1. YAZARLAR

  2. Fehmi Koru

  3. Bu kaçıncı operasyon? Operasyonlar hiç bitmeyecek mi?
Fehmi Koru

Fehmi Koru

Bu kaçıncı operasyon? Operasyonlar hiç bitmeyecek mi?

A+A-

CHP’li belediyelere karşı düzenlenen operasyonların sonuncusunun ‘beşinci’ olduğunu biliyorum. Bu yazıyı okuduğunuzda sayı ‘altı’ya, hatta ‘yedi’ye çıkmış da olabilir.

Operasyonlarda gözaltına alınan belediye görevlisi ve belediyeden iş alanların sayısı yüzlerce…

İstanbul’daki çoğu ilçe belediye başkanlığı ya boş, ya vekil veya kayyım ile yönetiliyor… Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu da cezaevinde…

Operasyonların sebebi yolsuzluk ve rüşvet iddiaları…

İDDİALAR DOĞRU OLABİLİR Mİ?

Sorum kuşku içeriyor, değil mi?

Zaten, operasyonun esas hedefi olduğu bilinen İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı ile sınırlı tutulmamasının sebebi de, kitlelerin duyduğu kuşku…

Kuşkuları bir-iki operasyonla gidermek mümkün olmadığı için, gözaltına almalar ve tutuklamalar yaygınlaştırılıyor…

Öyle anlaşılıyor ki, operasyonlar ne kadar yaygınlaşır ve kapsam içerisine alınanların sayısı artarsa, kuşkuların azalacağı ve tamamen ortadan kalkacağı düşünülüyor…

Gözaltında ve cezaevinde ‘pişmanlık’ duymaya başlayacakların artması beklentisi de operasyonların yaygınlaştırılmasında rol oynuyor.

YA KUŞKULAR ORTADAN KALKMAZSA

Evet, böyle bir kuşkum da var.

Adalet kavramının herkesten saygı gördüğü, yargının itibarını sürdürdüğü, verilmiş kararların eli bile kesse acıtmayacağına inanıldığı bir ortamda şimdikine benzer iddialarla karşı karşıya kalınsaydı, ‘yolsuzluk’ ve ‘rüşvet’ sözcükleri geçtiğinde gelişmeleri herkes ilgiyle izleyebilirdi.

Kuşku bir yana, inanarak…

Bugün öyle bir ortamda değiliz.

Tek yönlü bir operasyon inandırıcı olamaz, nitekim olmuyor da…

Eş-zamanlı olarak, iktidar partilerinden birinin yönetiminde bulunan belediyelerde de, aynen CHP’li belediyelere yönelik operasyonlarda olduğu türden, devletin bütün kurumlarının didik didik etmesine benzer incelemeler, soruşturmalar yürütülüyor olsaydı, şimdi yaşananlar inandırıcılık kazanabilirdi.

Oysa ne görüyoruz, bir yandan belediyelerine yönelik operasyon yürütülürken, CHP’nin genel başkan değiştirilen sondan bir önceki kurultayı da mercek altında…

Ve verilecek kararın kurultayın iptali yönünde olacağı beklentisi güçlü…

Bir önceki kurultayda, 14 yıl boyunca partiye genel başkanlık yapmış Kemal Kılıçdaroğlu’nun, yerini Özgür Özel’e bırakmak zorunda kalacağı bir seçim süreci yaşanmıştı.

Kaybedenler kaybın sebebini akçeli ilişkilere bağlayıcı imalarda bulunmuşlardı.

Hemen her kongre ve kurultay ardından yaşandığı gibi…

OPERASYONLAR NE ZAMAN BİTER?

Bizde yenilenler yenilgiyi kolay kolay hazmedemiyorlar.

Kalesi bilinen ve kaybının Türkiye’nin kaybını getireceğine inanılan İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı’nı, AK Parti’nin, 2016 yerel seçiminde kaybetmeyi bir türlü hazmedememesi gibi…

İstanbul’u 2016’da kaybeden AK Parti, 31 Mart 2024 yerel seçiminde çok sayıda büyükşehir belediyesi ile birlikte halkı her seçimde kendisine oy vermiş başka belediyeleri de kaybedip ikinci parti durumuna düştü.

İstanbul’da Büyükşehir’e ve onunla birlikte çok sayıda ilçenin belediyelerine karşı yürütülen operasyonlarda, ‘etkili pişmanlar’ tarafından yöneltilmiş itham-itiraf-iftira sınırlarında dolaşan iddiaların, gün gün gazetelerde ve ekranlarda ele alınmalarına rağmen kuşkuları ortadan kaldıramamasının sebebini başka yerlerde aramamak gerekiyor.

BİR İHTİMAL DAHA VAR

Fazla uzak olmayan bir gelecekte gündeme gelecek cumhurbaşkanlığı seçiminde, adaylığı partisi CHP tarafından erkenden açıklanan Ekrem İmamoğlu unsurunu da bu hesaba eklemek gerekiyor.

Hesap şu: İmamoğlu aday olursa, daha önceki cumhurbaşkanlığı seçimlerinde rakip adayları geride bırakmayı başarmış olan AK Parti, bu kez havlu atmak zorunda kalacak…

Bu hesabı yapanlar pek de abartmış sayılmazlar.

Ülkede sistem değişikliği (2017) sonrasında yapılan 2018 ve 2023 seçimlerinde, AK Parti’nin güçlü adayı -şimdi üçüncü dönemini sürdüren Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan- yenebileceği rakiplerle yarışmıştı.

Muharrem İnce (2018) ve Kemal Kılıçdaroğlu (2023) ile…

2018 seçiminde bütün muhalefet partilerine sempatik gelecek bir ‘çatı aday’ arayışı sürerken, Meral Akşener’in “Kazanırım, o halde adayım” çıkışıyla bu ihtimal bertaraf oluvermişti.

Bir sonraki seçimde (2023), yine Meral Akşener, bir yıldan fazla ortak masada birlikte olduğu Kılıçdaroğlu’nu ‘seçilemez aday’ olarak ilan etti ve bu yolla onun şansını azaltıp yenilmesini sağladı.

Ekrem İmamoğlu ise, diploması iptal edildiği, cezaevinde tutulduğu halde, kamuoyu yoklamalarında ‘kazanabilecek aday’ görünüyor.

“Operasyonlar biter mi?” sorusuna benim cevabım kısa ve kesin: Kamuoyu 7/24 maruz bırakıldığı iddialara inandırılana kadar bitmez.

 

Önceki ve Sonraki Yazılar