Terörsüz Türkiye için sosyo-politik bir yol haritası: 100 bin Kürt gencinin istihdam edilmesi projesi

1987 sonrası OHAL dönemleri ve güvenlik eksenli politikalar, Kürt gençliği üzerinde derin sosyoekonomik yaralar açmıştır.

Mesut Değer - İndyturk

Kürt meselesi, Türkiye'nin en karmaşık ve en uzun süredir devam eden sosyo-politik sorunlarından biridir.

1987 sonrası OHAL dönemleri ve güvenlik eksenli politikalar, Kürt gençliği üzerinde derin sosyoekonomik yaralar açmıştır.

Bugün gelinen noktada, bu meselenin sadece güvenlik değil aynı zamanda sosyal adalet, ekonomik kalkınma ve demokratikleşme perspektifinden ele alınması gerektiği açıktır.

Bu bağlamda, 100 bin Kürt gencinin istihdam edilmesi, hem çatışmasızlık ortamının pekişmesi hem de toplumsal bütünleşme için stratejik bir adımdır.

Kürt meselesi, Türkiye'nin demokratikleşme, toplumsal barış ve kalkınma süreçlerinin merkezinde yer alan çok katmanlı bir sorundur.

Özellikle 1987 sonrası OHAL sürecinde güvenlik odaklı politikaların yarattığı sosyoekonomik tahribat, Kürt gençliği üzerinde derin etkiler bırakmıştır.

Bu bağlamda, Türkiye’nin geleceğe daha barışçıl, demokratik ve kapsayıcı bir yönelimle ilerleyebilmesi için genç istihdamı stratejik bir alan olarak değerlendirilmelidir.


1. 1987 sonrası OHAL süreci ve Kürt gençliği

a. OHAL’in tarihsel çerçevesi

1987-2002 yılları arasında 13 ilde uygulanan Olağanüstü Hal (OHAL) rejimi, devletin güvenlik odaklı yaklaşımının sembolü olmuştur. 

OHAL döneminde: Yaklaşık 17 bin faili meçhul cinayet, 3 binden fazla köy boşaltma, 4 milyona yakın iç göç yaşanmıştır.

Eğitime erişim, sosyal hizmetler, altyapı ve iş imkanları ciddi ölçüde gerilemiştir.

Gençler, devletin baskı aygıtları ile örgütün şiddeti arasında sıkışmıştır.


b. OHAL’in sosyoekonomik etkileri

Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde genç işsizlik oranı Türkiye ortalamasının üzerinde seyretmiştir.

Eğitimsizlik, kayıt dışı ekonomi ve örgütsel propaganda kanalları, gençleri şiddete yönelten temel faktörler arasında olmuştur.

1987 yılında başlayan Olağanüstü Hal rejimi, özellikle Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde yaşayan Kürt halkını doğrudan etkilemiştir.

Bu süreçte: 17 bini aşkın faili meçhul cinayet, binlerce zorla kaybetme ve köy boşaltma vakası yaşanmıştır (İHD, 2022). 1

428 köy boşaltılmış, yaklaşık 3,5 milyon kişi zorunlu göçe tabi tutulmuştur (TESEV, 2006). 2

Bu gelişmeler, bölge gençlerinin eğitim, sosyal hizmetler ve ekonomik fırsatlardan kopmasına neden olmuş; gençler, hem devletin güvenlik aygıtları hem de örgütlerin şiddet sarmalı içinde sıkışmıştır.


2. Günümüzde Kürt gençliği: Beklentiler, riskler ve potansiyeller

a. Demografik gerçeklik

Türkiye İstatistik Kurumu’na göre, Kürt nüfusun yoğun olduğu illerde genç nüfus oranı yüzde 40’ın üzerindedir.

Bu genç nüfusun istihdam dışı kalması, sosyo-politik riskleri artırmaktadır.

TÜİK 2024 verilerine göre, Kürt nüfusun yoğun olduğu Şırnak, Hakkâri, Mardin, Diyarbakır gibi illerde genç nüfus oranı yüzde 35-45 arasındadır. 3

Bu bölgelerde genç işsizlik oranı Türkiye ortalamasının yaklaşık iki katıdır (TÜİK, 2024). 4


b. Algı ve katılım

Kürt gençlerinin büyük bölümü, devletle temas kuramamış, eğitim sisteminde dışlanmış, ekonomik kaynaklardan uzak kalmıştır.

Bu gençlerin sistemle barıştırılması, uzun vadeli barış süreci için hayati önem taşımaktadır.

