Stephen Marche
Charlie Kirk'e silahlı saldırı düzenleyen şüphelinin kimliği birkaç gün sonra belli oldu ancak katilin kimliği ve cinayet nedenleri büyük resimde pek de önemli değil. Sonuç kesinlikle öngörülebilir: Bölünen Amerika daha da bölünecek. Zaten tırmanan siyasi şiddet daha da tırmanacak. Amerika, cumhuriyetin felaketine giden yolda ilerlemeye devam edecek.
2022'de The Next Civil War'u (Sıradaki İç Savaş) yayımladığım zaman konuştuğum iç savaş ve suikast uzmanları bana şunu açıkça söylemişti: Birleşik Devletler'in şu anda karşı karşıya olduğu durumdaki emsalsiz tehlike tek başına siyasi şiddet değil, buna gösterilen kolektif tepki. Amerika şimdi olduğu gibi geçmişte de siyasi şiddette bir sapmayı temsil etti. Amerikan tarihinde, diğer demokrasilerin tarihine kıyasla çok daha fazla siyasi figür öldürüldü. ABD başkanlarının 4'te birinden fazlası ya bir suikast girişiminden kurtuldu ya da bir katilin elinde can verdi. Ancak eskiden bir başkanın veya yargıcın suikastı toplumsal, ulusal bir trajedi muamelesi görürdü. Kim tarafından uygulanırsa uygulansın, bu şiddetin bir bütün olarak siyasetin felaketi olduğu anlaşılırdı. Nihayetinde siyaset, anlaşmazlıkları çözerken bizi şiddetten kurtarmak için var.
Kolluk kuvvetleri, silahlı saldırının ardından Utah Valley Üniversitesi'ndeki bir binada arama yapmaya hazırlanıyor. Bu giderek daha sık görülen bir manzaraya dönüşebilir mi? (AP)
Toplumsal yas duygusu artık geçerliliğini yitirdi. Kirk'ün ölümüne verilen tepki, Amerikan söylemini anında ikiye böldü. 31 yaşındaki bir adam, Utah Valley Üniversitesi'nde binlerce kişinin karşısında, karısı ve çocuklarının gözü önünde, güpegündüz öldürüldü. Amerikalılar bunun kabul edilemez olduğu üzerinde hemfikir olamadı. Sosyal medyada, takımları bir futbol maçı kazanmış gibi bu ölümü kutlayanları öne çıkarmak veya isimlerini vermek istemiyorum ama en azından benim akışlarımda bu durum birkaç kaçık veya aşırılıkçılarla sınırlı değildi. "Peki ya Kolorado'da öldürülen çocuklar?" gayet yaygın bir duyguydu.Muhaliflerinin siyasi suikasta kurban gitmesinin daha fazla istikrar veya daha iyi bir Amerika getireceğini düşünen solcular çok ama çok ciddi bir yanılgı içinde.
Amerikan sağı kan donduran intikam tehditleriyle karşılık veriyor. Donald Trump saldırıyla ilgili "radikal solu" suçladı ve bu "söylemlerin bugün ülkede görülen terörizmin doğrudan sorumlusu olduğunu" söyleyerek sert bir müdahale sözü verdi. Oval Ofis'teki konuşmasında, "radikal solun siyasi şiddeti" dediği olayları saydığı, siyasi saiklerle yapılan saldırılar listesinden Demokratlara yönelik şiddeti çıkardı.
Amerika'nın çöküş sürecinde bir başka önemli eşik daha aşıldı: Artık gazeteciler hedef tahtasında. Trump göreve geldiğinden beri siyasi sınıf ve yargıçlar aşırı tehdit altında. Artık olan biteni takip etmek bile zor. Minnesota'nın eski Temsilciler Meclisi Başkanı ve eşi haziranda öldürüldü; Hamursuz Bayramı sırasında Pensilvanya Valisi'nin evine molotof kokteyli atıldı. Trump davalarına bakan ABD'li yargıçlar, gözdağı taktiği olarak düzenli pizza teslimatı alıyor. Gazetecileri hedef almaksa yeni bir durum. Geçen ay New York Times Genel Yayın Yönetmeni Joseph Kahn'ın New York'taki dairesine grafiti yapıldı. Kirk'ün suikastı, bu eğilimlerin organik bir uzantısı.
