iyimserliğimle gelişmeleri olumlu görüyorum. Özellikle Ana Muhalefet Partisi’nin süreçte yer almasının, Meclis Başkanı Numan Kurtulmuş’un tecrübesinin ve ılımlı yaklaşımının önemli bir fırsat olduğu görüşündeyim.

Suriye

Yeni Suriye’ye de bu gelişmeler ışığında farklı bir yaklaşım gelişebilir mi? PKK’nın kendini dağıtarak yeni bir yola girmesi, Türkiye’nin Suriye’deki Kürtlere farklı bakmasını sağlayabilir mi?

PKK silahı bıraktı ve kendini fesh etti. Bu durumda YPG/PYD ile Türkiye arasındaki zıtlaşma bundan sonra tam tersine bir uzlaşmaya, çıkar işbirliğine dönüşebilir mi? PKK’nın silah bıraktığı ve kendini fesh ettiği bir ortamda Türkiye daha geniş ve esnek bir strateji izleyebilir mi?

Suriye’deki Kürtlerin yeni durumda Türkiye ile daha yakın bir işbirliğine yönelmesi gerçekten de mümkün. Çözüm iradesi Türkiye’de yeni bir rüzgar yaratabilir. Komisyon bu açıdan önemli bir fırsat olarak önümüzde.