1. YAZARLAR

  2. Taha Akyol

  3. Temeldeki sorun
Taha Akyol

Taha Akyol

Temeldeki sorun

A+A-

Türkiye’de hiç böylesi olmamıştı. Bir partinin il başkanlığına kayyım tayin edildi ve kayyım polis eşliğinde gidip il başkanlığı koltuğuna oturdu.

Partililer, partili milletvekilleri partilerinin binasına giremediler, polis barikatı engelledi.

CHP İstanbul il merkezinden bahsediyorum tabii.

Denilebilir ki, polis yargının kayyım kararını uyguladı…

İlk düğmeyi yanlış ilikleyince böyle oluyor, arkası hep yanlış geliyor. İlk yanlış kayyım atamaktı. Kongrede, kurultayda yolsuzluk olmuşsa, ceza soruşturması açarsın. Kongre ve kurultay sorunlarına ise Seçim Kurulu, nihayet YSK bakar.

Fakat yanlış iliklemeler ilanihaye sürdürülemez. Mesela ekonomide enflasyon patlar…

Siyasette bir noktada hukuku aşmak artık mümkün olmaz.

CHP’de delege talebiyle olağanüstü kurultay toplanması yolunu açan YSK kararını, İçişleri Bakanlığı da Asliye Hukuk mahkemeleri de aşamaz.

Er veya geç delegelerin ne dediği olacak.

İLK DÜĞME

Muhalefeti yargı eliyle “silkelemek”, 19 Mart’tan itibaren ekonomiye zarar veriyor; yani İmamoğlu ve 104 arkadaşının tutuklanması…

Çünkü yatırımcı, eğer siyasetin hukuka etkisini görüyorsa, oradan kaçar.

Nitekim 19 Mart olayı üzerine, ekonomi dünyasının gazetesi Financial Times, hukuka güvensizlik yüzünden “Şimşek’in kazanımları boşa gitti” diye haber yapmıştı. (20 Mart)

Ekonomi haber kanalı Bloomberg “yatırımcı şokta” diye haber yapmış, yabancı yatırımcıların “yarım saatte 10 milyar dolar satarak Türkiye’den çıktığını… TL’nin yüzde 10 değer kaybettiğini” yazmıştı. ( 25 Mart)

Merkez Bankası doları 41 liradan aşağı çekmek için 60 milyar dolara yakın döviz satmak zorunda kalmıştı.

Gerçi Merkez, rezervlerini hızla toparladı ama güvensizlik derinleşti.

Güvensizlik yeni de başlamış değildi.

Moody’s adlı kuruluş, Mart 2018’de, AYM’nin kararını mahalli mahkemenin uygulamadığını, bunun “hukuki öngörülebilirliği çürüttüğünü” belirterek Türkiye’nin notunu düşürmüştü. (7 Mart 2018)

AYM, Mehmet Altan ve Şahin Alpay’ın tutuklanmasının haksız olduğuna, tahliyeleri gerektiğine karar vermiş fakat Akın Gürlek Başkanlığındaki Ağır Ceza Mahkemesi AYM kararına uymayı reddetmişti.

O günden beri arttı bu güvensizlik. Temeldeki sorun budur.

OVP AÇIKLANDI

Hukuk güvenliğini sarsan olayları ve kararları yazsam bu sayfaya sığmaz. Kabaca 2014 - 2015 civarında başladı. Türkiye’nin hukuk puanı düştükçe yatırımcı çekildi…

Faiz sebeptir” gibi yanlış politikaları frenleyecek Merkez Bankası’nın kurumsal bağımsızlığı da kalmadığı için ekonomi adım adım enflasyona sürüklendi.

Son “kayyım” olayı, işte böyle bir güvensizlik birikimin üstüne geldiği için borsayı düşürdü, faizi, dövizi ve Türkiye’nin dış borç faizlerini artıran “risk pirimi”ni yükseltti…

Ve; dün açıklanan OVP’de, önümüzdeki üç yıl içinde enflasyonun yüzde 8’e düşeceği öngörülürken, büyümeyi, yani ekmeğimizin, işimizin büyümesini aşağı çekti: Yüzde 3.3 ile yüzde 4.3 arasında bir aralığa daralttı.

Enflasyonla mücadelenin acı faturası devam edecek demektir bu.

OVP’de doların 2028’de 53,76 TL olacağı tahmin ediliyor. TL böyle erimeye devam edecek de… Enflasyon nasıl yüzde 8’e inecek?

ÇIKIŞ YOLU

Bir “faiz sebeptir” politikasının ve devlet kesesinden harcamalarla seçim kazanma popülizminin ağır faturasını yaşayarak görüyoruz. Seçim kazanmak için bir aylık doğalgaz gelirlerini “affetmek” devlet kesesinden parti propagandası değil miydi?

Modern devlet, iktidar sahiplerinin seçim kazanma hırsıyla ekonomiyi tahrip etmelerini ve muhalefeti ezmeye kalkmalarını önlemek için hukuki ve kurumsal tedbirler geliştirdi: Hukukun üstünlüğü, kuvvetler ayrılığı, denetim ve denge. Merkez Bankası’nın ve Düzenleme ve Denetleme kurullarının bağımsızlığı, bütçe için mali kural, kurumlarda liyakat ilkesi…

Bu ilkelere bakarak CB sisteminde kuralların ve kurumların ne hale geldiğini görebilirsiniz… İşimizin zorluğunu de görebilirsiniz. Aynı zamanda, düzlüğe çıkmamızın herhangi bir ideolojiye değil bu kurallara bağlı olduğunu görürsünüz.

Muhalefet “kayyım” krizini er geç aşacaktır.

Muhalefet her şart altında bu ilkelerin, yani yapısal reformların mücadelesini yapmalıdır

 

Önceki ve Sonraki Yazılar