1. YAZARLAR

  2. Oral Çalışlar

  3. Barışa demokrasi aşısı yapabilsek
Oral Çalışlar

Oral Çalışlar

Barışa demokrasi aşısı yapabilsek

A+A-

Kürt sorunu, Türkiye’nin en temel demokrasi ve özgürlük sorunudur. Bu bir klişe cümledir. Ama gerçektir. CHP’nin katkısı olmadan bu sorunu köklü bir çözüme ulaştırmak da mümkün değildir. Tabii bu da bir klişe. Geçmiş tecrübelerimizden biliyoruz. CHP’nin etki alanı yalnızca aldığı oyla ifade edilenin ötesindedir. Toplumun dinamik, okuyan, yazan, karar mercilerinde bulunan kesimlerinin çoğunluğu tavrını belirlerken CHP’nin nerede durduğuna dikkat eder. Bahçeli’nin 22 Ekim’de başlattığı ve Öcalan’ın olumlu karşılık verdiği “yeni çözüm süreci” bir yıldır ilerliyor. CHP de bu kez geçmiş tecrübeden ders çıkartarak sürece katıldı. Özgür Özel, yaptığı mitinglerde, Kürtlere yönelik her türlü olumlu adımı destekleyeceklerini, anadil, yerel yönetimlerin güçlendirilmesi gibi demokrasi alanlarında pozitif bir tutum alacaklarını söyledi.

Ancak, 22 Ekim’de Bahçeli’nin barış çağrısı yapmasının bir hafta ardından, 30 Ekim’de İstanbul’un en büyük ilçesi Esenyurt’un Belediye Başkanı Ahmet Özer “terör örgütüne üye olmak” iddiasıyla tutuklandı. Bu tutuklama, bir işaret fişeği gibiydi. Ardından 19 Mart Operasyonu geldi. Ekrem İmamoğlu tutuklandı. Bu defa Özgür Özel sahneye çıktı ve bir dizi kitlesel mitingle karşılık verdi. Bugüne gelirsek… Özgür Özel, partinin değişik kademelerinden gelen “Komisyonu terk edelim” çağrılarına, “Hayır biz onlardan daha çok çözüm yanlısıyız” diyerek, bir yere kadar, çoğunluğu ikna ve teskin edebildi. Özgür Özel, “komisyonu terk etmeme” tutumunu sürdürüyor. CHP, İmralı’ya gitmese de süreci desteklediklerini ve Meclis’teki ‘komisyon’un çalışmalarına katılacaklarını açıkladı.

Bunu olumlu bir olgu olarak değerlendirmek yararlı olur. Kürt meselesi gibi toplumun derinliklerine kadar etkili olmuş bir sorunun kısa sürede çözümünü beklemek, gerçekçi değil. Sorunun daha demokratik bir ortamda çözülmesi için, muhalefetin de mutlaka sürece katılması gerekiyor. Komisyonda CHP’nin varlığı hala önemli. Türkiye’deki şu anki kamplaşma, sürecin sağlıklı yürümesini tehdit ediyor. Doğuda Kürtler ile yeni barış adımları atılırken, İBB’nin kritik kadroları, cezaevine atılabiliyor. Onlarca belediye başkanı ve yöneticisi, ağır polis operasyonlarından geçirilebiliyor. Ancak, son tahlilde, CHP, bunca operasyona maruz kalırken, çözüm sürecine desteği sürdürebiliyor. Kürt meselesi gibi ağır bir meseleyi ele alırken, dostu-düşmanımüttefiki- karşı tarafı doğru analiz etmek gerekir. Gönül isterdi ki Türkiye hem çözüm sürecini hem de demokrasi talebini birlikte güçlendiren bir enerji yaratabilsin. Neden olmasın?

Önceki ve Sonraki Yazılar