AK Parti vazgeçti peki CHP merkeze yürüyebilir mi?
AK Parti 2002 yılında yola çıkarken hem kurumsal hem de ilkesel anlamda kendine önemli hedefler koydu. İktidarının 2013 yıllarına kadar da önemli mesafeler aldı. Gerçek şu ki AK Parti iktidarı ilk iki döneminde demokratikleşmede, hukukta özgürlüklerde ve ekonomide önemli işler yaptı.
Her ne kadar bazıları, bu iki dönemin bir aldatmaca olduğunu söylese de biz müneccim değiliz, dolayısıyla yorumlarımızı niyet okuyarak değil, icraatlara bakarak yaparız.
Ama şimdi başka bir gerçekle karşı karşıyayız. Bugünkü AK Parti demokratik değerlerden giderek uzaklaşıyor, ‘hukukun üstünlüğü’ diye bir kavrama asla inanmıyor. Hz. Ömer adaleti üzerinden bolca hamaset üretse de ülkeyi adalete hasret hale getirmiş bulunuyor.
23 yıllık iktidarının sonunda AK Parti, kendi ilkelerinden ve halktan giderek uzaklaşırken, neredeyse yüz yıl sonra bile hala tek parti dönemi üzerinden eleştirilmeye devam edilen CHP, ‘millet iradesi’ne yaslanıp geniş toplum kesimleriyle buluşarak merkeze yürümeye çalışıyor.
Merkez partisi olma konusunda, özellikle toplumda bu duyguyu zenginleştirmek için önünde daha yürümesi gereken önemli bir mesafe var. Ama kabul etmek gerekiyor ki kısa zamanda, üstelik de üzerindeki baskıların yoğunlaştığı zor şartlarda ciddi bir mesafe kaydettiği kesin…
2024 yerel seçimlerinde birinci parti haline gelen CHP, bugün itibariyle de birincilik konumunu sürdürüyor. En son GÜNDEMAR Araştırma’nın Kasım 2025 sonuçlarına göre CHP yüzde 35,91 ile birinci parti konumunu korurken, AK Parti’nin kritik seviye olan yüzde 30’un altında yüzde 28,50’ye gerilemiş bulunuyor.
Peki iktidarın, bütün hamlelerine rağmen neden CHP hala birinci parti?
Aslında bunun iki sebebi var; birincisi Özgür Özel’in genel başkan olmasıyla birlikte çok önemli bir performans yakaladı. İkincisi ise, CHP’nin cumhurbaşkanı adayı Ekrem İmamoğlu’nun 19 Mart’ta hapse atılması… Ve tabii ki CHP’ye kayyım atamanın bir yolunu bulabilmek için ‘butlan’ meselesinin, Demokles’in kılıcı gibi partinin üzerinde hala sallanıyor olması…
Komplo teorilerine inanan birisi olsaydım, İmamoğlu dahil neredeyse bütün CHP’li belediye başkanlarının hapse atılmasının ve kayyım girişimlerinin, CHP’yi daha da büyütmek için, sanki iktidar tarafından özel bir uygulama yapıldığını söylemek isterdim. Ama öyle bir şey yok tabii ki…
Çünkü hukukla izahı asla mümkün olmayan bu operasyonların bizatihi yapılış şekli, topluma adeta bütün bunların siyasi bir hedef için yapıldığını söylüyor. Doğal olarak inandırıcılığını kaybettiği için, siyaseten AK Parti lehine sonuçlar üretmiyor, tam aksine CHP’yi büyütüyor.
İşte AK Parti’nin, CHP’ye özel olarak yaptığı ’kıyak’ yüzünden “İmamoğlu’na özgürlük ve erken seçim” kampanyası kapsamında toplanan imza sayısı 25,1 milyona ulaşmış durumda. Yani kayıtlı seçmenin yüzde 40’ı bu kampanyaya katılmış. Bu çok önemli bir rakam, üstelik ortada henüz seçim filan da yok.
Ama şu da bir gerçek ki CHP, sadece AK Parti’nin bu gayretleriyle iktidar olamaz. Bir kere kesinlikle, toplumun farklı kesimlerini kucaklayan siyasi bir vizyon ortaya koyması şart. Unutmayalım, bu ülkenin neredeyse yüzde 70’i 23 yıldan bu yana AK Parti’ye oy vermiş, sonra vazgeçmiş, sonra dönüp yeniden oy vermiş… Dolayısıyla iktidar yürüyüşü, ancak bu seçmen tabanını doğru okumakla mümkün. Özel ve İmamoğlu’nun siyasi yaklaşımı, merkeze yürüme potansiyeline sahip. Eğer CHP geleneksel kodlarına dönmek gibi bir hataya düşmezse, ipi rahatlıkla göğüsleyebilir.
Evet, henüz bir merkez parti değil CHP ama geçen hafta yapılan 39. Kurultay, bu yürüyüş konusunda önemli ip uçları barındırıyor. Mesela, Serkan Özcan, Kerim Rota, Evrim Rızvanoğlu, Salih Uzun, Volkan Gültekin ve daha önce de Parti Meclisi’nde yer alan Emine Uçak Erdoğan gibi isimlerin CHP kadroları içinde yer alması önemli bir şans. Yeter ki birileri bu tablodan rahatsız olmasın…
Bu arada, Özgür Özel’in partide bugüne kadar pek çok genel başkana nasip olmayan bir ‘güven’e sahip olduğunun altını çizmek gerekiyor. Bu tablo gösteriyor ki CHP tabanı da seçmen kitlesi de Özgür Özel-İmamoğlu ikilisinin başarıyı hedefleyen politikalarından son derece memnun…
Hemen belirtelim, eğer CHP geçmişte olduğu gibi partinin etrafında konuşlanan ortadoks sol çevrelerin reflekslerine teslim olmadan geniş toplum kesimlerini kucaklayacak politikalar üretebilirse, çok rahatlıkla merkeze yürümeyi başarabilir.


