Yahudiler kaybetti

Yahudiler kaybetti

Gazze’de yaşananlar, “insanın kemiğini kıracak kadar dövmeyi” çoktan aştı. Gazze’ye duyarsız kalarak yaşamanın anlamı olabilir mi?

A+A-

Soner YALÇIN - NEFES

Biliyorum hassas bir konuya değineceğim:

Başlıkta hata yok ama.

İsrail demedim.

Netanyahu demedim.

Evet, Yahudiler kaybetti.

Theodor Adorno, Nazilerin ölüm kampı “Auschwitz’den sonra artık şiir yazılamayacağını” söyledi. Korkunç gerçekliğin artık düşünceyi, ahlakı, estetik hazzı aştığını vurguladı...

Sadece şiir değil, tüm edebiyat yazını hazırlıksızdı böylesi vahşete... Gaz odalarında katledilmişti sanat... Ve bunu anlatacak kelime yoktu bilinçlerde; çirkin, kötü, iğrenç yetersizdi…

İnsanoğlu ilk kez savaş görmüyordu kuşkusuz ama böylesine vahşete ilk kez tanıklık ediyordu; bu öylesine bir ölüm değildi. İnsan bedeni değildi salt, ruhuydu yok edilen…

Savaş döneminde dünyanın yarısı böylesi tiksintiye nasıl duyarsız, suskun kalmıştı? İnsanlık büyük sınavını verememişti; dilsiz, hareketsiz kalmıştı…

Bu sebeplerle:

Savaştan sonra dünyanın tek yapabildiği; kendini sorgulayarak yaralı Yahudi halkını kucaklamak oldu.

Herkes, soykırıma uğramış bu acılı halka kol kanat gerdi, onu gözü gibi sakındı. Bırakın aşağılamayı tek olumsuz söz duymak istenmiyordu artık…

Yahudiler çok güçlü mağduriyet ve korunma kalkanına sahip oldu. Öyle ki:

Özellikle Batı’da İsrail’e karşı büyük duyarlılık oluştu; eleştiriler çoğu zaman “antisemitizm” iddiasıyla bastırıldı.

Döndük geldik bugüne, Yahudiler nasıl deldirdi bu koruma zırhını?

Mutlak dokunulmazlık kalktı

Jean-Paul Sartre, Mezarsız Ölüler oyunundaki bir karakter sorar:

-“İnsanları kemikleri kırılıncaya dek döven birilerinin var olduğu bir dünyada yaşamanın herhangi bir anlamı var mı?”

Gazze’de yaşananlar, “insanın kemiğini kıracak kadar dövmeyi” çoktan aştı. Gazze’ye duyarsız kalarak yaşamanın anlamı olabilir mi?

Auschwitz’te ölen çocuklar, kadınlar, erkekler ile Gazze’de ölenlerin kaderi aynı… Her ikisi de toplu ölüm kampı...

Kelimeler yine kifayetsiz, tesellisi yok yine bu ızdırabın, soykırımın

Tek umut; insanlık Gazze soykırımına sessiz kalmıyor, dünyanın dört yanında protestolar var. Özellikle Batı toplumlarında daha önce görülmemiş düzeyde Yahudi karşıtı protestolar ve İsrail eleştirileri yükseldi/yükseliyor.

Üniversitelerden kültürel etkinliklere kadar pek çok yerde bu “dokunulmazlık zırh” sorgulanmaya başlandı. Düne kadar düşünülmeyecek HarvardColumbia gibi üniversitelerde bile eylemler olmaya başladı.

Yahudi sermayesi protestoları bastırma çalışsa da bu tepkileri büyüttü.

İşte… Sadece Netanyahu, İsrail değil, “Yahudi kaybetti” dediğim konu bu:

Gazze’den önce, başta Batı olmak üzere dünyada İsrail’e yönelik böylesine kitlesel gösteriler yoktu. Yapılamazdı. Her eylemin karşısına “Yahudi düşmanlığı” ithamı çıkarılırdı. Çünkü, insanların gönüllerinde ölüm kamplarının kavurucu ateşi sönmemişti.

Ama bugün Gazze soykırımına karşı eylem yapanlar artık anti-semitik olmakla suçlanamıyor!

Yahudi lobiler hiç bu kadar etkisiz olmadı. Yahudi küresel medyası bile Gazze soykırımını haber yapmak zorunda kaldı. Önce, aylarca protestolara karşı “nefret yürüyüşü” gibi ithamlar yazdılar, ancak bunları umursayan kalmayınca yayın çizgisini değiştirmek zorunda kaldılar!

Evet, sadece İsrail değil, Yahudi bile dokunulmaz olmaktan çıktı, dokunan yanmıyor artık

Sorgulanabilir hale geldiler

Diyebilirsiniz ki:

Başta solcular olmak üzere İsrail iç siyasetinde -kimi siyonistler dahil- Yahudiler, faşist Netanyahu’ya muhalefet ediyor. Doğru.

Ancak Netanyahu iktidarı hâlâ varlığını sürdürüyor, soykırıma devam ediyor. Bu sebeple dünyadaki yaygın görüş şu oldu haliye; dünün Nazi soykırımı mağdurları, bugün bir “soykırım barbarına” dönüştürüldü. Dünün mazlumları “bugünün zalimi” oldu.

Bunlar çok sert tespitler olsa da Yahudi halkının üzerindeki tılsımlı elbise delik deşik oldu/oluyor. Protestolara karşı “nefret söylemi” gibi ithamlar yapılsa da artık bunları umursayan kalmadı.

Anti-Defamation League (ADL), 2024 yılı antisemit olaylarını analiz ederken, yüzde 58’inin İsrail ile ilgili protestolar ya da Yahudi karşıtı söylemlerle bağlantılı olduğunu bildirdi…

Evet: Çok ülkede artık İsrail vahşetini eleştirmek eskisine kıyasla daha cesurca yapılıyor; suçlama dizesi “eleştiriyi antisemitizmle bastırma” yönünde tersine dönüyor. Ve artık tepki, sessiz Yahudileri tartışmaya açtı.

Umarım, acılı halk Yahudiler bu gelişmelerden ders çıkarır, “Gazze’den sonra şiir yazılamaz” diyen Yahudi sayısı artar.

Ve kuşkusuz faşist Netanyahu’yu iktidardan alaşağı eder.

Bakınız:

Alman Yahudisi Walter Benjamin sözünü hatırlasınlar; faşizmde insanlığın kendine yabancılaşması artık kendini yok etmekten zevk alacak boyutlara ulaşır…

Netanyahu’nun faşistliği budur, Yahudi halkını yok ediyor. Her Yahudiyi dünyanın dört yanında hedef haline getiriyor.

İsrail ile Yahudiler özdeşleştiriliyor, “suç ortağı” sanılıyor maalesef…

Diaspora Yahudilerinin de İsrail’den bağımsız, çoğulcu seslerini güçlendirmesi şart… Auschwitz’e sessiz kalanlar gibi Gazze soykırımını duymazlıktan-görmezlikten gelemezler.

Bu yeni orta çağ düzeninde zaten can çekişen insanlığın katledilişini seyretmesinler artık…

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.