Arap halklarının ortasında ve Arap Yarım Adasının içinde yer alan Gazze’deki Filistinli Müslüman Arap halka karşı yirmi ayı aşkın bir süredir tarihte eşine az rastlanan bir imha süreci uygulanmakta olmasına rağmen ezik ve sinik Arap yöneticilerinden hatırı sayılır bir tepki gösterilmediği gibi Müslüman Arap halklarından da başlarındaki satılmış yöneticilere ve haydut İsrail’e karşı ciddi bir tepki görülmedi.
Son haftalarda Gazze’deki Filistinli Müslüman Arap halkın yardım merkezleri önünde bir lokma yiyecek alabilmek için izdiham halinde beklerken ateş altına alınıp yemek sırasında öldürülmeleri, açlıktan ölmekle açlıktan ölmemek için yemek alırken ölmek arasında tercihe zorlanmaları karşında bile ne Arap yöneticilerinden ne de Arap halklarından bir itiraz ve bir isyan emaresi gözükmedi. Bazen günde yüz Filistinli Müslüman Arabın aç ve susuz halde sırada öldürülmesi de Arap yöneticilerle Arap halklarını harekete geçirmeye kafi gelmedi.
Küresel ölçekte vicdanlı insanlardan oluşan Vicdan Gemisinin haydut İsrail tarafından uluslararası sularda saldırıya uğraması ve vicdanlı insanların esir edilmesi de Arap yöneticilerle Arap halklarının vicdanını harekete geçirmeye yetmedi.
Vicdanlı insanların başlattığı Küresel Gazze Yürüyüşünün Mısır rejimi tarafından engellenmesi, vicdanlı insanların yakalanıp sınır dışı edilmesi de Arap halklarının vicdanını uyandırmaya yeterli gelmedi.
Bu tür zulümler karşısında insanı harekete geçiren imandır, inançtır, iz’andır, insaftır, vicdandır, insanlıktır, milli duygulardır. Gazze’deki zulüm dünya ölçeğinde Arap olmayan bir kısım Müslümanın yanında Hıristiyan, Budist ve hatta Siyonist olmayan Yahudileri bile harekete geçirirken Arap yöneticiler ile Arap halklarını harekete geçiremiyorsa Arap yöneticilerle Arap halklarında imanın, inancın, iz’anın, insafın, vicdanın, insanlığın ve milli duyguların kalıp kalmadığı sorgulanır.
Bugün İslam dünyasından veya dünyanın herhangi bir yerinden sivil ve insani bir hareketin üyeleri İsrail’in kara sınırlarına doğru protesto amaçlı yola çıksın, İsrail ile kara sınırı olan tüm Arap ülkeleri bu insani girişimi İsrail’in engellediği gibi engeller.
Bugün İsrail’e Arap olmayan ülkelerden bir füze atılsın Arap ülkeleri güçleri yetiyorsa o füzeleri İsrail’den önce engeller; İran’ın İsrail’e attığı füzeleri engellemeye çalıştıkları gibi.
Bugün Terörist ve haydut İsrail’in başkenti Tel Aviv’de Müslüman muhabirlerin İsrail’in aleyhine söyleyebildiği sözlerin ve haberlerin benzerini Mekke ve Medine’de dile getiren hacılar, dualarında yüksek sesle İsrail’e beddua eden hacılar, hatta Türk hacılar göz altına alınmaktadır.
Bugün Arap başkentleri İsrail’den daha İsrailci bir durumdadır.
Bugün Mekke-i Mükerreme ve Medine_i Münevvere’deki siyasi atmosfer Kudüs’ten çok daha fazla İsrail’in lehine ve Müslümanların aleyhinedir.
Arap yöneticileri hain ve satılmıştır. Peki Arap halkları nedir? Başlarındaki bu satılmış hainlerle neden hesaplaşmazlar? Hesaplaşmaya güçlerinin yetmediğini varsayalım. Neden yöneticilerine rağmen Filistin lehine ve yöneticilerini de Filistin lehine harekete geçirmek için bir eylemlilik göstermezler?
Hangi Arap ülkesinin sokakları hınca hınç insanla doldu?
Hangi Arap ülkesinin sokakları Filistin lehine olan yürüyüşler nedeniyle karıştı?
Hangi Arap ülkesinde Arap halkıyla Arap polisi çatıştı?
Arap rejimleriyle Arap halklarının Filistin konusundaki politikası ve tutumu Arap olmayan ve Filistin’e komşu olmayan diğer İslam ülkelerinin ve halklarının Filistin’e olan doğrudan desteklerini doğrudan olumsuz etkilerken Filistin konusundaki duyarlılıklarını da dolaylı olarak olumsuz etkilemektedir.
Arap yöneticileri ile Arap halkları Filistin konusunda sorumsuz davrandıkları için bir defa sorumludurlar bir de Arap olmayan Müslümanların Filistin’e olan yardımlarını engelledikleri ve onların duyarlılıklarını gerilettikleri için ikinci kez sorumludurlar.
Ve nihayet Arap halkları da Filistin karşısındaki sorumsuzluklarından ötürü Arap yöneticileri kadar sorumludurlar.
Ufkumuz Editöryal