1. HABERLER

  2. EDEBİYAT DEFTERİ

  3. MAKALELER

  4. Zeynep’in Yezid’e cevabı
Zeynep’in Yezid’e cevabı

Zeynep’in Yezid’e cevabı

Muaviye’den başlayarak, zorbalıkla yönetimi ele geçirenler, yapıp ettiklerini ilahi bir tercihe refere ettiler, güçlerini sanki Allah’tan alıyorlarmış gibi –haşa- propagandalara başladılar, kendilerine sahte, yalancı meşruiyetler arayıp kitleleri kandırma

A+A-

Ali Bulaç - Turkishpost

Çoluk çocuğun katledilmesinden ve Hz. Hüseyin’in başının kesilmesinden sonra huzuruna çıkarılan Zeyneb’e Yezid şöyle dedi: “Ey Zeyneb, Allah dileseydi sizi mağlup edemezdik, Allah bizden yana.”

Zeynep, Ali ve Fatıma’nın kızı, Hz. Peygamber’in ilk kız torunuydu; dinini iyi bilen bir kadındı, zorbalıkla biat almak isteyen ve işlediği cürüme dini bir meşruiyet arayan Yezid’in meseleyi nereye götürme peşinde olduğunu gayet iyi biliyordu. Büyük bir cesaret ve özgüvenle ona şöyle cevap verdi: “Ey zalim, sen bizi Allah’la korkutamazsın. Ben Kerbala’dan önce de, sonra da Rabbim’den iyilikten başka bir şey görmedim. Ey Zalim, sen bize dünyamızı berbat ettin, biz de senin ahiretini berbat edeceğiz. Seni bekliyorum!”

Bu diyalog İslam tarihinde sürüp giden zulüm, sapma, inhiraf ve sukutun veciz ifadesidir.

Muaviye’den başlayarak, zorbalıkla yönetimi ele geçirenler, yapıp ettiklerini ilahi bir tercihe refere ettiler, güçlerini sanki Allah’tan alıyorlarmış gibi –haşa- propagandalara başladılar, kendilerine sahte, yalancı meşruiyetler arayıp kitleleri kandırmaya çalıştılar.

Oysa Hz. Peygamber (s.a.)’i takip eden Selef-i salihin, meşru yönetimi Münzel Şeriat’ın doğru düzgün tatbikatına, karar mekanizmaları ve süreçleri üzerinde etkili olacak istişare (şura) ve yüksek ahlaki hayat ve duyarlılıkla (takva) ile desteklenen hukuka ve adaletin tesisi şartına bağlamışlardı.

Emeviler bu Sırat-ı müstakimden açık bir sapma içinde idiler ama “ilahi takdir, kader” vb. İslam nokta-i nazarından aslı esası olmayan inançları sahih akidenin yerine geçirdiler.

O gün bugündür bu sahte inançlar, İslam imanının üstünü örtmekte, her türlü beşeri zaaf ve hatanın yol açtığı musebetleri takdir-i ilahiye hamletmekte, olup biten haksızlıklardan, zulümlerden yöneticileri muaf tutmaktadırlar.

Yiğit bir mü’mine olan Zeynep, Yezid’in yüzüne bu inanç ve söylemlerin meşru, geçerli bir temeli olmadığını haykırmıştı. İlahi takdir gereği ve bir kader üzerinne hareket ettiklerini öne süren Beni Ümeyye’nin yöneticileri ve valileri için Hasan el Basri’nin de dediği aynı şeydi: “Allah’ın düşmanları yalan söylüyorlar.”

O günden bugüne Allah’ın düşmanları ümmete yalan söylüyorlar, dini istismar ediyorlar, sahih akideyi tahrif ediyorlar, din ve dini anlama özgürlüğü üzerinde baskılar kuruyorlar, muhalif düşünen, icraatlarını, düşüncelerini eleştiren insanlara yasak üzerine yasak koyuyorlar; kendilerine hizmet eden Bel’amlar üzerinden kitlelere –tıpkı Karl Marx’ın dediği gibi- afyon içiriyorlar.

Buna bir keresinde rahmetli Necmettin Erbakan hoca, “meydanlarda insanlara narkoz veriyorlar” demişti.

O günden bugüne haksızlıklar, zulümler, yalanlar ve entrikalar devam etmektedir, kimi zaman zulümler ve kötülükler müslümanlardan, kimi zaman gayrımüslimlerden gelmektedir.

Bugün en büyük zulüm Gazze’de hepimizin gözü önünde işleniyor, müslüman bir halk soykırımdan geçiriliyor, bebekleri-çocukları aç bırakılarak ölüme terkediliyor; bugün Kerbala Gazze’dir.

Gazze kimsenin umrunda değil, bir kısmı zaten açıkça “Gazze diye bir meselelerinin olmadığını” beyan ediyor, kimi görmezden-duymazdan geliyor, kimi gece gündüz Gazzeliler için gözyaşı döküyor ama İsrail’e en ufak bir müeyyide uygulamıyor, kimi İsrail mitini yerle bir eden İran’ı, Hizbullah’ı, Yemen Husilerini küçümsüyor, hatta İsrail’le danışıklı dövüş yaptıklarını propoganda edecek kadar küçülüyor.

İhlaslı insanlar çaresiz, Hüseyin’i hatırlayıp Gazze için matem tutmaktan, ağıtlar yakmaktan başka şeyler ellerinden gelmiyor. Ama “Gazze için matem tutmayın, aksine eğlenin, güzel yemekler yiyin, tatile gidin” diye vaaz veren hocalar da var.

Bir sonraki son yazımızın bu hocalar ve matem konusuyla ilgili olsun.

 

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.