Vurguladıkları her şeyi bozdular
Evet, vatanseversiniz. Kafasında, ruhunda bir arıza, bir hastalık olmayan insanlar vatanlarını severler.
Vatanlarını seven bu insanlar vatanı nasıl sevmek gerektiği konusunda ihtilafa düşebilirler.
Nedir vatan?
Bu soruyu içtimada bir komutan Hasan’a sormuş.
Hasan cevap vermiş: “Vatan anamdır komutanım.”
Komutan Hasan’ı takdir etmiş sonra aynı soruyu Hasan’ın yanındaki Ali’ye sormuş. Vatan nedir?
“Vatan Hasan’ın anasıdır komutanım.”
Ali haklı aslında. Vatan hepimizin annesi.
Vatanı elinden alınmış olmanın acısını en iyi Filistinliler bilir.
Yüz yıldır vatansızlığın acısını çekiyorlar.
Vatan deyince hatırıma gelmemesi imkânsız.
Yeni Şafak’tan arkadaşım, Mustafa Cambaz.
Batı Trakyalıydı Mustafa. Güzel adamdı. Haymatlos tabir edilen dünya vatandaşlarındandı. Bürokratik engelleri aşıp bir türlü Türk vatandaşlığına geçememişti.
15 Temmuz’da, Çengelköy’de bir namussuzun kurşunuyla şehit olduğu zaman vatansızdı.
Vatansız.
Vatanını onun kadar seven insan az bulunur.
Vatanını: hem Batı Trakya’yı hem Anadolu’yu...
Şu cümle geldi geçti zihnimden.
Allahu Te’ala ona güzel bir vatan bahşeder.
Yazarken bir hatıra beni biraz yoldan çıkarırsa hatıranın hatırını kırmıyorum. Bu itiyadımı da ümit ederim bana bağışlarsınız.
“Hubbu’l vatan minel iman” diye bir hadis rivayet edilmiştir.
Sahih mi?
Senedine, ravi zincirine, Buhari’ye, Müslim’e bakmaya hiç lüzum yok.
Peygamberimiz böyle bir cümle kurmamışsa bile sahih.
Galiba çelişkiye düştüm. Bile bile düştüm.
Söz doğru çünkü.
Yani söz sahih.
İnsanın vatanını, doğduğu büyüdüğü köyü, mahalleyi, kasabayı, şehri, oraların insanlarını, taşını toprağını sevmesi, özlemesi çok tabii çok fırti bir şey.
Hadis’te geçen ‘vatan’ın ‘ulus-devlet’ kavramının anlattığı vatanla aynı olması gerekmiyor.
Ama eksiğiyle, fazlasıyla o vatanı da seversin.
Nedir ulus devlet kavramının anlattığı vatan?
“Bir ulusun bağımsız ve egemen olarak üzerinde yaşadığı yeryüzü parçası ve onun havası ile karasularına vatan denir.”
Biraz katı bir tanımlama. Denizin karasularımıza dahil olan kısmını seveceğim de ondan sonrasını sevmeyecek miyim?
Yine de fena tanım sayılmaz.
Efradını cami mi?
Tam cami değil.
Ağyarını mâni mi?
Tam mâni değil.
Son zamanlarda ‘vatan’ kavramını şubelere ayırma adeti çıktı.
Âdet sonradan çıkınca yanlış mı olur?
Olmaz. Doğru bir şey de sonradan çıkabilir.
‘Karasuları’na ‘mavi vatan’ diyorlar. ‘Mavi vatan’a denizdeki ‘münhasır ekonomik bölgeleri de dahil ediyorlar.
Çok güzel.
‘Vatan’ın hava sahasından yukarıya doğru da ‘Uzay vatan” diyorlar.
Yazları ikide bir yaktığımız ormanlarımıza da yeşil vatan.
Tabii ki bu vurguların vatan bilincini genişletme maksadına hizmet ettiği düşünülür.
Ama vurgular fazla vurulunca insan tereddüde düşüyor. Acaba arkasında veya altında bir şey mi var?
Bizim toplumumuz sağ gösterilip sol vurulmaya alışık.
Çocukları kandırmaktan ne anlıyorsa, adını unuttum bizim köyde bir adam, “Bak, cigaranın dumanını gözümden çıkaracağım” derdi çocuklara.
Çocuk adamın gözlerine odaklanmış. Bakalım duman nasıl çıkacak?
Adam, çocuk gözüne bakarken elindeki cigaranın ateşini çocuğun eline değdiriyor.
Çocuk, zavallı, bağıra bağıra oradan kaçıyor.
Aşırıya kaçan vurgulara karşı milletçe dikkatli olmamız gerekiyor.
Din, iman, vatan, millet, adalet, ekonomi, aile, emekli, işçi, gençlik, yerli, milli…
Çok vurgulanıyorsa işkillenmekte fayda var.
Güç sahiplerinin aşırı vurguladıkları şeylerinizi korumak için daha büyük bir ihtimam göstermeniz ihtiyata muvafıktır.
Çünkü vurguladıkları her şeyi bozdular.
Vatan mefhumuna dair diyeceklerim bitmedi.


