1. YAZARLAR

  2. Ahmet Varol

  3. Soykırım sporcuları ihmal etmezken sporcular nerede?
Ahmet Varol

Ahmet Varol

Soykırım sporcuları ihmal etmezken sporcular nerede?

A+A-

Gazze’deki savaşta son dönemde en çok öne çıkan konunun insanları, özellikle de çocukları aç bırakarak öldürme vahşeti olduğunu biliyoruz. Ne yazık ki son günlerde cüzi miktarda gıda yardımı sokulmasına izin verilmesi de sorunu çözecek miktarın çok gerisinde kaldığından açlıktan ölümler devam ediyor. 

Ama insanlık adına bütün herkesin reddetmesi gereken bu vahşet karşısında seslerimizi yükseltmemiz başka konuları tamamen gündemin dışına itmemizi gerektirmez. Nasıl siyonist katiller ve onları destekleyen emperyalist güçler çok yönlü bir savaş veriyorsa bizim de onlara karşı çok yönlü bir insanlık mücadelesi vermemiz gerekiyor. Bu mücadelede de herkes konumuna ve ilgi alanına göre bir şeyler yapabilir.

Bu savaşın önemli bir boyutunu da sporculara ve spor tesislerine yönelik saldırılar ve yıkımlar oluşturuyor. 

Gazze’de yaklaşık iki yıldır devam eden soykırım, sadece askeri ve siyasi boyutlarıyla değil, sosyal, kültürel ve sportif alanlarda da bir soykırım pratiğine dönüşmüş durumda. Filistin Futbol Federasyonu’nun verilerine göre, İsrail’in Gazze’ye yönelik saldırıları sonucu bugüne kadar 762 sporcu, antrenör ve idareci şehit oldu. Bunlardan 422’si profesyonel futbol faaliyetinin içinde yer alıyordu. Aralarında profesyonel birer futbolcu olmak amacıyla eğitim alan gençler ya da henüz çocuk yaşta sayılan sporcular da var. Ayrıca yüzlerce spor tesisi, stadyum, antrenman sahası, kulüp binası ve federasyon merkezi yıkıldı.

Bu rakamlar, Gazze’deki savaşın yalnızca bir askeri çatışma olmadığını; tüm toplumun, tüm meslek gruplarının, tüm yaş gruplarının hedef alındığı kapsamlı ve sistematik bir soykırım süreci olduğunu ortaya koymaktadır. Özellikle sporculara yönelik bu yıkım, Filistin gençliğinin geleceğini, toplumsal direncini ve hayallerini yok etmeyi amaçlayan bilinçli bir politikanın ürünüdür.

En son Eş-Şati Hizmetler Kulübü takımının efsane golcüsü ve Filistin milli takımının yıldız oyuncularından Süleyman El-Ubeyd’in şehadeti, bu soykırımın spor dünyasındaki simgelerinden biri haline gelmiştir. Süleyman El-Ubeyd, yalnızca bir sporcu değil; gençlere umut aşılayan, direnişin sahadaki yüzü olan bir figürdü.

Ne var ki, uluslararası spor camiası, olimpiyat kurumları ve dünya futbolunun yönetici organları bu vahşet karşısında neredeyse tamamen sessizliğe bürünmüş durumda. Uluslararası Olimpiyat Komitesi (IOC), FIFA ve diğer spor federasyonları, Ukrayna-Rusya savaşında gösterdikleri duyarlılığı Gazze’deki soykırımda sergilemekten kaçınıyorlar. Söz konusu Filistin olduğunda insan hakları, sporun evrensel değerleri ve barış dili, büyük bir çifte standardın gölgesinde yok sayılıyor.

Türkiye’de spor kamuoyunun ve özellikle sporsever bireylerin bu sessizliği kıracak bir refleks geliştirmesi artık zorunludur. Türkiye toplumunun spora olan ilgisi, Filistin’deki sporcuların dramına karşı güçlü bir dayanışma zemini oluşturabilir. Spor kulüpleri, federasyonlar, taraftar grupları ve sporcular, yalnızca saha içi başarılarla değil, insanlık değerleriyle de anılmak istiyorlarsa Gazze’deki spor soykırımını gündemlerine almalıdır.

Bu noktada Türkiye’deki sporseverlerin Filistin’deki sporculara yönelik sistematik imhayı görmeleri, bu savaşı sadece siyasi ve askeri yönüyle değil, insan yaşamını tüm cephelerden yok etmeyi hedefleyen çok yönlü bir soykırım olarak değerlendirmeleri gerekir. Türkiye’nin spor camiası, turnuvalarda boy göstermekten çok daha fazlasını yapabilecek güce sahiptir. Gazze’de yıkılan her spor sahası, vurulan her sporcu, suskun kalan her federasyon ve kulüp için insanlığın vicdanında kapanmayacak bir yara açmaktadır.

Sporu bir “barış dili” olarak gören herkesin, Gazze’deki sporculara yönelik bu vahşet karşısında sessiz kalması, insanlık suçuna ortak olmaktır. Türkiye, spor alanında örnek bir duruş sergileyerek, uluslararası platformlarda Filistinli sporcuların sesi olmalı, uluslararası spor kurumlarının bu suça karşı tutum almasını sağlamak için baskı kurmalıdır.

Önceki ve Sonraki Yazılar