1. HABERLER

  2. KÜRDİSTAN

  3. IKBY’deki Seçimler Kürtler ve Bölge için Ne Anlama Geliyor?
IKBY’deki Seçimler Kürtler ve Bölge için Ne Anlama Geliyor?

IKBY’deki Seçimler Kürtler ve Bölge için Ne Anlama Geliyor?

Irak Kürdistan Bölgesi’nde 20 Ekim’de yapılan milletvekili seçimlerinde, Erbil merkezli Kürdistan Demokrat Partisi (KDP) birinciliğini, Süleymaniye merkezli Kürdistan Yurtseverler Birliği (KYB) ikinciliğini korudu.

A+A-

MEHMET ALACA & BEKİR AYDOĞAN /Perspektif

Irak Kürdistan Bölgesi’nde (IKB) yaklaşık iki yıl gecikmeyle 20 Ekim’de yapılan altıncı dönem milletvekili seçimlerinin sonuçları, bölgede 30 yılı aşkın süredir iktidardaki iki Kürt partisi arasındaki güç dengesinin devam ettiğini gösterirken, halkın düzen değişikliği talebini de sandığa yansıttığını ortaya koyuyor.

Erbil merkezli Kürdistan Demokrat Partisi’nin (KDP) birinci ve Süleymaniye merkezli Kürdistan Yurtseverler Birliği’nin (KYB) ikinciliğini koruduğu seçimlerde, önceki dönemlerde bölgenin muhalif dalgasını arkasına alan ancak iktidara ortak olması nedeniyle halkın cezalandırdığı Goran (Değişim) Hareketi’nin neredeyse siyasi tablodan silindiği bir sonuç alındı.

Goran’dan boşalan en güçlü muhalefet pozisyonuna, KDP ve KYB’den sonra oylarını ikiye katlayarak üçüncü gelen Yeni Nesil Hareketi’nin oturması ise Ankara destekli Irak Türkmen Cephesi’nin (ITC) meclise milletvekili sokamaması ile birlikte seçimin en dikkat çekici sonuçları arasında yer aldı. Öte yandan, Türkiye ile ilişkileri iyi olan KDP ve İran’a yakın KYB’nin devam eden güç dengesi, bölgedeki Tahran-Ankara rekabetinin süreceğine işaret.

Seçimler, Kurumların Meşruiyetinin Yeniden Sağlanması Açısından Önemli

IKB, KDP’nin Erbil ve Duhok’ta, KYB’nin ise Süleymaniye ve Halepçe’de kontrolünün olduğu, her iki partinin kendilerine ait peşmerge, istihbarat ve güvenlik güçlerinin yanı sıra kendi bölgelerinde ekonomiyi yönettiği de facto ikili bir yönetime sahip. 90’lardaki KDP’nin sarı ve KYB’nin yeşil bölge olarak adlandırılan ayrımının uygulamada sürdüğü bölgede iki partinin, peşmergenin birleştirilmesi, 2017’deki bağımsızlık referandumu sonrası Kerkük’ün merkezi hükümete kaybedilmesi, bütçe, petrol-gaz ihracatı ve Bağdat ile zıtlaşan ilişkiler gibi birçok konuda uzun yıllardır süren çatışmalı ilişkisi bulunuyor. 

Tüm bu sorunlara ek olarak, KDP ve KYB arasında seçim sistemi ve azınlık kotaları konusundaki anlaşmazlıklar da seçimlerin 2022’den itibaren gecikmesine yol açmış ve bu durum da görev süresi tamamlanan meclisin kapanması ve hükümetin de seçimsiz devam ederek meşruluğunun zayıflamasına neden olmuştu.

KYB’nin açtığı dava sonrası Irak Federal Mahkemesi, 111 sandalyeli IKBY meclisinde uzun yıllardır KDP’nin etkisi altında kaldıkları suçlamasının yönetildiği 11 kişilik Türkmenler, Hristiyanlar ve Ermenilere ayrılan azınlık kotasını önce iptal etmiş, akabinde ise bu gruplara, koltuk sayısı 100’e indirilen mecliste beş kota ayırmıştı.

Zira normal şartlarda etnik gruplara ayrılan kotalara bu kitlelerin oy vermesi beklenirken, Kürt partilerin kotadan destekledikleri adaylara peşmerge ve güvenlik güçlerini toplu oy vermeye yönlendirmesi, bu partilerin, esasında azınlıklara temsil hakkı tanıması gereken kota koltuklarını bonus sandalyesi olarak kullanmasına yol açıyor. 

