1. HABERLER

  2. GÜNCEL

  3. 'Siyasi iradenin gasp edilmesi, değerlerin yok edilmesidir'
'Siyasi iradenin gasp edilmesi, değerlerin yok edilmesidir'

'Siyasi iradenin gasp edilmesi, değerlerin yok edilmesidir'

CHP lideri Özgür Özel, DEM Parti Eş Genel Başkanlarıyla görüşmesinde İstanbul İl Başkanlığı’na kayyum atanmasına sert tepki gösterdi.

A+A-

DEM Parti Eş Genel Başkanları Tülay Hatimoğulları ve Tuncer Bakırhan ile CHP Genel Başkanı Özgür Özel, İstanbul'da bulunan CHP Genel Başkanlığı Çalışma Ofisi'nde (Eski il binası) görüştü.

Toplantının ardından Özgür Özel ile Bakırhan ve Hatimoğulları açıklamalarda bulundu.

Özel, ziyaretleri için DEM Parti Eş Genel Başkanları'na teşekkür etti.

BAKIRHAN: İKTİDAR SEÇİLMİŞ İRADEYLE UĞRAŞMAKTAN VAZGEÇMELİ

Tuncer Bakırhan ise, "Bu sadece bir nezaket ziyareti değil. Hukuksuz, anti demokratik uygulamalara karşı aslında ortak bir irade göstermenin de ziyaretidir" ifadelerini kullandı.

"İktidar bu tür uygulamalardan vazgeçmelidir. Seçilmiş iradeyle, delegelerle uğraşmaktan vazgeçmelidir" diyen Bakırhan, diye konuştu. "Seçme ve seçilme hakkına saygı gösterilmelidir. Olmazsa olmaz, en önemli koşullardan birisi budur. Bu ülke hepimizindir. Bu ülkeyi demokrasiye, düzlüğe çıkarma mücadelesine devam ettireceğiz."

ÖZEL: DİRENİŞİN HUKUKTAKİ VE VİCDANDAKİ ADI MEŞRU MÜDAFAADIR

Bakırhan'ın ardından sözü alan Özel'in açıklamaları şu şekilde:

"Partisinden ihraç edilmiş bir kayyum partisine karşı suç işlemiş 30 kişiyle birlikte topluma karşı suç işlemiş 30 kişiyle birlikte buraya girebilsin diye. Biz buna karşı babaevini savunun dedik. Babaevinin kapılarını kapadılar diye arkadaşlarımız sokakta kaldı. Bugün Sayın Bahçeli'nin ifadelerinde var. Sokakları mı karıştıracaksınız? Erdoğan diyor kimseyi sokağa karıştırmasına izin vermeyiz. Bizim niyetimiz sokağa karıştırmak falan değil haneye tecavüze mani olmak. Burada kimsenin burnunu kanatmadık ama buradaki direnişin hukuktaki ve vicdandaki adı meşru müdafaadır.

AK Partililere soralım. Yarın iktidar değişmiş. Birileri partinize sizin seçtiğiniz kişi değil kayyım atansın diye mahkeme mahkeme gidiyor. 9 kere reddediliyor. 10'uncu mahkeme seçtiğiniz il başkanının ya da genel başkanınızın yerine kendi kafasına göre birini yolladı. Ne yapacaksınız? Kapıda çiçek yaptırıp gelip gelin AK Partiyi artık siz mi yönetin diyeceksiniz?

'DEVLET BEY GİTTİ BAŞBUĞUMUZ KAYYUMDUR MU DİYECEKSİNİZ'

MHP'lilere soralım. Devlet Bahçeli'nin yerine, İstanbul İl Başkanınızın yerine bir hakim bir siyasi rekabetten dolayı punduna getirmiş yerine birini yollamaya çalışıyor. Ne yapacaksınız? Direnmeyecek misiniz? Devlet Bey gitti yeni başbuğumuz kayyumdur mu diyeceksiniz? Olacak iş mi bunlar? O yüzden, o yüzden bu işleri öyle kimse basite almasın.

Burada arkadaşlarımız kimsenin burnunu kanatmadı ama ölmeyi dahi göze aldılar. Şu binanın içinde sıkılan biber gazı daha yeni yeni binadan çıkıyor. Astımı olan var. Hasta olan var, tansiyonu olan var. Hepiniz gördünüz. Hepinizin gözü önünde oldu. Ve o andan itibaren biz başvurarak her partinin hakkı olan hemen de Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığında kayıt değişti.

