1. YAZARLAR

  2. Ahmet Taşgetiren

  3. “Siyaseten gömme” mümkün olacak mı?
Ahmet Taşgetiren

Ahmet Taşgetiren

“Siyaseten gömme” mümkün olacak mı?

A+A-

Gerek diploma iptali gerekse açılan davaların Ekrem İmamoğlu’na yönelik “siyaseten gömme” operasyonu olduğu açık. Diploma iptali en azından muhtemel Cumhurbaşkanlığının önünü kesiyor.

İmamoğlu halen cezaevinde ve hakkında farklı davalardan 27 küsur yıl hapis cezası isteniyor, ardından siyasi yasak gelmesi ihtimali de şaşırtıcı olmaz.

İktidar cenahı kendisini öyle bağladı ki, bir kulis bilgisine göre oralarda “İmamoğlu bu dâvâlardan kurtulursa batarız” gibi endişeler seslendiriliyormuş. Boş bir kaygı değil. O yüzden “delil üretmek” için ne kadar seferber olunsa yeri.

Açılan dâvâların şu ana kadar İmamoğlu’nda bir irade çözülmesi gerçekleştirmediği açık. Onun yanında CHP lideri Özgür Özel’in İmamoğlu’na sahip çıkışı hem İmamoğlu’nu siyaseten diri tutuyor hem de, bizzat Özel’in kendisini ve partisini tırmanma şeridine sokuyor.

Geniş toplum kesimlerinde İmamoğlu’na yönelik yargısal sürecin “siyasi amaçlı” olduğu görüşü kabul görüyor. Kamuoyu yoklamaları meselâ bu operasyonlardan sorumlu gözüken Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın oyunda artışı değil azalışı, İmamoğlu ve CHP’nin oylarında ise puan puan artışı ortaya koyuyor.

Sonunda ne olur?

İmamoğlu mahkûm olup, hakkında siyasi yasak gelir mi? Ya da Özgür Özel ve CHP “Neden hep İmamoğlu’na kilitlenildi? Ülke sorunları göz ardı ediliyor” yorumlarından bunalıp savunma seddini çökertir mi?

Bunların hepsi siyasette mümkün, ama başka bir şey de mümkün.

Bir, İmamoğlu pek pes edecek gibi görünmüyor, iki Özgür Özelİmamoğlu’nu vermenin CHP için de alandan çekilme anlamına geleceği yaklaşımında görünüyor.

Siyasette bir yola çıkmışsanız, ülke siyasetinin dününü – bugününü, farklı liderliklerin verdiği sınavları incelersiniz.

Diyelim Demirel gibi bir siyasetçi örneği var önünüzde. “6 kere gidip 7 kere geldim” diyen bir siyasetçi. Bu Türkiye’de siyasetçinin nasıl bir uzun mesafe yolcusu olduğunun da ifadesi. “6 kere düştüm, yedincide yine kalktım” anlamına geliyor bu söz.

Aynı çizgiyi takip ettiğiniz bir siyasetçi ihtilâl ile devrilmiş, daha fecisi idam edilmiş, “Ondan sonra her başbakan odasında idam sehpası görmüş” dediğiniz Başbakanlıkta, Muhtıra yemiş, şapkanızı alıp gitmek zorunda kalmışsınız. Dişinizi tırnağınıza takıp meydan meydan dolaşıp, muhtırayı püskürtmüşsünüz. Sonra 5 general tarafından “Tencereyi pislettiniz” denilerek darbeye maruz kalmış, siyasi yasaklı olarak sürgüne gönderilmişsiniz, partiniz kapatılmış, yapay siyasetçi türleri oluşturulmuş… Sonra siyasi yasağı kaldırmak için referanduma gidilmiş, eski dostlarınızdan Özal ile boğuşmuşsunuz. Özal “yasakçı” rolde karşınıza çıkmış, cenazesinde büyük kitlelerin sevgi seline mazhar olacak olan Özal burada yenilmiş. Ardından Özal’ın meşhur 1989 yerel seçim hüsranı gelmiş… Nihayetinde Demirel, siyasi ömrünü Çankaya’da Cumhurbaşkanı olarak tamamlamış… 7‘inci geliş…

Cumhurbaşkanı Erdoğan da, Demirel kadar olmasa da engelli koşu yapmış siyasette.

Şimdi İmamoğlu’na baktığında neyi görüyordur, kendisinin rolüne baktığında neyi görüyordur, bilmek isterdim.

Erdoğan, kendisinin yolunu Baykal gibi birisinin yani dönemin CHP liderinin açacağını aklına getirir miydi? Bugün nasıl bakıyor Baykal’ın o günkü jestine? Netice itibariyle rakibi, centilmenlik vs’nin işi mi olur siyasette, Makyavel’in prensipleri ne güne duruyor centilmenliği vs’yi ıskalamak için…

Meselâ şu anda İmamoğlu’na ve tüm CHP’li belediye kadrolarına yönelik operasyonların “İmamoğlu’nu siyaseten gömebileceği”ni mi öngörüyor? Böyle zamanlarda geçmiş tecrübeleri hatırlar mı insan? “Özal, Demirel’i, Erbakan’ı, Türkeş’i, Ecevit’i, Baykal’ı kapsayan siyasi yasaklara sahip çıkmasaydı” mı der, yoksa “Siyaset bu” mu der?

Bir yandan siyasi tarih yazılıyor. Bir gün tüm bu operasyonların CHP’ye yeni bir kan şırınga ettiği, bu operasyonlar anaforunda İmamoğlu’nun İmamoğluÖzgür Özel’in Özgür Özel haline geldiği sonucu konuşulur mu?

Kaç yıllık bir yargı süreci öngörülüyor ve bu sürecin tamamı İstanbul’da başlayan operasyonla aynı irade ekseninde mi ilerleyecek?

Daha şimdiden gerek Ak Parti gerekse MHP hukukçularının kimi zaman cesaretle kimi zaman utangaçça, ama ortada bir “hukukun zorlanması” durumu olduğunun altını çizen çıkışları ilerdeki her kademede hukukun devreye gireceği ve operasyonun akim hale geleceği ihtimalini ortaya koymuyor mu?

Demirtaş işi böyle mi kalır, Kavala işi böyle mi kalır, Fatih Altaylı işi böyle mi kalır? Kalmaz.

Mesele, İmamoğlu’nun iradesinin kaç kere gidip kaç kere geri gelmeye dayanıklı olduğu ile ilgili vesselâm.

 

Önceki ve Sonraki Yazılar

YAZIYA YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.