Barışa doğru bir adım daha...
Pazartesi günü itibarıyla Ukrayna’daki savaşın sona ermesini sağlayabilecek bir adım daha atıldı. Trump önce daveti üzerine Washington’a gelen Zelensky ile sonra da davetsiz misafirleriyle, beş Avrupa ülkesi lideri, AB Komisyon Başkanı ve NATO Genel Sekreteri ile bir araya gelip cuma günü Putin’le Alaska’da başlattığı süreci devam ettirdi. Ve belli ki gelenleri toprak tavizine, ateşkes olmadan barışın mümkün olabileceğine ikna etti.
Öğlenden sonraki çoklu toplantının açılışında Almanya Başbakanı Merz, ateşkes önemli dese de çıkışta herkes fikrini değiştirmiş, sorun savaşın bitmesi halinde Ukrayna’dan geriye kalana verilecek “etkin” güvenlik garantilerine, daha ziyade de Ukrayna ordusunun kendini savunacak hale gelmesi için yapılacaklara, Avrupa’nın Amerika’dan alıp Ukrayna’ya bağışlanacaklarına dönüşmüştü.
New York Times’ın yazdığına göre de Zelensky ve ona destek amacıyla Amerika’ya gelen liderler Beyaz Saray’da beklerken Trump, Putin’le 40 dakikalık bir telefon görüşmesi yaparak görüşmelerinin sonucunu paylaşmıştı. Çıkışta Zelensky ile Putin’in şu anda belli olmayan bir yerde buluşacakları, muhtemelen miktarı ve coğrafi sınırları Alaska’da belirlenen toprak tavizine karşılık barışın parametrelerini konuşacakları anlaşılmıştı.
Geriye de buluşmanın magazin boyutu, Zelensky’nin giydiği kostüm, karısının mektubu, kameralar önündeki şakalaşmalar, Trump’ın gönlünün nasıl alındığı gibi detaylar kalmıştı. Belki biraz da istemeye istemeye taraf oldukları, yükünü her anlamda üslendikleri savaşın sonuçlarını bilmelerine rağmen bitmesine bir türlü rıza gösteremeyen Avrupalı liderlerin kendi siyasi geleceklerini kurtarma çabaları vardı.
Bundan sonra Ukrayna ve Rusya nerede buluşacaklarını belirleyecek ve çok olasıdır ki müzakereler başladığı yerde, yani İstanbul’da sürecek. Eğer Putin son dakikada el yükseltmeye, Alaska’da mutabakata vardığından fazlasını almaya kalkmazsa barış sağlanacak. Tahminen hukuken yasak olan ilhak güvenlik garantileri karşılığında verilmiş bir taviz olarak sunulacak.
Dünya da daha önce yazdığım gibi bildiğimiz şekilde dönmeye devam edecek, adalet ve hakkaniyet göreceli olmayı sürdürecek ama istikrar sağlanacak. Yok eğer Putin Trump’ı “kandırmaya”, Alaska mutabakatı dışında bir oyun geliştirmeye kalkarsa sorun derinleşecek, önce yaptırımlar, sonra da Ukrayna’ya bugüne kadar verilmeye silahlar verilecek, çok olasıdır ki sonu nükleer çatışmaya varabilecek bir askeri tırmanma yaşanacak.
Türkiye de bu tırmanmadan nasibini alacak; taraf seçmeye, yaptırımlara uymaya, Montrö Sözleşmesi’nin 19, 20 ve 21’inci maddelerinin uygulanmasını sona erdirmeye, hepsinin ötesinde de fiili tarafsızlığından vazgeçmeye zorlanacak. Sadece Ukrayna-Rusya ilişkilerinde kurduğu hassas denge sarsılmakla kalmayacak, Trump Amerikası’yla olan ilişkileri de muhtemelen olumsuz etkilenecek.
Bence Türkiye’nin sadece bundan sonraki müzakerelerin İstanbul ya da tarafların isteyebileceği başka bir şehrinde olmasını sağlamak için değil barışın gerçekleşmesi, Alaska mutabakatının hayata geçmesi için de çaba harcaması, özellikle Rus tarafına telkinde bulunması şart. Unutmayalım ki, Türkiye’nin çok sorunu olması devlet olarak da siyaset olarak da bu tür sorunlara ve onların çözümlerine önem vermemesini gerektirmiyor.