1. YAZARLAR

  2. Mustafa Karaalioğlu

  3. Hukuksuzluktan daha pahalı bir nesne yok
Mustafa Karaalioğlu

Mustafa Karaalioğlu

Hukuksuzluktan daha pahalı bir nesne yok

A+A-

Sıradan sayalım… Hukuk yoksa, ifade hürriyeti eksikse, insanlar konuşamıyorsa, sağlıklı tartışma zemini baskı altındaysa, kamuda şeffaflık/denetim bitmişse; bütün bunların yokluğu sadece teorik düzeyde demokrasinin eksikliğini göstermez. Demokrasi ve hukuk sadece insanların rahat rahat konuşabilmesine yaramaz. Demokrasiye içimizi dökelim diye ihtiyaç duymuyoruz.

Eğer hukuk, ifade hürriyeti yoksa, bir ülke bunlardan mahrumsa orada hiçbir hedef tutturulamaz. Refah olmaz, kalkınma olmaz, sosyal beceri ve kabiliyet gelişmez, güvenlikten söz edilemez.

Mesela, Türkiye’nin 2023 hedeflerinin başına gelen tam da buydu. Hukuktan, şeffaflıktan, ifade hürriyetinden uzaklaşmak, aslında son derece makul ve gerçekleşebilir 2023 hedeflerinin fiyaskoyla sonuçlanmasına yol açtı. Hiçbirisi tutturulamadı hatta birçok kalemde hedeflerin ilan edildiği tarihteki rakamların bile geresine gidildi. O kadar geri gidildi ki, son orta vadeli program hedefleri bile hâlâ 2023 hedeflerinin gerisinde kaldı.

Tahribat bu kadar büyük…

Demokrasi ve hukuk yoksa, kalkınma, refah ve ekmek yok.

2023’ün ardından içinde hedef olmayan 2053 ve 2071 hedefleri ilan edildi ama gayet tabii bunlar zaten slogandan ibaretti. Nitekim, en sonunda mesele belli belirsiz bir Türkiye Yüzyılı hedefine bağlandı. Artık rakamla, hedefle, vizyonla vakit kaybetmek istemediler belli ki. Yüzyıl daha kim öle kim kala? Bir yıllık, iki yıllık hedeflerin tutmadığı bir ülkede vakti olan yüz yılın hesabını tutar artık.

Hedefleri tutturamamakta nasıl başarısızsak, o hedeflerin neden tutmadığı konusunda belki de dünyanın en tecrübeli ülkesiyiz. Uzağa gitmeye gerek yok. Sadece 2018’den bugüne yaşananlara bakınca ne büyük tecrübe ürettiğimiz görülür. Başta faiz indirmek için inatla tutturulan politika kısa sürede felakete gidilince tek partide 128 milyar dolar rezerv yakıldı. 2019 yerel seçimi geliyordu ve döviz yüksek olmamalıydı çünkü…

128 milyar dolar ne o seçimi ne döviz kurunu ne de ekonomiyi kurtarabildi. Rezervler erimeye devam etti ve ardından bu kez Kur Korumalı Mevduat fikri peydah oldu. Şaşkın bakışlar altında bu inanılmaz yanlışta sonuna kadar da gittiler. Bugün KKM’den daha yeni kurtulabildik ama faturası ağır oldu. En az 60 milyar dolar milletin cebinden az sayıda mevduat sahibinin cebine aktarıldı. Devlet eliyle ve zoruyla gelir transferi yaşandı.

Başlangıçta faize karşı yapılan bütün bu mantık dışı işlerin sonunda faizler öyle bir arttı ki hâlâ dünyanın en yüksek reel faiz veren ülkesiyiz. Hedeflerdeki isabetin mükemmelliğine bakın!

Arada birçok irili ufaklı hukuksuzluk vakası var ama hukukun olmadığı durumda hedeflerin nasıl çöktüğüne bariz bir örnek görmek için gelelim bu yılın mart ayının 19’una. Cumhurbaşkanı adayı/İstanbul Belediye Başkanı ve arkadaşları hapse atıldı. O günden bugüne bu operasyonun maliyeti, iyimser hesaplara göre 150 milyar dolar. Üstüne bir de 2 Eylül’de CHP İstanbul teşkilatına kayyum atanması geldi. Onun maliyeti de başta borsa ve dövizde olmak üzere hâlâ işliyor. Kim bilir ne fatura çıkacak?..

Asıl işleyen temel kural ise hukuka ve demokrasiye aykırı girişimlerin istisnasız her defasında maliyet ürettiğidir. O yüzden bu ülke hedefleri tutturmada tamamen başarısız ama dünyaya hukuksuzluğun nasıl bir maliyet ürettiğini göstermede muazzam başarı sahibidir.

Bitmedi de… Hikaye devam ediyor ve üstelik şimdi en dramatik olanı kapıda. Ankara’da malum kayyum davası var. Bu devirde böyle bir davayı konuşmak bir acı, o davanın siyasi hedefine ulaşması başka acıdır.

Demokrasiden ve ekmekten bir parça daha koparılacak mı bilinmez. Ama bugünün dünyasında hukuksuzluktan daha pahalı bir nesne yok.

Hiç olmazsa bilmesi gerekenler bunu bilsin.

Önceki ve Sonraki Yazılar