Bina zaten Cumhuriyet Halk Partisi'ne kayıtlı. Binamızın tapusu bizde, tapusu Genel Merkezde. İlin tapusu yok. Dedik ki burası Genel Merkez çalışma ofisidir. İl Başkanlığı iki katlı bir binanın boş ikinci katıdır. Orasını adres yapıyoruz. Elbette burasını kaygıma vermeyeceğiz. Buraya geleceğiz genel merkez olarak biz çalışacağız.

Bugün de o çalışmamızı yaptık. Yarın geldiğimizde de o çalışmamızı yapacağız. Ama buna karşı ne yaptılar arkadaşlar? Halen daha İstanbul Valisi 3 gün sonunda artık bir şey diyemeyince Ankara'ya yazdı. İçişleri Bakanı'nın talimatıyla adres değişikliğini sisteme girmiyorlar. Girseller burada bizim genel merkezin olmasın dediği kimse olmaz.

Polisin gelip onu çıkarması lazım. Başta polisin dışarı çıkması lazım. Hepsi vatan evladı, hepsine saygımız, sevgimiz sonsuz ama burada hukuksuz bir işgale ve anayasal bir suça alet ediliyorlar. Neyse ki bugün işgal fiilen sonlandı.

'DEMOKRASİNİN DURDUĞU YERDE HAYAT DURMAZ MI'

Ümit ediyoruz ilerleyen saatlerde de gerekli düzenlemeler yaparak bina Cumhuriyet Halk Partisi'nin binasının bir genel merkez çalışma ofisi olduğu valilik kayıtlarına da girerek sorun çözülecek. Bunun dışında Sayın Bahçeli'nin bugün yaptığı açıklamalarda bir paragraf Efendim Cumhuriyet Halk Partisi hayatı durduracak barışçıl eylemler. Ya sokağa karıştırmayacağız diyorum anlamıyorsunuz. Savaşmıyoruz diyoruz anlamıyorsunuz. Barışçıl eylemler. Diyor ki "Genel merkezinize kayyum atarsa ne yaparsınız?" Hayatı durdururuz dedim. Demokrasinin durduğu yerde hayat durmaz mı?

Bir ana muhalefet partisine il başkanlığına atandı da borsa yüzde 6 düştü. Ne kayyum atanması? Kim neden bahsediyor? İşte bugün Ankara 3. Asliye Hukuk Mahkemesi karar verdi. Bakın o mahkeme 4 ay önce açıldı. İstanbul'daki bütün başvurular, bütün gerçekten hukukçu olan mahkeme başkanları görevsizlik verdiler İstanbul'da. Bu davalar Ankara'da görülür dediler. Ankara'ya geldi birleşti. Ankara'ya geldi birleşti. İstanbul İl Kongresi iptal davası 3. Asliye Hukuk Mahkemesi'nde bütün yargılama süreçlerinden sonra duruşma süreçlerinden sonra bugün kesin karara bağlandı ve esastan reddedildi.

Burada 15 gün önce açılmış. 1. Kural. Aynı konuda iki mahkeme varsa ilk açılan da birleştirilir. Zaten İstanbul'da olması mümkün değil. Ankara'ya yollaması lazım. Bu hukuk yolu tüketildi ve mahkeme kesin karar verdi. Şimdi olması gereken biz kararı 45. İstanbul Asliye'ye de gönderiyoruz, getiriyoruz, veriyoruz. Karar olduğu için tedbirin ortadan kalkmasıdır.

Çünkü tedbir karara kadar konulan bir tedbirdir. Orada bir mahkeme kararı var. Bunu yapıp mı görevini yapacak? Buna ayak sürüyüp de siciline bu kara lekeyi gencecik yaşında yine mi yazacak hakim? Onu öyle göreceğiz. Göreceğiz bakalım ne yapacağını. Ama herkes biliyor nasıl kararlar vermişti. Bütün ilçe kongrelerini durdur, İl Kongresini kurdur. Delegeleri bilmem ne yap. YSK ne dedi? Tam kanunsuzluk yaptığın işler dedi bu hakime, 45'e. Hepsi devam edecek dedi. Yani dönecek dolaşsak birkaç ay içinde yeni birkaç hafta içinde yeni ilçe başkanlarımız bir ayı biraz geçen bir sürede yeni il başkanımız seçilecek.

Zaten yapılan iş konusuz kalacak. Ama Ankara'da karara bağlandı. Biz bu mahkemeye bu verdiği tedbir kararına itiraz etsek dakikasında istinaftan durdurulacak. İtiraz dilekçemizi o gün verdik, ertesi gün o gün karara bağlaması lazım. Ne diyor arkadaş? Eylül'ün sonunda 26'sında bir duruşmam var. O gün konuşuruz diyor.

