1. HABERLER

  2. GÜNCEL

  3. Sırrı Sakık: 33 yıl önce ağabeyim ensesinden vurularak öldürüldü
Sırrı Sakık: 33 yıl önce ağabeyim ensesinden vurularak öldürüldü

Sırrı Sakık: 33 yıl önce ağabeyim ensesinden vurularak öldürüldü

Meclis Genel Kurulu'nun dünkü oturumunda konuşan DEM Parti Ağrı Milletvekili Sırrı Sakık, kendi aile bireylerinden de örnekler verek yaklaşık 50 yıl süren çatışmalı dönemde büyük kayıplar verildiğini ancak buna rağmen barışı savunduklarını söyledi.

A+A-

Sakık, konuşmasında çatışmalı süreçte kaybettiği aile bireyleri hakkında çarpıcı bilgiler paylaştı.

33 yıl önce Antep'te, il başkanı olan ağabeyinin ensesinden vurularak öldürüldüğünü hatırlatan Sakık, “Tam 33 yıl önce Gaziantep'te il başkanı olan ağabeyim ensesinden vurularak öldürüldü. Ondan önce kız kardeşim Siirt Sason dağlarında bir çatışmada yaşamını yitirdi. Ağabeyimin ölümünden sonra ağabeyimin oğlu -üniversite öğrencisi- bu haksızlığa isyan etti, o da dağlara gitti ve -bir üniversite öğrencisi- 99'daki barış görüşmelerinde pusuya düşürülerek öldürüldü. Bunlara isyan eden küçük kardeşim, o da dağlara çıktı ve Güney Kürdistan’da, mezar taşı orada. Yeğenimin mezar taşı yok, onlarca yakınımın mezar taşı yok, sevgili eşimin ağabeyinin mezar taşı yok” diye konuştu.

Meclis Genel Kurulu’nda göç önergesi üzerine söz alan Sırrı Sakık şunları söyledi:

“Aslında göçün, beyin göçü, iş göçü ve ne derler sermayenin göçü, huzurla ve hukukla... Eğer bir toprakta hukuk yoksa, huzur yoksa göç olur. Onun için bu ülke barışıyla bir an önce yüzleşmelidir. Bu topraklarda, bu kırk yıllık, elli yıllık kavgada halklar çok ağır bedeller ödedi. Ben de bir Kürt olarak payıma düşen o bedellerden size küçük bir sunum yapacağım.

“Biz intikam değil, barışın tarafında saf tutmak istiyoruz”

Dün Gaziantep'teydim. Tam 33 yıl önce Gaziantep'te il başkanı olan ağabeyim ensesinden vurularak öldürüldü. Ondan önce kız kardeşim Siirt Sason Dağlarında bir çatışmada yaşamını yitirdi. Ağabeyimin ölümünden sonra ağabeyimin oğlu -üniversite öğrencisi- bu haksızlığa isyan etti, o da dağlara gitti ve -bir üniversite öğrencisi- 99'daki barış görüşmelerinde pusuya düşürülerek öldürüldü. Bunlara isyan eden küçük kardeşim, o da dağlara çıktı ve Güney Kürdistan’da, mezar taşı orada. Yeğenimin mezar taşı yok, onlarca yakınımın mezar taşı yok, sevgili eşimin ağabeyinin mezar taşı yok.

Şimdi, bunları niye söylüyorum? Bu kadar acılarımız var. Bütün bu acılara rağmen biz öç ve intikam değil, biz barışın tarafında saf tutmak istiyoruz; bu ülkeyi barışa, kardeşliğe götürmek istiyoruz. Bugün Sayın Bahçeli'nin açıklamaları, Sayın Özgür Özel'in açıklamaları, AİHM'in açıklamaları, Sayın Öcalan'ın açıklamaları çok önemliydi. Eğer bunlar bir an önce hayata geçirilirse Türkiye hızlı bir şekilde barışa doğru gider. Bakın, 4 Kasımda Selahattin Demirtaş ve arkadaşları tutuklandılar, tam dokuz yıiçeride. AİHM "Serbest bırakın." diyor, Anayasa Mahkemesi "Serbest bırakın." diyor ama hâlâ yaprak kıpırdamıyor. Bunların bir an önce özgür olması lazım.

“Büyük bir anıt yapabiliriz”

Herkes savaşın anıtlarını dikebilir, biz de barışın ve bu savaşta mağdur olanların anıtını dikmeliyiz, Türkiye'nin böyle bir görevi var. Başbağlar'dan 33 askere, Ayşe Öğretmen'den Eren Bülbül'e, Roboski'den Vartinis'e kadar ve 20 bin faili meçhul cinayetin ismini nakşedebileceğimiz büyük bir anıt yapabiliriz. İşte Türkiye o zaman büyük barışını sağlayabilir. Biz varız, acı çekenler var ama tuzu kuru olanlar bu süreci baltalamak istiyorlar.”

Sevgili arkadaşlar, ben bu çatışmalı süreçte, bütün görüşmelerin olduğu süreçlerde arka mutfakta bulundum, her dönem barış karşıtlarıyla karşılaştık. En çok tuzu kuru olan onlar, onların çocukları yok bu kavgada, hiçbiri bir bedel ödememiş, çocukları, hepsi yurt dışında eğitimler, yurt dışında hayatlar kurmuşlar ama siyaseten var olmak istiyorlar. Bunun yolu, yöntemi barışın önüne set çekmek. Valla barış olgunlaştı, artık hiçbir güç bu barışın önünde bir set oluşturamayacak. Bu topraklara barışı armağan edeceğiz, özgürlükleri armağan edeceğiz.”

rudaw

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.