1. YAZARLAR

  2. Mehmet Ocaktan

  3. Dostumuz Trump bizi de soykırımı onaylama projesine çağırıyor…
Mehmet Ocaktan

Mehmet Ocaktan

Dostumuz Trump bizi de soykırımı onaylama projesine çağırıyor…

A+A-

ABD’nin Ankara Büyükelçisi ve Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack’ın Habertürk TV’deki sözlerini duyunca, doğrusu endişelenmediğimi söylersem yalan olur…

Amerikan büyükelçisi lafı hiç dolandırmadan, son derece net bir ifadeyle Türkiye ve Azerbaycan’ın da İbrahim Anlaşmalarına katılması gerektiğini söyledi. Yani, tıpkı Arap ülkeleri gibi Türkiye’nin de İsrail safında yer alması için çok açık bir mesaj verdi.

Barrack, Türkiye’ye İbrahim Anlaşmalarına katılma çağrısını yaptığı cümlenin hemen arkasına F-35 ve S-400 meselesinde çözüme yaklaştıkları mesajını iliştirmeyi de ihmal etmedi.

Kısacası Amerikan büyükelçisi, ilk başkanlık döneminde bizzat Trump tarafından F-35 projesinden çıkarılan Türkiye’yi övdü ve ABD’nin beklentilerini dillendirerek önümüze net bir hedef koydu. Bize göre, büyükelçinin konuşmasının özeti şu: “F-35 ve S-400 meselesini hallederiz, ama bizim için İsrail’in güvenliği her şeyden önemlidir. Dolayısıyla sizi de İsrail safında görmek istiyoruz…”

Türkiye’nin bölgesel barış sürecinin merkezinde olduğunu söyleyen Barrack’ın, İsrail’in safında olmamızı isterken kullandığı şu cümlenin altını özellikle çizmek gerekiyor: “Gelin çocuklarımıza, torunlarımıza başka bir şey verelim.”

Evet, Gazze’de bebekleri, çocukları katleden Amerikan destekli İsrail’in çocuklara ne verdiğini artık bütün dünya çok iyi biliyor. Eğer Amerika, Netanyahu’nun yeni cinayetlerine destek için Türkiye’yi İbrahim anlaşmalarına çağırıyorsa, biz almayalım…

Çünkü İbrahim Anlaşmaları, kelimenin tam anlamıyla “İsrail’i koruma” ve soykırımı onaylama projesidir.

Bilindiği gibi ABD Başkanı Trump, ilk başkanlık döneminden bu yana İsrail’in güvenliğini esas alan önemli adımlar atıyor. 2020 yılında bizzat Trump’ın öncülüğünde İsrail, Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) ve Bahreyn arasındaki diplomatik ilişkileri normalleştiren İbrahim Anlaşmaları, Beyaz Saray’da düzenlenen resmi bir törenle imzalanmıştı. Bu normalleşme adımları aynı yıl içerisinde genişleyerek Fas ve Sudan’a da ulaştı. Suudi Arabistan ve Suriye İbrahim Anlaşmalarına katılmaya ciddi ilgi göstermiş, ancak henüz bu konuda bir anlaşmaya varamamıştır.

Şimdi soru şu; Ankara dostumuz Trump’ın beklentilerini karşılayabilecek mi?

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın bugüne kadar Gazze’yi destekleyen keskin mesajları dikkate alındığında, İbrahim Anlaşmalarına girerek İsrail’in safında yer alması asla düşünülemez. Dolayısıyla Erdoğan’ın şu sözlerini unutarak İsrail’in safında yer alacağını düşünmek abesle iştigaldir: “Bugün 7 Ekim... Tam 365 gün önce hayatta olan, çoğu çocuk ve kadın 50 bin kardeşimiz vahşice katledildi. Tam 1 yıldır dünyanın gözü önünde, canlı yayında katledilen aslında tüm insanlıktır, insanlığın geleceğe dair tüm umutlarıdır.

Katil İsrail hükûmetinin 7 Ekim’den bu yana katlettiği on binlerce insanı bugün hüzünle yâd ediyor; eşlerini, çocuklarını, ailelerini kaybeden yüreği yaralı Gazzeli, Filistinli, Lübnanlı kardeşlerime en kalbî taziyelerimi iletiyorum.”

Evet, cumhurbaşkanının sözleri son derece açık ve net. Ama bir tarafta da “dostum Trump”ın Türkiye’den beklentileri var… Ankara Trump’ı üzecek bir adım atabilir mi, bunu bekleyip göreceğiz…

Makul akla itibar ederek söylemek gerekirse, Türkiye İbrahim Anlaşmalarına girerek katille aynı safta yer almayacaktır elbette, almamalı da zaten…

Ama bir gerçek de var ki Türkiye, İsrail Gazze’de bebekleri katlederken 7 ay boyunca İsrail’e ticaret gemilerini göndermeye devam etti. Azerbaycan petrolü, Türkiye üzerinden İsrail’e akmaya da halen devam ediyor.

Daha geçen hafta Filistin Eylem Komitesi, İstanbul’daki IDEF 2025 Savunma Sanayi Fuarı’nda İsrail’e silah sağlayan şirketlere yer verilmesini protesto etti. Eylemin ardından polis 16 kişiyi “yoldan, metrobüsten ve evlere yapılan baskınlarla” gözaltına aldı.

Meseleye bu zaviyeden baktığımızda, doğrusu kafamız biraz karışıyor. Ve ister istemez “Vanaları kapatın, gemileri durdurun, İsrail’e silah sağlayan şirketlerin IDEF fuarında ne işi var” diyerek İsrail’i protesto edenleri yaka-paça gözaltına alan iktidarın Gazze sloganlarına mı, yoksa İsrail’e söz söyletmeyen icraatlarına mı itibar etmeliyiz diye sormadan edemiyoruz.

 

Önceki ve Sonraki Yazılar