Saha çalışmaları, bölge gençlerinin taleplerinin başında eğitim, istihdam, adalet ve siyasal katılım geldiğini göstermektedir (Sancar, 2010). 5

Ancak bu gençler aynı zamanda:

  • Güvencesiz çalışmaya mahkûm,
  • Kamusal temsilden dışlanmış,
  • Devletle teması çoğunlukla güvenlik aygıtları üzerinden kuran,
  • Kültürel olarak dışlanmış bir konumdadır.


3. 100 bin Kürt gencin istihdamı: Stratejik bir program önerisi

a. Hedef ve yöntem

  • Amaç: 3 yıl içerisinde Kürt nüfusun yoğun olduğu bölgelerde 100 bin genci istihdam etmek.
  • Yöntem: Kamu-özel sektör iş birliği, sosyal girişimcilik ve yerel kalkınma odaklı programlar.

b. Program bileşenleri

1. Kamu teşvikleri

  • Doğu ve Güneydoğu’da yatırım yapan firmalara vergi indirimi ve sigorta desteği.
  • İstihdam edilen her Kürt genci için 2 yıl boyunca devlet katkısı.

2. Yerel kooperatifler ve sosyal girişimler

  • Tarım, hayvancılık, tekstil ve dijital üretim alanlarında kooperatifleşme.
  • Gençlerin bu alanlarda özneleşmesini sağlayan mikro-kredi programları.

3. Eğitim ve beceri kazandırma merkezleri

  • Bölgesel meslek edindirme merkezleri kurulmalı (inşaat, bilişim, yenilenebilir enerji, turizm).
  • Kürtçe ve Türkçe çift dilli içeriklerle yerel aidiyet desteklenmeli.
  • Gençlerin belediye düzeyinde karar alma süreçlerine dahil edilmesi.
  • Mahalle düzeyinde "Gençlik Atölyeleri" ile politik farkındalık ve barış dili geliştirilmesi.

4. Terörsüz Türkiye İçin Sosyo-Politik Yol Haritası

a. Güvenlik dışı bir çözüm paradigması

1. Yeni bir çözüm süreci:

  • 2013-2015 yılları arasındaki çözüm sürecinin hataları analiz edilmeli.
  • Şeffaf, tarafsız ve kapsayıcı bir müzakere mekanizması oluşturulmalı.

2. Kültürel tanınma ve anayasal güvence:

  • Anadilde eğitim, kültürel haklar, yerel yönetimlerin güçlendirilmesi anayasal güvenceye alınmalı.

3. Yargı reformu ve toplumsal adalet:

  • OHAL dönemlerinde yaşanan hak ihlalleriyle ilgili hakikat komisyonları kurulmalı.
  • Geçmişle yüzleşme, güven inşasının temeli olmalı.

4. Sivil toplumun güçlendirilmesi:

  • Yerelde barış inşası çalışmaları yapan STK’lara destek.
  • Kadınların ve gençlerin siyasal sürece aktif katılımı teşvik edilmeli.


5. Siyasi partilerin tutumu ve rolü

a. İktidarın yaklaşımı

  • Son yıllarda güvenlik eksenli politikalar, çözüm süreçlerinin terk edilmesine yol açtı.
  • Ancak "normalleşme" tartışmaları kapsamında ekonomi ve sosyal reformlar ön plana çıkıyor.


b. Muhalefetin sorumluluğu

  • CHP, DEM Parti ve diğer muhalefet partileri; Kürt meselesini sadece oy potansiyeli olarak değil, eşit yurttaşlık meselesi olarak görmeli.
  • Genç istihdamı konusunda ortak paydalar oluşturulmalı.

Sonuç ve öneriler

100 bin Kürt gencinin istihdamı, sadece ekonomik değil, aynı zamanda politik bir barış stratejisidir.

Türkiye’nin demokratikleşme yolculuğu, gençlerin geleceğe güvenle bakabildiği, terörün tüm taraflarca dışlandığı ve sosyal adaletin egemen olduğu bir modelle mümkün olabilir. 

Bu bağlamda;

  • Devlet; kalkınma, istihdam ve kültürel tanınma eksenli politikaları bir arada yürütmeli.
  • Kürt gençliği, sadece istihdam edilen değil; üretimin ve siyasetin öznesi haline gelmeli.
  • Geçmişin OHAL uygulamalarıyla yüzleşmek, yeni bir toplumsal sözleşmenin ön şartıdır.

Terörsüz Türkiye için artık sözde değil özde bir çözüm zamanıdır.

Türkiye, onlarca yıldır süren Kürt meselesiyle birlikte "terör" kavramının gölgesinde kaldı.

Bu süreç yalnızca güvenlikçi politikaların sınandığı bir dönem değil, aynı zamanda demokrasi, hukuk ve toplumsal barışın da ağır yara aldığı bir dönemdi.

