1. YAZARLAR

  2. Fehmi Koru

  3. Özgür Özel’i dinlerken düşündüklerim…
Fehmi Koru

Fehmi Koru

Özgür Özel’i dinlerken düşündüklerim…

A+A-

Cumhurbaşkanı adayı gösterdikleri İstanbul’un büyükşehir belediye başkanı ve kadrosuyla ilgili binlerce sayfa tutan iddianamenin yayımı üzerinden 48 saat bile geçmemişken, CHP’nin genel başkanı Özgür Özel’in karalara bürünüp “Vah, vah” diye dizlerine vurduğunu düşünenlere bir uyarım var: Durum hiç de düşündükleri gibi değil…

Dün yakından gözleme ve dinleme fırsatı bulduğum Özgür Özel, partisinin, belediye başkanlarının ve kadrolarının başlarına geleni CHP’nin iktidar yolculuğunun önemli zemin taşları olarak görüyor…

CHP’nin kapatılmasıyla sonuçlanabilecek Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’na gönderilen bildirimin ise, kendilerini iktidara bir adım daha yaklaştıracağı düşüncesinde…

Partisinin bir siyasi darbeye uğradığına inanıyor.

Düşüncesinin temelinde yatan şu: Türkiye’de darbeye muhatap olmadan iktidar olunmadığı gibi, iktidara giden yol genellikle cezaevinden de geçiyor… Kapatılan veya kapatılma tehdidi altına düşen partiler ve kadroları da, sürecin sonrasında iktidara ulaşıyor…

 

 

 

Süleyman Demirel ve Bülent Ecevit bilinen örneklerden…

Tayyip Erdoğan’ın iktidara yürüyüşüne de bu gözle bakılabilir…

CHP’nin iktidar olmasının ve adayının cumhurbaşkanlığı yarışına katılmasının engellenmesi amaçlı gördüğü gelişmeleri, bu sebeple ‘hayırlı alamet’ sayıyor Özgür Özel

İddianamenin açıklandığı gün Başsavcıya bu sebeple teşekkür etmişti…

Neşeliydi CHP lideri…

Yargı ile siyasetin yol arkadaşlığının öngörülemeyen yan etkileri olur; hele bir de bu ikilinin yolculuğuna medya da katılırsa, tablo bir tür ‘yanlışlıklar komedyası’ görüntüsüne bürünebilir…

Binlerce sayfalık iddianame herkes tarafından heyecanla bekleniyordu.

Ülkenin en büyük kentinin halkın oyuyla iki kez seçilmiş belediye başkanı -Ekrem İmamoğlu- ile kadrosunu aylar boyu cezaevinde tutmanın gerekçesini oluşturacaktı iddianame ve kamuoyunun bilgisine sunulur sunulmaz, bugüne kadar olan-bitene kuşkuyla bakanlar bile, onlara uygun görülen muameleye hak verecekti.

Beklentinin, hiç değilse iktidar çevrelerinde, bu yolda olduğu kesin…

Peki öyle bir etki meydana getirdi mi iddianame?

Sanıyorum, tam tersi oldu. Ortadan kaldırmak yerine kuşkuları daha da derinleştirdi.

Nedeni açık: İddianame, iktidarla eşgüdümlü gazetelerde ve ekranlarda Mart ayından bu yana haber olarak verilmiş, gönüllerinde yatanı saklamayacak kadar tarafları belli ekran şahsiyetlerinin yorumlarına konu olmuş iddialardan oluşuyor..

Yeni bir unsur yok iddianamede…

Garip karşılanan ‘casusluk’ ithamı bile metinde yer alıyor; iddiayı ülke gündemine sokan tuhaf ‘itirafçı’ da Ekrem İmamoğlu liderliğinde oluşmuş ‘çıkar amaçlı suç örgütü’ nün altı kişilik yönetici kadrosunda.

AK Parti’ye yakın oldukları kamuoyunun malumu olan önemli işadamlarından bazıları, hem ‘müşteki’ hem de ‘şüpheli’ olarak iddianame sayfalarında…

Medyada daha önce tefrika edilmiş iddialar bu defa kalın bir iddianamede son halini almış durumda. Özgür Özel, bu durumu, vaktiyle gazetelerin her gün bir formasını ek olarak verdikleri ansiklopedi furyasına benzetiyor.

Bir yönüyle haklı: İthamların medyada parça parça yayımlanması daha farklı bir iddianame beklentisi doğurdu; açıklanmanın heyecansız karşılanmasının sebebi bu.

Acaba mahkeme safahatının insanlar üzerindeki etkisi ne olacak?

CHP davanın vakit kaybetmeden başlatılıp duruşmaların televizyondan yayınlanmasını ve gerekiyorsa bunun için özel bir yasa çıkartılmasını istiyor.

Siyasetin doğallığı içerisine bırakılsa bu kadar su götürmeyecek olan bir süreç, zorlamalarla iktidarı vahim yanlışlıklara sürüklüyor.

Duruşmalar da yeni bir yanlışlık haline dönüşebilir.

Belleğim beni 10 yaşıma götürdü.

Askerler o sıralar ‘ihtilal’ olarak adlandırılan ilk darbelerini yapmışlar, ülkeyi on yıl yönetmiş kadroları, üyelerini kendilerinin belirledikleri ve ‘Yüksek Adalet Divanı’ adını uygun gördükleri özel bir mahkemenin önünde hesap vermeye mecbur bırakmışlardı.

Yassıada’da…

Mahkeme radyodan canlı yayınlanırdı.

Canlı yayın mahkeme başkanının hala kulağımdaki şu duyurusuyla başlardı: “Sanıklar getirildiler. Bağlı olmayarak yerlerini aldılar. Müdafiler hazır…”

O mahkemede görülen bazı dava konuları şöyleydi: Köpek davası, bebek davası, Barbara davası, arsa yolsuzluğu davası, Ali İpar davası, arsa yolsuzluğu davası, Vinilex şirketi davası, örtülü ödenek davası, zimmet ve irtikap davası…

Ülkenin cumhurbaşkanı köpek, başbakanı bebek davalarından yargılandı, düşünsenize…

Taraftarları gözünde Demokrat Parti kadrosunun küçük düşürülmesine yarayacağını söyleyerek Duruşmaları radyoda canlı yayınlatın” aklını ihtilalcilere verenlerin beklediği gibi olmamıştı gelişmeler…

Demokrasiye yeniden dönüldüğünde yapılan ilk seçimde ihtilalciler yenildi.

AK Parti kadrosuna iktidarda ilanihaye kalmanın yolu olarak rakibini yok etmeyi tavsiye edenler varsa, şunu bilsinler: Özgür Özel onlara da teşekküre hazır.

 

 

 

 

Önceki ve Sonraki Yazılar