Witkoff, Trump’ın mı Netanyahu’nun mu temsilcisi?
“Al birini vur ötekine! Birbirlerinden ne farkları var; hangisini temsil etse ne farkı olacak?” deseniz haklısınız. Yahut şöyle de diyebilirsiniz: Trump, Netanyahu’nun temsilcisi, Witkoff da Trump’ın! Dolayısıyla ipin ucu gene Netanyahu’nun elinde ve böylece Witkoff da dolaylı olarak onu temsil etmektedir.
ABD Başkanı Donald Trump’ın Steve Witkoff adında bir Ortadoğu Özel Temsilcisi var. Güya son zamanlarda Gazze’de ateşkes sağlanması için işgalci siyonistlerle Filistin direnişi arasında arabuluculuk yapıyor.
Bu adam aslında söz konusu göreve geldiğinden beri siyonist katillerin hesaplarına çalışıyor. Kendisi de zaten ABD’deki siyonist lobinin adamlarından. Trump’ın böyle bir göreve siyonist lobinin adamlarından olmayan birini tayin etmesi ihtimalinin sıfıra çok yakın olduğunu tahmin etmek zor değildir.
Bu adam geçtiğimiz ayın sonlarına doğru Filistin direnişi açısından nispeten “makul” sayılabilecek bir çerçeve anlaşması teklifi sundu. İslami Direniş Hareketi (Hamas) da kabul ettiğini duyurdu.
Hamas’ın teklifi kabul ettiğini bildirdiği 28 Mayıs tarihli açıklamasında verilen bilgilere göre teklif, arabulucuların garantörlüğünde 10 “İsrailli” esirin ve bazı cesetlerin verilmesi karşılığında, kalıcı ateşkes sürecine geçilmesini garanti edecek 60 günlük bir geçici ateşkes sağlanmasını, İsrail işgal güçlerinin Gazze Şeridi’nden tamamen çekilmesini, insani yardımların akışını ve anlaşmanın ilanından sonra Gazze’nin yönetimini profesyonel bir komitenin devralmasını içeren genel bir çerçeve niteliğindeydi.
Ancak siyonist işgal hükümeti başbakanı bu teklifi kesin bir şekilde reddetti. Bunun üzerine Witkoff, Netanyahu’nun hoşuna gidecek yeni bir teklif planı hazırladı. Bu planın içeriği işgal hükümeti tarafından dikte edildiğini çok belli ediyor ve kalıcı ateşkese gidecek yolun önünü de açmıyordu. Siyonistlerin tüm isteklerinin verilmesi karşılığında geçici bir ateşkes sağlanmasını öneriyordu. O durumda Filistin direnişi elindeki tüm kartları çıkaracak, işgalci katiller de kaldıkları yerden saldırmaya ve katletmeye devam edeceklerdi. Bunun Filistin direnişine kazandıracağı hiçbir şey olmadığı için Hamas da reddetti.
Siyonist işgal hükümeti başbakanı Netanyahu ise teklifi zaten Witkoff’a kendisi dikte ettiği için, kamuoyuna açıklanmasıyla birlikte kabul ettiğini duyurdu. Oysa bu bir taktikti. Amaç ise sorun çıkaran tarafın Filistin direnişi olduğu, ateşkes önerisini onun reddettiği iddiasına gerekçe oluşturmaktı.
Buna karşılık Hamas, teklifte Witkoff’un ilk teklifine yakın birtakım değişiklikler önerdi. Bu kez Netanyahu değil bizzat Witkoff, Hamas’ın taleplerinin kabul edilemez nitelikte olduğunu ileri sürdü. Bu iddiasıyla aynı zamanda birinci teklifinde yalancı ve sahtekâr olduğunu, aslında onu sunmasının amacının Filistin tarafını ümitlendirdikten sonra “İsrail zorluk çıkarıyor!” diye üzerinde değişiklik yapmak, ardından Netanyahu’nun taleplerini olduğu gibi dayatmak için şartları oluşturmak olduğunu da açık bir şekilde ortaya koymuş oldu.
Onun bu tutumu ve izlediği yol tamamen işgalci siyonistlere çalıştığını, onların hesaplarının önünü açmak için Filistin halkını ve direnişini köşeye sıkıştırmak istediğini çok net bir şekilde gözler önüne sermektedir.
Son günlerde Gazze’de güya Filistinli mağdurlara “insani yardım” dağıtma iddiasıyla merkezler oluşturma sonra da bu merkezleri siyonist katillerin Filistinli çaresizleri adeta sinek öldürür gibi öldürmelerine fırsat verme planını hayata geçiren de ABD’nin iki yüzlü ve sahtekâr başkanı Trump değil midir?
Biz bunu daha önce de söylemiştik ama burada tekrar edelim: Trump’ın Netanyahu’yu sıkıştırdığı, onu artık savaş dosyasını kapatmaya zorladığı, işgalci katilleri yalnızlaştırdığı vs. türünden spekülatif haberler kimseyi yanıltmamalı! Gazze’deki korkunç soykırım savaşı ABD ve İsrail’in ortak savaşıdır ve savaşın en ağır yükünü taşıyan da ABD’dir. Bu konuda Biden ile Trump’ın tutumu arasında da herhangi bir fark yoktur.