Mahkeme kararıyla IKB’nin dört seçim bölgesine bölünmesi ve kotaların Erbil, Süleymaniye ve Duhok arasında bölüştürülmesi ise KYB’ye de KDP gibi azınlıklara ayrılan kota sistemini istismar ederek kendine yakın adayları seçtirme imkânı tanıdı.

İki parti arasındaki tüm gerilim ve azınlıkların azalan kotaları üzerindeki tartışmalara rağmen Irak Yüksek Seçim Komisyonu denetiminde büyük oranda sorunsuz bir şekilde gerçekleşen seçimler, IKB’deki kurumların demokratik meşruiyetinin sağlanması açısından önemli bir adım oldu. 

Ayrıca, seçimlere katılım oranının da 2018’deki yüzde 59,8’lik oranı aşarak yüzde 72’ye ulaşması, yıllardır süregelen parti merkezli ikili düzene rağmen halkın demokrasiye inancını gösterdi. Öte yandan, özellikle güvenlik güçlerinin oy kullandığı özel oylamada 30 bin oyun geçersiz sayılması, belirli bir partiye oy vermeye zorlanan kitlelerin de bilerek oylarını yakmış olabileceği ihtimalini gündeme getirdi.

Seçim Sonuçları Nasıl Bir İç Denge Oluşturuyor?

Seçim Komisyonu ilk resmî oy oranlarını açıklarken, meclisteki koltuk dağılımına ilişkin resmî bir açıklama yapmadı. Ancak IKBY medyasındaki tahminlere göre, Barzani ailesi liderliğindeki KDP 2018’deki 45 sandalyenin altında kalarak 39 vekil çıkarttı. Talabani ailesi liderliğindeki KYB ise 21 olan koltuk sayısını artırarak 23’e ulaşırken, iki parti arasındaki dengenin bir diğerinin aleyhine belirgin bir şekilde değişmediği görüldü.

KDP mevcut durumda kaybettiği koltuklara rağmen hükümet kurulum sürecinde elini güçlü tutacak konumunu korurken, KYB ise KDP’ye yönelik agresif ve hükümetin ortağı olmasına rağmen düzeni yıkacaklarına ilişkin çelişkili ama sert söylemiyle yükselttiği beklentiyi karşılayamadı. Öte yandan, KYB lideri Bafel Talabani’nin KDP’ye aşırı saldırması ve Erbil’e geri döneceklerine ilişkin söylemleri, KDP’nin kitlesini de sandığa gitme konusunda teşvik etmiş olabilir.

Buna rağmen önceki dönemde kota sandalyelerini de yanına alarak mecliste çoğunluğu oluşturan KDP’nin, yeni meclis aritmetiğinde kotalarla birlikte 50+1’e ulaşamaması, KYB’nin lehine yazıldı. Zira, beş kişilik kotadan KDP’nin üç, KYB’nin ise kendine yakın iki adayı seçtirmesi, kotalar üzerindeki KDP hakimiyetini de sona erdirdi. 

2013 seçimlerinde Süleymaniye’de KYB’yi geçen ancak iktidara ortak olmasıyla siyasi temsili eriyen Goran da 2018’de elde ettiği 12 koltuğunu koruyamayarak meclise tek temsilci gönderebildi.

Goran’ın siyasi arenadan adeta silinmesi, Süleymaniye merkezli muhalif Yeni Nesil Hareketi’nin sandalye sayısını ikiye katlayarak sekizden 15’e çıkarmasına denk geldi. Bağımsızlık referandumu ve KDP-KYB’nin ikili yönetimine sert karşıtlığıyla bilinen ancak parti disiplini olmayan, popülist iş adamı Şahsuvar Abdulvahid’in liderliğindeki Yeni Nesil’in yükselişi, bölgede muhalefete duyulan ihtiyacı da gösteriyor. 

Müslüman Kardeşler teşkilatına yakınlığıyla bilinen Kürdistan İslami Birlik Partisi (Yekgirtu) oylarını kısmen artırmasına rağmen bölgedeki İslami partiler beklendiği üzere bir ivme yakalayamadı. Zira bölgenin en güçlü partisi KDP’nin muhafazakâr duruşu, kendi kitlelerine hitap eden İslami partilerin özellikle sekürlerleşme eğiliminin de görüldüğü genç nesle bir vizyon sunamaması, bu partileri kendi kitlelerine hapsediyor.