Yani düşünebiliyor musunuz? O güne kadar bunu itirazı karara bağlamayarak ya kararın bu arkasında dur. Dün verdiği kararı 26'sına kadar doğru mu yaptım diye düşünerek burayı kayyımda tutmaya çalışan bir anlayış. 45. Asliye Hukuk Mahkemesi kendisini onu okutan hocalarının huzurunda ve gelecekte evlatlarının, torununun huzurunda mahcup edecek bir talimatı yerine getiriyor. Talimatı verenin kim olduğunu, niyetinin ne olduğunu biliyoruz.

'AYIPTIR, YAZIKTIR, GÜNAHTIR'

O yüzden biz bugüne kadar olduğu gibi bugünden sonra da tüm hukuk süreçlerini zaten Yüksek Seçim Kurulu kör düğümün nasıl çözüleceğini İstanbul'da da gösterdi, Türkiye'de de gösterdi. O süreçleri sonuna kadar takip edeceğiz. Bunun dışında yapılanların hepsi şudur. Sokağa çıkıp da bu yapılanlara doğru yapıyorlar diyen AK Partili bulmak, MHP'li bulmak mümkün değil. Ben AK Parti'de de dünya kadar siyasetçinin kardeşim biz ne yapıyoruz diye içeride tartıştığını biliyorum.

Bunlar olacak işler değil. Bu yollar açılamaz. Bu yolları demokraside açarsanız iktidara gelen bir hakimi ayarlar muhalefetin canını okur. İktidarınızın son bir yılında açtığınız yolun yarın nelere yol açabileceğini görmüyor musunuz? Ya da gencecik yaşında aldığı bir talimatla siyasete bu kadar ağır müdahale eden bir hakim iktidar değiştiğinde bu sicilin kendisini artık bu meslekte nereye getireceğini görmüyor mu? Gerçekten ayıptır, yazıktır, günahtır.

'GÜN KÖTÜLÜK YAPMAYA GELİNCE, KAPIYI DUVAR YAPIYOR ARKADAŞLAR'

Bu vakitten sonra İçişleri Bakanı akıl almaz bir adam. İstanbul Valiliğinden biliyoruz. Civa yerinde durmaz, döner durur. Gitti İçişleri Bakanlığı yapıyor. İçişleri Bakanı olduğu günden beri makama yönelik olarak son derece saygın bir ilişki yürütmeye çalışıyoruz. Her kriz döneminde savruluyor. Bana saldırıldığında ilk telefonu o açar. İstanbul Valisi açar. Bütün Türkiye soruyor. Bu saldırı neden oldu? Bu saldırı neden oldu? Çıktım dedim ki İçişleri Bakanı aradı. Vali aradı. Cumhurbaşkanı aradı. Ben bu saldırıyı hiçbir siyasi partiyle, bir siyasetçiyle ilişkilendirmiyorum. Tahkikat yapılıyor. O tahkikatın sonucunu bekleyeceğiz. Manisa'da kardeşim vefat ediyor. İlk telefonu o açıyor. Paylaşım yapıyorlar. Ferdi Zeyrek için taziye bildirdi. Özgür Özel'in işte saldırı için şunu yaptı. Ailesinden şu tehdit edildi bunu yaptı. Ama gün kötülük yapmaya gelince kapıyı duvar yapıyor arkadaşlar. Bizim hakkımızı teslim etmeye gelince dut yemiş bülbüle dönüyor arkadaşlar. Bu mu yiğitlik? Bu mu devlet adamlığı? Böyle mi görev yapacaksınız? Evimi taşıdım diyorum. Taşıyamazsın. Kiracıyı çıkardım ben oturacağım diyorum. Oturamazsın. Ya sen işlemi yap. İtirazı olan varsa gidecek mahkemeye. Anayasa Mahkemesi kararını tanımıyorum, saymayalım diyen Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararlarına uymayanlar üst mahkemeleri 1. kademe mahkemesine ezdirenler çıkmış bana diyor ki "Asliye Hukuk Mahkemesi'nin kararına saygılı ol." 9 tanesine sen saygı duymayıp 10.dan bu işi yapıyorsun da ben de saygılı olacağım Asliye Hukuk Mahkemesi'nin kararına. Bütün meslektaşları, Mevkidaşları, karar yazan diğer mahkemeler millet parmağını ısırıyor. Bu dava İstanbul'da görülür mü? Bu davaya tedbir verilir mi? Yüksek yargıda bir tane bu davaya tedbiri hukuki gören varsa çıksın açıklasın saygı duyacağım. Herkes aynı şeyi söylüyor. O yüzden bu olmayacak işi oldurmaya çalıştılar. Dimdik ayaktayız.

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.