Siyonistlerin gazetecilere karşı savaşı
Siyonist işgalciler son günlerde Gazze’deki vahşi katliamlarını daha da şiddetlendirdiler. Bu yüzden günlük öldürülen ve yaralanan kişi sayısıyla ilgili raporlarda verilen rakamlarda hayli artış gözleniyor.
Bunda tabii son günlerde dünya gündemini biraz farklı konuların meşgul etmesinin önemli etkisi var. Pakistan ile Hindistan arasındaki gerginlik, ABD Başkanı Trump’ın Ortadoğu turu, Rusya-Ukrayna yakınlaşması, İran’la nükleer teknoloji konusunda anlaşma girişimleri zihinleri meşgul ettiğinden siyonist katiller bundan yararlanarak daha büyük katliamlar yapıyorlar.
Katliamların artmasında işgal hükümetinin Gazze’ye yönelik operasyonları genişletme planını kabul etmesinin de rolü olduğu tahmin ediliyor. Bu planla, işgalci katillerin yeniden kara operasyonlarını genişleteceği düşünülüyordu. Bunu bazı yerlerde denemeye çalıştılar. Ama mücahitlerin kurduğu pusularda birçok askerin öldürülmesi ve yaralanması, özellikle Hamas’ın askeri kanadı durumundaki Kassam Tugayları’nın Han Yunus ve Refah bölgesinde “Cehennemin Kapıları” adını verdiği operasyonlarla işgalci katillere ağır darbeler indirmesi üzerine hava saldırılarını daha da şiddetlendirdiler.
Hava saldırılarında da Filistinliler arasında mümkün olduğunca çok sayıda insanın ölmesine sebep olmak için özellikle sığınmacıların yoğun bir şekilde bulunduğu okulları, hastaneleri, çadır kampları ve benzeri sığınma merkezlerini hedef almayı tercih ediyorlar.
Bütün bu katliamların savaş suçu olduğu hikayesi okumanın artık fazla bir anlamı kalmadı. Savaş suçları işlemelerinden dolayı siyonist katilleri hesaba çekmelerini ve yargılamalarını beklediklerimiz savaşın içinde ve siyonist katillerin suç ortağıdır. Siyonist katillerin bu derece cüretkar ve vahşi olabilmelerinin sebebi de zaten çağın egemen güçlerinin verdiği şartsız ve sınırsız destektir.
Siyonist katiller Gazze’de sürdürdükleri soykırım savaşının başından beri gazetecilere, basın mensuplarına karşı sistematik bir şekilde savaş veriyor ve kasıtlı saldırılar düzenliyorlar. Bu savaş ve saldırılar sebebiyle bizim bu yazıyı yazmamızdan önce Gazze’de şehit edilen gazeteci sayısı 216’ya çıkmıştı. Dünyada hiçbir savaşta bu kadar gazeteci ve basın mensubu öldürülmemiştir. İkinci Dünya Savaşı’nda öldürülen gazeteci sayısı bile 69’dur. Yani siyonist katillerin Gazze’deki soykırım savaşında şehit ettiği gazeteci sayısı İkinci Dünya Savaşı’nda 6 yıllık süre içinde ve savaşın vuku bulduğu tüm bölgelerde öldürülen toplam gazeteci sayısının üç katını bile geçmiş durumdadır.
Ancak son günlerde özellikle gazetecilerin hedef alınması amacıyla gerçekleştirilen korkunç saldırılarla gerçekleştirilen vahşi katliamların bazılarına burada temas etmek istiyorum.
Siyonist katiller 7 Mayıs Çarşamba sabahı Gazze şehrinin Tuffah Mahallesi’nde, sığınmacıları barındıran Kerame Okulu’nu hedef alarak büyük bir katliam yaptılar. Bunun üzerine olayı yerinde görüntülemek isteyen gazeteci Nuruddin Matar Abdu da olay yerine gitti. İşgalciler onun gittiğini nasıl haber aldılarsa bilhassa onu hedef alarak ikinci bir saldırı gerçekleştirdiler. İkinci saldırıda gazeteci Abdu ile birlikte, enkaz altında kalanları kurtarmaya gelen sivil savunma ekiplerinden de birçok kişi öldürüldü.
7 Nisan 2025’te Han Yunus’ta Nasır Hastanesi civarına kurulu ve gazetecilerin kaldığı bir çadırın hedef alınması sonucu yaralanarak Nasır Hastanesi’nde tedavi altına alınan Hasan Eslih’e işgal güçleri 13 Mayıs’ta tekrar onun tedavi edildiği bölümü hedef alarak saldırı düzenlediler. Eslih’in şehit edildiği bu saldırıda ayrıca birçok kişi hayatını kaybetti veya yaralandı.
15 Mayıs sabahı da işgalciler Aksa Radyosu’nda programlar yapan Hasan Semmur’u aile efradıyla ve yakınlarıyla birlikte kaldığı çadırda hedef aldılar. Saldırıda Hasan Semmur’la birlikte Semmur ailesinden birçok kişi şehit oldu.
Bu saldırılar işgalci katillerin gazetecileri tasfiye etmek için nasıl korkunç katliamlar yaptığını göstermesi açısından ibret vericidir.