KKTC seçimleri ve Ankara
KKTC bağımsız bir devlettir, Türkiye’nin “Akdeniz’deki vilayeti” değildir. Bir kasabamızdaki belediye seçimlerini “milli irade” sayıp bağımsız KKTC devletindeki seçimleri “milli irade” olarak saygıyla karşılamamak hayal bile edilemez.
Evet, KKTC’de seçimleri “muhalefet” kazandı. Yüzde 65 katılımlı seçimlerde CTP lideri Tufan Erhürman yüzde 62.8 gibi büyük bir çoğunlukla sandıktan çıktı. Ankara’nın, daha doğrusu Cumhur İttifakı’nın desteklediği mevcut Cumhurbaşkanı Ersin Tatar yüzde 35.7’de kaldı.
CHP lideri Özgür Özel’in “Değerli dostum Erhürman’ı yürekten kutluyorum” diye açıklama yaptı. Cumhur İttifakının son derece etkili ortağı Bahçeli ise ölçüsüz bir tepki gösterdi. Niye ölçüsüz, hatta yanlış, aşağıda yazacağım.
Cumhurbaşkanı Erdoğan ve CB Yardımcısı Cevdet Yılmaz olgunlukla ve devlet geleneklerine uygun davrandılar,halk iradesiyle seçilen Erhürman’ı tebrik ettiler.
KKTC VE TÜRKİYE
Son 42 yılda 41 defa hükümet değiştiren KKTC’de geçen Pazar günü 6. Cumhurbaşkanı seçildi. 42 yılda 41 hükümet tablosu, çok parçalı bir siyasi yelpazeyi gösteriyor.
Böyle bir siyasi yelpazede yüzde 63’e yakın oy almak, hem KKTC’de hem Türkiye’de siyasiler tarafından çok iyi incelenmeli, anlaşılmalıdır.
KKTC’deki politikacıları “Ankara’ya sadakat” puanı vererek tasnif etmek ve bu şekilde kutuplaştırmak fevkalade yanlıştır.
Görüş farkları elbette olabilir, olacaktır… Oturup konuşulur ve bir ortak çizgi belirlenir.
KKTC ve Türkiye’yi birbirine bağlayan “Türk” kimliği ve olağanüstü stratejik gerçekler mutlaka beraber hareket etmelerini zorunlu kılmaktadır.
Bahçeli’nin çıkışını bu açıdan yanlış buluyorum.
Görüş farklarının ötesinde, ilişkilerinin herhangi bir şekilde hasar alması masaya çözüm için oturulduğunda Yunan-Rum tarafı karşısında hem Kıbrıs Türklerinin hem Türkiye’nin elini zayıflatır…
Sadece Yunan-Rum politikaları karşısında değil… Doğu Akdeniz deyince akla gelebilecek tüm strateji, enerji, deniz hukuku ve hatta ticaret ve turizm bakımından da…
Hele de Trump’ın bütün yerleşik uluslararası değerleri hiçe sayarak geliştirmek istediği otokratik çıkarlara dayalı Yeni Orta Doğu tasavvuru gündeme girmişken…
ERHÜRMAN NE DİYOR?
KKTC’de yayınlanan Diyalog gazetesi yazarı Reşat Akar dünkü yazısında şöyle yazıyor:
“Erhürman Türkiye ile ilişkiler konusunda hassasiyetini son ana kadar korudu…
Aleyhindeki yayınlara tepki göstermedi…
Kıbrıs sorunuyla ilgili açıklamalarında Türkiye’nin etkin ve fiili garantörlüğünün devamına destek vermesi, kazanması durumunda ilk ziyaretini Ankara’ya yapacağını söylemesi seçmenler üzerinde çok etkili oldu…”
KKTC Cumhurbaşkanı Erhürman, seçildikten sonra da şu açıklamayı yaptı:
“Bu seçimi Kıbrıs Türk halkı olarak hep birlikte kazandık. Artık ben CTP Genel Başkanı değilim. Tam tarafsızlıkla hangi partiye mensup olursa olsun tüm yurttaşlarımın Cumhurbaşkanı olma sözünü veriyorum.”
Partili olarak seçilip de “tüm vatandaşların cumhurbaşkanı” olmak; alkışlanmaz mı?
Türkiye ile ilişkiler konusunda da Erhürman’ın, yine seçimleri kazandıktan sonraki sözleri şöyle:
“Hiçbir cumhurbaşkanımız Türkiye Cumhuriyeti ile istişare etmeden ne müzakere yürüttü ne görüşme yürüttü, ne dış politika çizgisi belirledi. Bu bizim devlet geleneğimizdir. Aynen bu devlet geleneğimiz devam edecek.”
MODEL TARTIŞMASI
Evet, KKTC’de “iki devlet” ve “federasyon” tartışması var. Ama kavramların içine bakıldığında aralarında öyle büyük sorun yapılacak farklar yok, müzakelerle ortak çizgi geliştirmek zor değil.
Erhürman’ın Oksijen’de Sedat Ergin’ne yaptığı açıklamada, 6 konuyu, yani Türklerin dışlandığı güvenlik, enerji, hidrokarbon, deniz yetki alanları, ticaret yolları ve AB vatandaşlığı konularını “mutlaka ortak alan” sayıyor, şöyle devam ediyor
“Adı önemli değil, Kıbrıs Türk Devleti ve Kıbrıs Rum Devleti iki eşit devlet olacaklar. Ve bunlar, bu altı yetki dışında geriye kalan tüm devlet yetkilerini egemence, her biri kendi egemen bölgelerinde kullanacaklar…”
Erhürmen Türkiye’nin garantörlüğünün devamını da şart görüyor.
Ankara’ya düşen elbette “vasî” gibi davranmak değildir, müzakerelerle ortak politikalar geliştirmek ve destekleyici olmaktır.
Bir vatandaş olarak Cumhurbaşkanı Erhürman’ı ben de tebrik ediyor, başarılar diliyorum.