Kıyamda et-tahiyyatü
CHP’nin eski genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu tuhaf, dramatik bir sürecin sonunda Cumhurbaşkanlığına aday gösterilmişti.
‘Gösterilmişti’ değil aslında, küçük küçük adımlarla, hatta bazen mimiklerle, konuşmayarak, susarak oldukça da geç bir vakitte, seçime 50 küsur gün kala biraz da emrivaki ile altılı masanın adayı olmayı başarmıştı.
Altılı masa bir yıldan fazla sürdü. Altı tane tecrübeli siyasetçi uygun bir vakitte, sakin kafayla oturup kavgasız gürültüsüz bir aday üzerinde uzlaşamadı.
Kavgalı ve gürültülü bir şekilde Kılıçdaroğlu’nu aday gösterdiler.
5 tane Cumhurbaşkanı yardımcısı mı olur?
Biz yaptık oldu.
5 Tane Cumhurbaşkanı yardımcısının yanına iki tane daha yandan çarklı yardımcı ilave edilir mi?
Biz ettik oldu.
Beklenirdi, oradaki tecrübeli siyasetçilerden biri ya da birkaçı “Arkadaşlar böyle saçmalık olmaz, cumhurbaşkanının etrafında neredeyse hepsi aynı derecede yetkili 7 tane adam dolaşmaz” desin.
Demedi kimse.
Kılıçdaroğlu seçimi kazansaydı insanlar bu tuhaflıkların hepsini isabetli bulacaktı.
Kaybetti. Şimdi bil ittifak hepimiz diyoruz ki tuhaftı, yanlıştı, zamanlaması da kötüydü.
Yine bir zamanlama sorunuyla karşı karşıyayız.
Normal şartlarda Cumhurbaşkanı seçimine 3 sene var.
CHP cumhurbaşkanı adayını önümüzdeki ay ön seçimle belirleyecek.
Hatırıma nasılsa geldi. Hani dönemin başbakanı Binali Yıldırım Kanal D’de bir fıkra anlatmıştı.
Muhalif troller o anlatımdan bir video üretmiş. Binali Bey anlatıyor, kimse gülmüyor.
Bir kurguymuş o. Binali Yıldırım’ı gülünç duruma düşürmek için imal etmişler.
Ben de yanıldım, en azından Mehmet Soysal bu işlerden anlar, o da susup kalmış diye yazdım.
Sonradan mahcup oldum. Mahcubiyetimi de yazdım.
Şuydu fıkra:
Güya aceminin birini imamete geçirmişler.
Adam, kıyamda başlamış ‘et-tahiyyatü’ okumaya.
Arkadan biri gülmüş.
“Ne gülüyorsun” diye sormuşlar.
“Et-Tahiyyatü’yü ayakta okuyor, bakalım oturunca ne okuyacak, ona gülüyorum” demiş.
Seçime üç yıl kala adaylarını ilan edecekler. O üç yıl boyunca ne yapacaklar?
(Ak Parti’nin ya da Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Binali Yıldırım’ı nasıl ortadan kaybettiği ayrı ve ibretlik bir muammadır. Bir yerde karşılaşsak da dinlesek Binali Bey’den. Nüktedandır, anlatmanın bir şeklini bulur.)
İmamoğlu’nun üç yıl önceden aday ilan edilmesi fıkradaki kadar vahim bir zamanlama sorunu mu?
O kadar olmayabilir.
İBB Başkanı İmamoğlu çok şiddetli bir yargı kuşatması altında.
İkide bir hakkında soruşturma açılıyor.
Bu bir yönüyle de bir siyasi kuşatma. CHP’nin bu kuşatmaya karşılık vermesi lazım. Yargısı yok, polisi yok, nasıl mukabele etsin?
Siyasetle.
CHP ve İmamoğlu ön seçimi ve İmamoğlu’nun Cumhurbaşkanı adaylığını ilan etmeyi bir siyasi hamle olarak görmüş olabilir.
İmamoğlu 23 Mart’taki ön seçimden sonra Cumhurbaşkanı adayı ilan edilirse kurtulur mu kuşatmadan?
Şöyle mi düşündüler?
Erdoğan’ın hamleleri bundan böyle İBB Başkanı İmamoğlu’nu değil, Cumhurbaşkanı adayı İmamoğlu’nu hedef almış olacak.
Yani Cumhurbaşkanı Erdoğan yargıyı, kolluğu bir şekilde siyasi rakibinin üstüne sevk etmiş sayılacak.
Böyle bir şarj seçmeni etkileyebilir. Seçmenin bir kısmında Erdoğan’ın faullü oynadığı hissine sebep olabilir.
İmamoğlu da bu hamlelere İBB başkanı İmamoğlu olarak değil de Cumhurbaşkanı adayı İmamoğlu olarak mukabele edecek.
Peki, seçmendeki karşılığı sık sık İmamoğlu ile kıyaslanan ABB Başkanı Mansur Yavaş bu adımları nasıl karşılayacak?
Özel-İmamoğlu -Yavaş zirvesi sorunsuz ve krizsiz geçti.
Benim anladığım şu:
Yavaş İmamoğlu’nu destekleyecek.
İmamoğlu’nun başına siyasi yasak gibi bir kaza gelirse CHP’nin adayı Mansur Yavaş.
Mansur Yavaş, kendisinin seçileceğine kanaat getirirse aday olma seçeneğini açık tutuyor.
Bu en azından kısa vadede bir soruna sebep olmaz.
CHP için iyi bir uzlaşma şekli.
Fakat böyle bir uzlaşmayı 3 yıl hayatta tutmak büyük mesele.