Ankara, bu kez daha kararlı ve bütün
Yaklaşık bir yıl önce başlayan ve devamında Terörsüz Türkiye olarak isimlendirilen sürecin, ne denli stratejik öneme sahip olduğu her geçen gün iyi anlaşılıyor.
Nitekim Zafer Haftası’nda sürece verilen desteği, özellikle Cumhur İttifakı tarafında net biçimde görme imkanımız oldu. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ve MHP lideri Devlet Bahçeli’nin özellikle 30 Ağustos gecesi verdikleri sıcak kareler, Terörsüz Türkiye üzerindeki mutabakatın yansımasıydı aynı zamanda.
KOMİSYON HIZLANACAK
Diğer yandan TBMM çatısı altındaki komisyon çalışmaları bu hafta verilen aradan sonra devam edecek. Eylül ayında komisyonun sürecin yasal düzenlemelerine dair öneriler üzerinde daha yoğun mesai harcaması bekleniyor. Ekim itibarıyla da ilgili komisyonlara ve ardından genel kurula gelmesi öngörülüyor.
İSRAİL NEYİ NASIL GÖRÜYOR?
Tekrar sürecin stratejik kurgusuna dönersek; Suriye sahasında olup bitenlere ve İsrail’in Filistin topraklarındaki işgalci tutumunu bu ülkeye taşımaya başlamasına doğru odaklanmak gerekiyor.
İsrail tarafından yapılan okuma; Ankara’nın Suriye’yi adım adım işgal etmeye başladığı, dolayısıyla da kendi güvenliğini doğrudan hedef alan bir tehdide dönüştüğü. Daha büyük pencereler açarak, işi Akdeniz üzerindeki nüfuza, ayrıca Katar gibi ülkelerle bir Sünni blok inşasına kadar götürenler var.
İsrail yönetimi bu tezlerini, hem Şam’a dayanan işgal politikasının, hem de Türkiye’yi asıl rahatsız eden SDG/PKK kışkırtıcılığının zemini olarak kullanıyor.
ÇELİK KUBBE BÜYÜK ETKİ UYANDIRDI
Bu aktardıklarımı birkaç yazar ya da analistin görüşü olarak görmemekte yarar var. İsrail, Türkiye’nin attığı her adımı bir şekilde kendisine dair bir “tehdit” zeminine oturtuyor. Hemen birkaç örnek aktarayım.
Geçen hafta Ankara’nın Çelik Kubbe’yi tanıtması ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yaptığı konuşma aynı çerçevede değerlendirildi.
Yediot Ahranot gazetesi, haberinde Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın İsrail'deki Demir Kubbe hava savunma sistemine benzer Çelik Kubbe'yi ilan ettiğini duyurdu. Ayrıca Türkiye'nin son yıllarda savunma sanayinde dışa bağımlılığını azalttığını, insansız hava araçlarının üretiminde lider üreticiler arasına yükseldiğini ve askeri ihtiyaçlarını kendisi üretme hamlesi yaptığına dikkati çekti.
İsrail merkezli i24 News ise, Çelik Kubbe sisteminin Türkiye’yi savunma alanında küresel bir aktör konumuna taşıyacağı yönündeki vurguları öne çıkardı.
SURİYE’NİN KUZEYİ DEĞİL BÜTÜNÜ
Ankara’nın, meseleye sıradan bir nüfuz meselesi olarak bakmadığı çok açık. Ayrıca sadece sınırlarının ötesinde değil, özellikle Suriye’nin bütününde bir politika izlediği de ortada. O nedenle bu alanda günü birlik değişimler bekleyenler bu bütünü dikkatten kaçırıyor.
Terörsüz Türkiye süreci, siyasi sınırlarımızı değil, sorun, tehdit ve ittifak alanlarımızı dikkate alarak anlaşılabilir. O nedenle, “önce ülke içinde gerekeni yapalım, sonra diğerlerine sıra gelsin” yaklaşımı işin özünden çok uzak. Bu stratejinin bütünlüğü, ülke içi ya da dışı olarak tanımlanarak ele alınamaz.
SİLAH VE TERÖR YAPILANMASI OLAMAZ
SDG/YPG ya da PKK’nın Suriye koluna dair durumun böyle ele alınması doğru görünüyor. Burada söz konusu olan yapı nihayetinde PKK’nın uzantısı ya da parçası. Dolayısıyla 27 Şubat’ta İmralı’dan gelen çağrının kapsama alanı dışında görülmesi mümkün değil. Silahla ve terör zemininde yollarına devam etmeleri kabul edilmeyecek.
ANKARA SÜRECİN HAMURKÂRI
Asıl tartışılması gereken, Suriye’nin birlikte yönetilmesi noktasında konuşulacak olanların Şam-SDG zemininde sağlıklı biçimde ilerlemesi. Ankara elbette bu zeminin hamurkârı. Bunun herkes farkında. Ayrıca ne düşündüğünü ve elindeki araçları başından itibaren açık biçimde masaya koyuyor.
Birilerinin hemen diline doladığı gibi kılıcını çekip harekete geçmiş değil. Sadece herkese, verdiği sözü (kelam) ve imzaladığı anlaşmayı (kalem) hatırlatıyor.
Şunu da not edelim. Bu kez kimsenin gücü, daha önce olduğu gibi süreci Suriye üzerinden sabote etmeye yetmeyecek. Geçmişteki her süreci samimi ve sahici bir tecrübe olarak gördüğümü defalarca ifade ettim.
Ama bu kez Ankara, o günlerden çok daha güçlü, bütün ve kararlı.