KYB’den ihraç edilen partinin eski eş-başkanı ve Bafel Talabani’nin kuzeni Lahur Şeyh Cengi de kurduğu Halk Cephesi ile tek sandalye alarak ne KYB’ye rakip olabildi ne de Süleymaniye’deki muhalif dalgayı kullanabildi. Lahur’un KYB’den uzaklaştırıldığı ilk dönemlerde teveccüh görmesine rağmen Bafel’e karşı KDP ile birlikte hareket etmesi, toplumsal anlamda karşılık bulmasını da engelledi.

Türkmenlerin Eriyen Siyasi Temsili ve KDP-KYB Arasında Bölünmeleri

Türkiye destekli Irak Türkmen Cephesi’nin (ITC) Süleymaniye’de kota ve Erbil’de 11 kişilik listeyle girdiği seçimlerde sadece 2.000 civarında oy alarak koltuk kazanamaması ise IKBY’deki Türkmenlerin eriyen siyasi temsilleri açısından alarm zilleri çaldırıyor. IKB’de 100 bin ila 400 bin arası Türkmen nüfusu olduğu tahminine rağmen alınan bu oy, ITC’nin zayıf yapılanması, parti içi liderlik krizi, Erbil’de KDP’ye ve Kerkük’te merkezi hükümete yakın çelişen politikaları ve halkın Türkmen siyasilere olan inançsızlığının sonucu olarak değerlendirilebilir. 

Öte yandan, Erbil’de KDP ve Süleymaniye’de KYB’nin desteklediği adayların kazandığı birer Türkmen kotasının ise çatışmalı iki Kürt partisinin gündemini takip edecek olmaları nedeniyle bir araya gelerek bağımsız ve ortak Türkmen politikası izlemeleri beklenmiyor. Ankara’nın KDP ile yakın ilişkileri nedeniyle ITC’den bir isme bakanlık verilmesi gündeme gelebilecekken, bu durumun diğer partilerce tepki çekmesi ve KDP aleyhine kullanılması şaşırtıcı olmaz. 

Seçim Sonuçları İran-Türkiye Rekabetini Nasıl Etkiler? 

KDP’nin seçimlerde birinci gelerek sandalye sayısını büyük ölçüde koruması, şüphesiz Türkiye’yi memnun edici bir sonuç. PKK ile işbirliği yapmakla suçladığı KYB’nin sürpriz bir şekilde seçimlerde birinci gelecek olması, Türkiye-IKB arasındaki başta PKK ile mücadele olmak üzere siyasi ve ekonomik yakın ilişkilere büyük zarar verebilirdi. KYB’nin sandalyelerini artırarak statükosunu koruması ve KDP’nin ezici bir galibiyet kazanamaması ise İran için olumlu bir tablo. KDP ve KYB arasındaki güç dengesi ve hükümet kurulum sürecinde iki partinin de diğerine ihtiyaç duyacak olması ise İran ve Türkiye rekabetinin bölgede devam edeceği anlamına geliyor. 

Hükümet kurulum sürecinde, İran’ın nüfuzunun bulunduğu Bağdat hükümeti üzerinden KDP’yi kolaylıkla bütçe, maaşlar ve petrol ihracatı gibi konularda sıkıştırarak KYB ile müzakerelerde geri adım atmaya zorlama imkânı bulunuyor. Zira iki Kürt partisinden bir diğerinin yer almadığı bir hükümet formülünde kurulacak hükümetin sarı ya da yeşil bölgede faaliyet gösterememesi, ikili yönetimin daha da kırılgan hale gelmesi ve özellikle KYB’nin Bağdat’a eğilimli politikalarıyla Erbil’den özerklik talebini daha güçlü bir şekilde dile getirmesi gündeme gelebilir. 

Ancak İsrail-İran savaşı ihtimalinin artması ve İran ile KDP arasında son dönemde atılan ılımlı adımlar dikkate aldığında, Tahran’ın KYB gibi kontrol edemediği bir KDP gerçekliğini de en azından mevcut bölgesel denklemde kabul etmek zorunda kalacağı söylenebilir. Öte yandan İran KDP ile ilişkisini düzeltirken, Ankara’nın Süleymaniye ile olan çatışmalı ilişkisinin, KYB’nin Kerkük’te valilik koltuğunu kazanması ve IKB’de statükosunu koruması sonrası ne kadar sürdürülebilir olduğu da tartışmalı. Seçim sonrası Bafel Talabani’nin PKK ile ilişkiler konusunda geri adım atması ve Türkiye’nin, İran’ın Erbil ile yakınlaşmasına yanıt olarak Süleymaniye ile uzlaşı araması ise bölgesel rekabete yeni bir soluk getirebilir.

Etiketler :

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.