1. YAZARLAR

  2. Yusuf Ziya Cömert

  3. Hamasetlerinizi alın münasip bir yere kaldırın
Yusuf Ziya Cömert

Yusuf Ziya Cömert

Hamasetlerinizi alın münasip bir yere kaldırın

A+A-

Dünyadaki hamaset üretiminin çok önemli bir kısmını İran yapıyor.

Biz de İran’dan çok aşağı kalmayız. Ama zannediyorum İran bizden öndedir.

Söze niçin böyle başladım?

İran’a sataşmak için mi?

Hayır bunu yapmam; İsrail’e taş atan tek ülke İran.

Sataşmak için değil kendi gerçeğimizi görmek için.

Bir lezzeti vardır hamasetin.

Ama fazla yerseniz midenizi bozar.

Köksüz ağaç gibi, temelsiz ev gibi ufak bir rüzgârda yıkılır.

Yıkıldı hamaset.

İsrail Gazze’ye saldırdığı günden itibaren, bütün büyüklerimizin, kudretlilerimizin neşrettiği hamasetin terazide bir gram ağırlığı yoktur.

Birçok Arap rejimi, emirler, şeyhler, melikler, krallar Netanyahu’nun kulağına gider de bizi tokatlar diye hamaset bile imal etmiyorlar. Tahtlarında, koltuklarında terbiyeli terbiyeli oturuyorlar.

Bütün hamasetler bitti.

Hamasetlerinizi alın münasip bir yere kaldırın.

Eski savaşlar da bitti.

Göğüs göğüse çarpışmalar, meydan muharebeleri, siper savaşları...

Köroğlu’nun “Tüfek icat oldu mertlik bozuldu” deyişi çoktan aşıldı, sonradan neler icat oldu neler!

Bunu öğrenmek için başka yollar vardır mutlaka ama biz yeryüzünün sade vatandaşları İsrail’in Gazze’de giriştiği soykırım sırasında öğrendik.

İsrail, bir çocuğu öldürmek için çocuğun yüz katı ağırlığındaki bombayı çocuğun tepesine atarken.

Derme çatma evlerin içindeki yoksul, garip gurebayı gökyüzünden bombalar yağdırarak beton blokların arasında paramparça ederken.

Dümdüz bir vahşet. Kaba, adi.

Alçaklık, rezillik, insan kanına susamışlık.

Bunun bir üst modeli var.

Daha vahşi değil ama daha sofistike, daha teknolojik.

Hizbullah’ın kendi aralarında güvenli iletişim kurmak için tedarik ettiği telsiz telefonların bomba olup ellerinde patlaması.

Adam seni aldığın tedbirden vuruyor.

Tedbiri senin eline bizzat veriyor.

Hamas’ın lideri İsmail Heniye’nin misafir olarak gittiği Tahran’da, İran İslam Cumhuriyeti’nin himayesinde uyurken İsrail’in attığı bombayla şehid edilmesi.

Çok kötü, çok ağır dersler alıyoruz.

Bir şey görüyoruz, “daha kötüsü olmaz herhalde” diyoruz.

Daha lafımızı tamamlamadan daha kötüsüne şahit oluyoruz.

Geçen hafta ortasında İsrail, İran’ın Genelkurmay Başkanı’nı ve üst düzey komutanlarını öldürdü.

Devrim muhafızlarının liderini de…

9 seçkin bilim adamını da.

Uyurken veya uyumazken, nokta atışlarıyla.

Demek ki İsrail istihbaratı İran devlet aygıtının sinir sistemine girmiş.

ABD Başkanı Trump da İran’ı gafil avlamak için Umman’da nükleer müzakerecilik oynamış.

İran tam İsrail’in hesap ettiği gibi gafil avlanmış.

İçimizde İran’ın zaafa uğramasını Türkiye için kâr sayanlar eksik değil.

Akılları torba değil ki büzesin!

Tamam, İran çok kötü bir şekilde vuruldu.

Ağır yara aldı.

Peki sen, buralarda gezinen arkadaş, sen vurulmadın mı?

Kötülüğün bu kadar azması, çığırından çıkması seni hiç yaralamadı mı?

“Başkaları Cehennemdir”in bir başka yorumu.

‘Öteki’nin başına ne gelirse gelsin, benim başım selamette olsun.

Bana dokunmayan İsrail bin yaşasın!

MHP lideri Bahçeli hadiseyi doğru okudu.

Bu olanlar, Türkiye’ye de tehdit sayılır.

Sadece Türkiye’ye değil, etraftaki bütün rejimlere.

“Bakın, İran’ın genelkurmay başkanını yaşadığı yerde öldürdüm.

Devrim muhafızlarının başkanını da öldürdüm.

Bilim adamlarını da öldürdüm.

Sizler, değişik memleketlerdeki baylar ve bayanlar.

Ne yaptığıma iyi bakın.

Ayaklarınızı denk alın.”

Önceki ve Sonraki Yazılar