1. YAZARLAR

  2. Yusuf Ziya Cömert

  3. Terörsüz mü hukuksuz mu?
Yusuf Ziya Cömert

Yusuf Ziya Cömert

Terörsüz mü hukuksuz mu?

A+A-

Barış süreci, ikinci çözüm süreci, terörsüz Türkiye, ne derseniz deyin, eğer kazasız belasız, iyi işler başladığı zaman söylerler ya Allah tamamına erdirsin, tamamına erebilirse eğer milli bir bayram ilan edilip her sene kutlanmaya değer.

Halkın oylarıyla Meclis’e giren ve Meclis’te grup kuran bir partinin, DEM’in terörün uzantısı olduğu ileri sürülüyor.

Terör kendisini feshedince artık kendisinin uzantısı olacak.

Ya da oylarını aldığı halkın uzantısı.

Bu güzel bir şey değil mi?

Böylece DEM’in de kafası rahatlayacak. Sürekli boynunda farazi bir terörist yaftasıyla yaşamanın külfetini taşımak kolay değil.

Gece gündüz DEM’e küfretme, DEM üzerinden muhalefeti muaheze etme işleri de bitiyor.

Gerçi zamanlamasında bir ayarsızlık oldu, iktidar muhitleri hala ağızlarında küfürleri dolandırırken MHP lideri Devlet Bahçeli süreci başlattı, küfürler elemanların ağızlarında kaldı.

Hatta savcılar intibak sıkıntısı çektiler.

Devlet Bey Öcalan Meclis’e gelsin, aynı Cumhurbaşkanı Erdoğan ve diğer siyasi parti liderleri gibi grupta konuşsun derken hemen hemen aynı günlerde Esenyurt belediye başkanı Ahmet Özer polis marifetiyle evinden yaka paça alınıyor, nezarete atılıyor, sonra tutuklanıyor, hapsediliyor.

Neden?

Eli silahlı biri olduğu için değil. Adam alim, profesör.

Meclis’te konuşma yapmasına cevaz verilen Öcalan’la dolaylı bir iltisakı olduğu için.

Aslında iltisakı olduğu için de sayılmaz. İltisakı olduğunu düşünmek maksada uygun düştüğü için.

Maksat ne?

Maksat, Cumhurbaşkanı Adayı Ekrem İmamoğlu’nun seçimler sırasında kotardığı ‘kent uzlaşısı’nı terör kapsamına sokmak olabilir.

İyi de birader, terör kaldırılıyor sen neyi neyin kapsamına sokmaya uğraşıyorsun.

Bir senkronizasyon aksaklığı mı var?

Sanki devletin içinde bir kadro ülkenin bir tarafını bir tarafıyla barıştırmaya uğraşırken diğer bir ekip yeni kavgalar çıkarmak istiyor.

Barış süreci, adı üstünde siyasetin daha özgürleşeceği bir mevsime girmenin işareti olması lazım. Böyle bir mevsimde gayet tabii, demokratik hakların, hukukun, özgürlüklerin hiç olmazsa bir basamak yükselmesini beklersin.

Fakat devletin bir tarafı hukuk ve demokrasi çıtasını ısrarla aşağı indiriyor.

Terörsüz Türkiye sloganını terörsüz ve hukuksuz Türkiye’ye çevirmeye çabalıyor.

Gel de Temel fıkralarını hatırlama.

Dursun, kucağında koca bir çuval, bir kamyonun arkasında mücadele ediyor. Terden suya karışmış.

Temel hemen yardıma koşuyor, çuvala el atıyor.

Uğraş uğraş, aynı yerdeler.

Temel öfkeleniyor. “Ula iki kişi bir çuvalı kamyona yükleyemeduk.”

Dursun hem perişan hem şaşkın.

“Ula yüklemeyiruk, enduriyruk.”

Devletin bir tarafı öteki tarafın yapmaya çalıştığı işi bozuyor.

Tuhaf bir şekilde, DEM’den boşalan ‘terör’ kontenjanı alelacele CHP’yle dolduruluyor.

CHP’nin müteakip seçimde cumhurbaşkanı adayı olarak belirlediği İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu şeş cihetten kuşatılıyor.

Yolsuzlukla, terörle suçlamak yetmiyor diploması yetkisi kendinden menkul bir heyete iptal ettiriliyor.

Büyük bir seferberlik intibaı veren bu çalışmalar siyasi bir tasarrufa benziyor mu?

Çok benziyor.

İmamoğlu’nun siyasi profili Türkiye ortalamasına yakın.

CHP’nin eski lideri Kılıçdaroğlu’nun Alevi olması birçok seçmen açısından caydırıcıydı. İmamoğlu için böyle bir bahane de yok.

Cumhurbaşkanı adayı olursa kazanma ihtimali var.

Tabii ki kaybetme ihtimali de var.

Ama korkulu rüya görmektense uyanık yatmak iyidir.

Kilitle İmamoğlu’nun dört bir tarafını.

Böyle şeyler Mübarek döneminde Mısır’da yapılırdı. Rakip partinin adayının kazanma ihtimali varsa devlet başına bir iş getirir, gözaltına alır, tutuklar böylece iktidar partisi seçime daha sorunsuz girerdi.

(Sisi döneminde yapmaya gerek kalmadı. Rakip cezaevinde öldürüldü.)

Ama yolsuzluk? Soruşturulmasın mı?

Bence soruşturulsun.

Herkesinki soruşturulsun.

Soruşturan siyasetin eli soruşturulan siyasetten temiz olsun.

Önceki ve Sonraki Yazılar