1. HABERLER

  2. DÜNYA

  3. 'Trump, alkolik bir kişiliğe sahip', 'Vance bir komplo teorisyeni'
'Trump, alkolik bir kişiliğe sahip', 'Vance bir komplo teorisyeni'

'Trump, alkolik bir kişiliğe sahip', 'Vance bir komplo teorisyeni'

Trump’ın Beyaz Saray Özel Kalem Müdürü Susie Wiles’ın Vanity Fair’e verdiği röportaj Washington’u karıştırdı. Wiles’ın Trump için “alkolik bir kişiliğe sahip” demesi, JD Vance ve Elon Musk’a yönelik sert sözleri Cumhuriyetçi cephede rahatsızlık yarattı

A+A-

Beyaz Saray Özel Kalem Müdürü Susie Wiles, Vanity Fair’e verdiği kapsamlı röportajla Trump yönetimi içinde nadir görülen bir tartışmayı tetikledi. Aylar süren görüşmeler sonucunda yayımlanan röportajda Wiles’ın ABD Başkanı Donald Trump için kullandığı “alkolik bir kişiliğe sahip” ifadesi, hem Beyaz Saray’da hem de Cumhuriyetçi Parti içinde en çok konuşulan başlık oldu.

Trump alkol kullanmamasıyla bilinse de, Wiles bu tanımı kişisel geçmişi üzerinden açıkladı. Alkolik bir babayla büyüdüğünü anlatan Wiles, “Yüksek işlevli alkoliklerin kişilikleri abartılı olur. Trump’ta da ‘yapamayacağı hiçbir şey olmadığı’ duygusu var” dedi. Bu sözler, Trump’ın ailesindeki alkol hassasiyeti nedeniyle çevresindeki birçok isim tarafından “gereksiz ve kışkırtıcı” bulundu.

Trump’tan destek: 'Aldatılmış olabilir'

Röportajın yayımlanmasının ardından gözler Trump’a çevrildi. ABD Başkanı, New York Post’a yaptığı açıklamada Wiles’a sahip çıkarak onu “fantastik” olarak nitelendirdi. Trump, röportajdaki bazı ifadelerin bağlamından koparılmış olabileceğini savunurken, Wiles’ın “yazar tarafından yanıltılmış” olabileceğini öne sürdü.

Trump ayrıca, “alkolik kişilik” benzetmesinin kendisiyle yapılan özel sohbetlerde de gündeme geldiğini söyleyerek, bu ifadenin tamamen yabancı olmadığını ima etti. Ancak bu savunma, Cumhuriyetçi Parti içindeki rahatsızlığı tamamen gidermedi.

JD Vance: '10 yıldır komplo teorisyeni'

Wiles yalnızca Trump'a değil; Başkan Yardımcısı JD Vance için de tepki çeken açıklamalar yaptı. Vance için “Yaklaşık on yıldır bir komplo teorisyeni” ifadesini kullanan Wiles, Vance’in Trump’a yakınlaşmasını da “kısmen politik” bir dönüşüm olarak değerlendirdi.

Vance, röportajı henüz okumadığını söylese de, kendisine yöneltilen sorulara esprili bir yanıt verdi. Yalnızca “doğru olan” komplo teorilerine inandığını söyleyen Vance, eski Başkan Joe Biden’ın sağlık durumuna dair iddiaları örnek gösterdi. Vance’e yakın bazı isimler ise bu sözlerin Beyaz Saray içinde “bir tür iç şaka” olarak görüldüğünü savundu.

Elon Musk: 'Ketamin kullanan tuhaf bir dâhi'

Röportajdaki en sert ifadelerden biri de teknoloji milyarderi Elon Musk’a yönelikti. Wiles, Musk’ı “ketamin kullandığını açıkça söyleyen”, Beyaz Saray’a bitişik binada uyku tulumuyla kalan “tuhaf ama dâhi” bir figür olarak tanımladı.

Musk’ın başında bulunduğu Hükümet Verimliliği Departmanı’nın (DOGE) özellikle ABD Uluslararası Kalkınma Ajansı’nı (USAID) hedef alan sert kesintilerinden rahatsız olduğunu belirten Wiles, bu politikalara baştan karşı çıktığını söyledi. “Hızlı hareket etme takıntısıyla porselenleri kırdı” diyen Wiles, buna rağmen Musk’ın çalışma tarzının Trump yönetiminde etkili olduğunu kabul etti.

Epstein dosyaları ve “intikam” tartışması

Wiles, röportajda Jeffrey Epstein dosyalarına da değinerek Adalet Bakanı Pam Bondi’yi eleştirdi. Bondi’nin ilk belge açıklamasını “tam bir fiyasko” olarak niteleyen Wiles, muhafazakâr tabanın beklentilerinin yanlış okunduğunu savundu.

Trump’ın siyasi rakiplerine yönelik soruşturma hamleleri için ise daha temkinli bir dil kullandı. Trump’ın “intikam için uyanmadığını” söyleyen Wiles, fırsat doğduğunda bu yönde adım atabildiğini kabul ederek, “Bunda zaman zaman bir intikam unsuru olabilir” dedi.

Wiles: “Bağlamı dışlayan bir hit piece”

Tepkilerin büyümesi üzerine Susie Wiles, X hesabından bir açıklama yaparak Vanity Fair’i sert sözlerle eleştirdi. Yazının “kasıtlı biçimde bağlamdan koparıldığını” ve Trump yönetimini kaotik göstermek amacı taşıdığını savunan Wiles, kendi sözlerinin büyük bölümünün metinden çıkarıldığını öne sürdü. Dikkat çeken nokta ise Wiles’ın ifadelerini açıkça yalanlamaması oldu.

Beyaz Saray savunmada, Cumhuriyetçiler huzursuz

Beyaz Saray Sözcüsü Karoline Leavitt, Wiles’a tam destek vererek Vanity Fair’i “eksiltme yoluyla taraflılık” yapmakla suçladı. Leavitt, Wiles’ın Trump’ın ikinci döneminin ilk aylarında kilit rol oynadığını vurguladı.

Ancak kulislerde tablo daha karmaşık. Cumhuriyetçi Parti içinde birçok isim, bu denli uzun ve ayrıntılı bir röportaj için neden bu kadar geniş erişim sağlandığını sorguluyor. Bazı üst düzey isimler röportajı “son derece demoralize edici” olarak nitelendirirken, Wiles gibi deneyimli bir ismin böyle bir siyasi fırtınayı öngörememesine şaşkınlıkla yaklaşıyor.

Beyaz Saray’da iz bırakacak bir cümle

Tüm bu tartışmaların merkezinde tek bir ifade duruyor: Trump’ın en yakınındaki ismin, onu “alkolik bir kişiliğe sahip” olarak tanımlaması. Beyaz Saray krizi yatıştırmaya çalışsa da, bu sözlerin Trump yönetimi ve Cumhuriyetçi Parti üzerindeki etkisinin kısa sürede silinmesi beklenmiyor.

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.