1. YAZARLAR

  2. Nasuhi Güngör

  3. CHP'de hangi yol ayrımı?
Nasuhi Güngör

Nasuhi Güngör

CHP'de hangi yol ayrımı?

A+A-

Sadece İzmir Büyükşehir Belediyesi özelinde yaşananlara bakmak bile CHP içindeki tartışmaların hangi boyutlara geldiğini gösteriyor.

Tartışma malumunuz. 23 bin sendikalı işçi ücretleri için anlaşma sağlamadığından greve gitti. Üç belediye şirketinin çalışanları, yaklaşık altı aydır devam eden görüşmeler sonrasında uzlaşma olmayınca 6 gündür grevi sürdürüyor. En büyük sorun çöplerin toplanmamasıyla ilgili ortaya çıktı. Otobüslerle ilgili de ciddi sorunlar var.

Gelinen noktada DİSK, CHP kamuoyunun önemli isimleri tarafından “sarı sendika” ilan edildi.

Belediye otobüsünde şoförlüğe talip olanlar, çöpçü olalım diyenler, işi itfaiye konusunda daha da ileriye götürdü. “İtfaiyeciler işe gelmiyorsa varsın yansın şehrimiz, lütfen geri adım atma.”

KILIÇDAROĞLU GÖNDERMESİ

Lokavt ilan edip işçilerin hepsini gönder diyerek, hepsini Kemal Kılıçdaroğlu zamanında “göz kırpılan parti militanları” ve “iktidar yamağı sömürgenler” olarak ilan edenler de oldu. Ne yazık ki işi getirip apaçık ırkçılık boyutuna taşıyanlar da.

Önceki Başkan Tunç Soyer zamanında, başka bir işçi grubuyla Türk-İş üzerinden yapılan sözleşmeye atıfla haklarını isteyen işçiler ve onları temsil eden DİSK’in, sosyal demokrat bir partinin kamuoyunda etkin isimleri tarafından tarifi böyle. Üstelik ortalıkta talep edilen rakamlarla ilgili de ciddi bir bilgi kirliliği var.

Umarız İzmir’de işçilerin hakları bir an önce kendilerine verilir. Ayrıca böyle hassas bir konu parti içi çekişmelere ve iktidar karşıtlığına savrulmaz.

KURULTAY İDDİANAMESİ KABUL EDİLDİ

Bu sabah, CHP kurultayına dair soruşturmanın iddianamesi kabul edildi. Ekrem İmamoğlu ve İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Cemil Tugay, İstanbul İl Başkanı Özgür Çelik dahil 12 kişi için 1 yıldan 3 yıla kadar hapis cezası talep ediliyor. İddianame, Ankara 26. Asliye Ceza Mahkemesince kabul edildi. Artık bir mahkeme sürecini takip edeceğiz özetle.

Bu kişilerle ilgili Siyasi Partiler Kanunu'nun 112. maddesinde tanımlanan "oylamaya hile karıştırma" suçunu işledikleri iddiasıyla hapis cezasının yanısıra, ceza süresi kadar siyaset yasağı da talep ediliyor.

Davayla ilgili üzerinde en çok konuşulan isim önceki Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu. Konuşmamakla suçlanıyor, ortaya çıkacak sonucu reddetmesi gerektiği iddia ediliyor.

Öncelikle ortada CHP’nin tüzel kişiliğini merkeze alan bir dava süreci var. Kılıçdaroğlu ise kaybettiği kurultay üzerinden mağdur olarak tanımlanıyor.

İkincisi davanın sonucunu reddetmesi ya da kendisinin partiyi kurultaya götürmesi yönündeki durumu kabul etmemesi de tabloyu değiştirmiyor. Bir başka isim belirlenip, o ismin CHP’yi kurultaya götürmesi de mümkün. Dolayısıyla Kılıçdaroğlu’nun herhangi bir hamlesinin sonuca yönelik bir boyutu yok.

Bir de eski genel başkanın “Bu kurultayda şaibe yok, ben mağdur değilim” demesi isteniyor. Bunun hukuki süreci etkilemesi mümkün mü? Böyle bir ihtimal de görünmüyor.

CHP'nin kurumsal anlamda davayla ilgilenmek yerine iç tartışmalara yönelmesi de giderek daha büyük eleştirilerin konusu olmaya aday bir yaklaşım.

YAKIN GELECEKTE NE KONUŞACAĞIZ?

Gelinen aşamada iki noktanın altını çizebiliriz. Birincisi, iddianamedeki isimler üzerinden bu saatten sonra İBB dosyasıyla kurultay davasının birlikte konuşulacağı bir döneme giriyoruz. Dosya birleştirilmesinden değil, kamuoyunda birlikte ele alınmasından söz ediyorum.

İkincisi, ufukta yeni bir parti görünüyor mu sorusu Ankara’da çok canlı. İkinci bir parti meselesi Özel-Kılıçdaroğlu arasındaki sürecin sonunda mı; yoksa İBB soruşturmasının ilerleyen aşamalarında mı gündeme gelir?

Onu hep birlikte göreceğiz.

Önceki ve Sonraki Yazılar