"Beyaz Toroslar"ın sokaklarda korku saldığı, köylerin zorla boşaltıldığı, binlerce faili meçhul cinayetin gerçekleştiği bir tarihten bahsediyoruz.

Bugün terörsüz bir Türkiye hayal ederken, geçmişle gerçek bir yüzleşmeye, sözde değil özde bir çözüme ihtiyaç duyulmaktadır.

Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan, yaptığı konuşmada "Beyaz Torosları hatırlayın" diyerek devletin 1990’lı yıllarda Kürtlere nasıl yaklaştığını ve neleri temsil ettiğini ima etmiştir.

Bu itiraf niteliğindeki sözler, hafızalarda devletin kendi vatandaşlarına karşı hukuk dışı yöntemlerle yürüttüğü örtülü savaşın simgesi olarak hafızalarda yer etti.

Ancak bu sözlerin sahici bir çözüm iradesine dönüşebilmesi için sadece hatırlatmak yetmez; o dönemin mağdurlarının haklarının tanınması, devletin kendi siciliyle yüzleşmesi gerekir.

OHAL dönemlerinde, özellikle 1992 sonrası Güneydoğu'da yaşanan köy boşaltmaları ve zorunlu göçler, yüz binlerce Kürt vatandaşın yerinden edilmesine, kültürel ve sosyal bağlarının koparılmasına neden oldu.

O dönem yalnızca güvenlik merkezli politikaların değil, aynı zamanda bir halkın yaşam hakkının da yok sayıldığı yıllar olarak tarihe geçti.

Bu travmalar halen bölgedeki gençlerin kimlik ve aidiyet duygularını belirleyen temel etkenlerden biridir.

Faili meçhul cinayetler ise bu karanlık dönemin en acı simgelerinden biridir.

İnsan Hakları Derneği’ne göre 1990-2000 yılları arasında 17 binden fazla kişi faili meçhul cinayetlerle hayatını kaybetti.

Bu cinayetlerin failleri çoğu zaman yargılanmadı, çoğu zaman dosyalar "gizlilik" ya da "delil yetersizliği" gibi gerekçelerle kapatıldı.

Adaletin tesisi için bu dosyaların yeniden açılması, geçmişin karanlık noktalarının aydınlatılması şarttır.

Bugün terörsüz bir Türkiye hedefi konuşuluyorsa, bu hedefe varmanın yolu salt güvenlik tedbirlerinden değil, toplumsal adaletten, eşit yurttaşlıktan, kültürel hakların tanınmasından ve ekonomik yatırımlardan geçmektedir.

100 bin Kürt gencinin istihdam edilmesi gibi yapıcı öneriler, ancak samimi bir siyasi irade ile ve eşitlik temelinde hayata geçerse anlamlı olabilir.

Sözde değil özde bir çözüm için artık şu gerçekler kabul edilmelidir:

  • Kürt sorunu yalnızca bir "terör" sorunu değildir, aynı zamanda bir kimlik ve hak sorunudur.
  • Geçmişin devlet politikalarıyla yüzleşilmeden barış inşa edilemez.
  • Faili meçhullerin hesabı sorulmadan güven duygusu tesis edilemez.
  • Kürt gençlerinin umutlarını yeniden yeşertecek politikalar sadece söylem düzeyinde değil, yerelde ve sahada uygulanmalıdır.

"Terörsüz Türkiye" bir hayal değil, mümkün bir gelecek olabilir.

Ama bu gelecek, geçmişin inkârı üzerine değil, onunla yüzleşmek ve adaletle hesaplaşmak üzerine inşa edilmelidir.

O zaman gerçekten barış gelir. 

O zaman gerçekten çözüm başlar. 

O zaman artık söz değil, öz konuşur.

Kaynaklar:

EK 1 : Av. Mesut Değer’ a ait geçmiş yıllarda İçişleri, Milli Savunma ve Adalet Bakanlığı resmi verilere dayanan ve yayımlanmış olan OHAL Raporu Analizi.

1: İnsan Hakları Derneği (İHD), "Faili Meçhul Cinayetler Raporu", 2022.
2: TESEV, "Zorunlu Göç ve Köye Dönüş: Politika Önerileri Raporu", 2006.
3: TÜİK, "İllere Göre Nüfus Yaş Dağılımı", 2024.
4: TÜİK, "Genç İşsizlik Oranları", 2024.
5: Sancar, Mithat. Türkiye’de Kürt Sorunu ve Siyasi Katılım, 2010.

DÜŞÜNCE - YORUM - ANALİZ Haberleri

Öcalan’ın son çağrısı ve barış(ma)
Umut Toplulukları
Polis sizi arayıp “para yollayın” derse?
Tekno-Feodalizm ve Yeni Bir İdeoloji Arayışı
Türkiye'nin İsrail-İran savaşına dair endişeleri