1. YAZARLAR

  2. Ahmet Varol

  3. Sosyal etkinliklere desteğin önemi
Ahmet Varol

Ahmet Varol

Sosyal etkinliklere desteğin önemi

A+A-

Filistin topraklarında korkunç bir katliam gerçekleştiriliyor. Sergilenen vahşeti zaten medya organları çeşitli şekillerde gündeme taşıyor. Öyle ki biz bulunduğumuz yerde, bu manzaralara bakmaya bile tahammül edemiyoruz. Ama bizim bakmaya tahammül edemediğimiz bu vahşete Filistin’deki mağdur ve mazlum insanların bilfiil maruz kaldığı gerçeğini de yok sayamayız. 

Böylesine korkunç bir vahşet karşısında İslam ümmetinin ve İslam ülkeleri olarak tanımlanan ülkelerin yönetimlerinin içine düştüğü acziyete çeşitli şekillerde eleştirilerde bulunuluyor. Biz eleştiri yapılmasın demiyoruz. Eleştiride bulunma hakkımız olacak. Ama bu tür eleştirilerde “toptancı” bir tavır sergilenmesi kendi içinde çelişki barındırdığı gibi, başkalarını eleştirme hakkımız kendimizi tezkiye etmemize, kusursuz görmemize gerekçe oluşturmaz. 

Örneğin bazen, mevcut durumdan dolayı İslam ümmetini yani bütün Müslümanları toptan mahkum eden çok sert ve ağır eleştirilerde bulunuyorlar. Bu türden eleştiriler yapanların çoğu zaman bunu bir “Müslüman duyarlılığı ve haklılığı”na dayalı olarak yaptıklarına şahit oluyoruz. Yani kendini haklı bulmasının ve tüm Müslümanları toptan mahkum eden eleştirilerinin gerekçesi benimsediği ve savunduğu inanç ve değerlerdir. Buna göre, kendisi de çok sert eleştirilerinde hedef aldığı ve toptan mahkum ettiği kitlenin bir ferdidir. Dolayısıyla kendisi de dile getirdiği sert eleştirilerin ve tepkilerin bizzat muhatabıdır. 

Öyleyse söz konusu eleştirileri yaparken aynı zamanda kendine hitap ettiğinin farkında olmak ve en azından “bireysel” olarak neleri ihmal ettiği ve neler yapabileceği konusunda kafa yormalı, ihmalin kendi şahsını ilgilendiren kısmını telafi etmek suretiyle kişisel sorumluluğunu yerine getirmiş olmanın rahatlığı içinde konuşabileceği bir mesafe katetmesi  gerekir. Eğer ki ümmetin bütün mensupları böyle bir duyarlılık ile hareket etseydi belki dünya Müslümanları şu an yaşadığı acziyete düşmeyebilirdi. 

Geçmişi geri getirme imkanımız yoksa gelecek için bir şeyler yapma imkanından da yoksun değiliz. Ertelenen işler sürekli ihmal edilir. O yüzden ihmal edilen görev ve sorumlulukları yerine getirme konusunda bütün herkesin nerede durduğunu görmesi ve üzerine düşenleri ertelemeden olduğu yerden harekete geçmesi gerekir. 

Gazze’deki “aç bırakma” vahşetine karşı bütün dünyada seslerin yükseltilmesi için çağrılar yapıldı. Özellikle ateşkes konusundaki pazarlıklarda işgalcilerin Filistin halkını teslim olmaya zorlamak için bütün insanlık dışı baskı yöntemlerini şiddetlendirdiği bu günlerde seslerin yükseltilmesi ve bu amaçla düzenlenen sosyal etkinliklere destek verilmesi önem arz etmektedir. 

Bildiğimiz kadarıyla bu hafta sonunda Türkiye’de de muhtelif yerlerde işgal vahşetine son verilmesi için bir şeyler yapılması çağrılarıyla etkinlikler düzenlenecek. Bu etkinliklerde yöneticileri muhatap alacak açıklamalar aslında tepkiden ziyade çağrı niteliği taşıyacaktır. Bu tür çağrılar aynı zamanda yönetimin siyonist işgalin katliamcı tutumu karşısında sergilediği tavrı daha etkili bir aktiviteye dönüştürmesi için bileğini güçlendirecektir. 

Bazıları: “Bu protesto ve tepkiler işgalci saldırganların tutumlarını etkilemiyor, dolayısıyla biz burada boşuna nefes tüketmiş oluyoruz” diye düşünüyor. Oysa bu düşünce doğru değildir. Her şeyden önce bu tür protestolara katkıda bulunarak, siyonist vahşet karşısında duyarsız olmadığımızı ortaya koyma fırsatı elde etmiş oluyoruz. İkinci olarak bu tür tepkiler, işgalci vahşet karşısında direnen Filistinlilere moral vermektedir ki buna ben de şahidim. Üçüncü olarak bu tür tepkiler kamuoyunun meseleye ilgi göstermesi, kulak kabartması için bir araç olmaktadır. Dördüncü olarak bu tür tepkiler resmi politikayı da etkilemektedir.

Ancak yapabileceklerimiz sadece bu tür etkinliklere katılmaktan veya katkı sağlamaktan ibaret değil. O yüzden ne yapabileceklerimiz konusundaki düşünce ve tespitlerimizi aktarmaya müteakip yazımızda da devam edeceğiz inşallah.

Önceki ve Sonraki Yazılar