Birleşik Devletler'de şiddetin gazetecilik üzerindeki etkisi, şiddetin herhangi bir kurum üzerindeki etkisiyle aynı olacak; işlevselliğini yavaş ama kesin bir şekilde aşındıracak. Trump'ın, Kirk'ün anısına tüm Amerikan bayraklarını yarıya indirmesi bile ince ama toksik bir jest: O, onların adamıydı, bu yüzden ulusal bir kahraman oldu. Bundan böyle Amerikalı gazeteciler, siyasi düzenin işlevsel unsurları olacak. Amerikan yaşamının diğer tüm yönlerine sirayet eden aşırı partizanlığa maruz kalacaklar.
The Next Civil War'un yarısına gelmişken 6 Ocak ayaklanmasının yaşandığını ve bir arkadaşımın, kitabımın öldüğünü düşündüğü için üzüntülerini iletmek üzere beni aradığını hatırlıyorum. Kongre Binası'nın basılmasının bir uyandırma çağrısı olacağına ve makul insanların toplanıp Amerika'yı sarmalayan siyasi şiddete son vereceğine gerçekten inanmıştı. Yanılıyordu. Amerikan halkı, ötekileri insanlıktan çıkarmanın tadına varıyor. Birleşik Devletler'deki neredeyse tüm siyasi şiddetin sorumlusu bugüne kadar sağdı ancak sol da hızla arayı kapatıyor. Bir sağlık sigortası şirketinin CEO'su olduğu için bir adamı vuran Luigi Mangione'nin New York'ta tapınakları var.
Kirk'ün suikastının videosu bilhassa gaddarca. Cinayet, Amerika’nın belirleyici özelliklerinin bir bileşimiydi: şiddet kapasitesi ve gösteriye tapınma. Şov, şiddeti yayma aracıdır. The Next Civil War, ilk iç savaştaki gibi kamp kurmuş orduları ya da Alex Garland'ın İç Savaş (Civil War) filminde gördüğümüz gibi eyalet sınırları boyunca bir çöküşü değil, siyasi iradenin meşru bir ifadesi olarak şiddete yol açan kurumsal çöküşü öngörüyordu. İç savaş uzmanlarının bana anlattığı şey, cinayet ve sindirmenin söylemden siyasi ve hukuki kurumlara, oradan da gündelik hayata adım adım sızmasıydı.
Bu çizim, ölümcül kurşunun geldiği tahmin edilen noktayı gösteriyor (The Independent)
Belli ki bu süreç işliyor. Amerika'daki birincil kriz (ve birçok kriz var) ülkenin geleceğini siyasi sistemin mi, yoksa doğrudan cinayetin mi belirleyeceği. Şiddet ateşi bir kez yakıldı mı, onu söndürmek neredeyse imkansızdır. Tarih, Amerika'yı sarmalayan türden yangınların, kendi kendilerini tüketene kadar yanmaya devam ettiğini öğretiyor.
Ateşi söndürme girişimi nereden gelecek ki? Sağda da solda da sağduyu ve şefkat çağrısı yapan seslerin artık alıcısı yok. İntikam çağrıları giderek yükseliyor ve ortak insanlık duygusunu bastırıyor. Ve bu, Birleşik Devletler'in mevcut gerçekliğinin en ürkütücü yönü. Böyle yaşamayı istiyorlar. Kendilerini boğan kaosu istiyorlar. İnsanların istediği şey bu olduğunda şiddetten kaçış olmaz.
Charlie Kirk'ün suikastıyla birlikte Amerika'yı İrlanda'nın Troubles dönemine ve İtalya'nın "kurşun yılları"na benzetmek yerinde olur. Günün kaos ortamında giderek kesinleşen tek bir şey var: Kan, kanla beslenir.
Stephen Marche, The Next Civil War: Dispatches from the American Future (Sıradaki İç Savaş: Amerika'nın Geleceğinden Haberler) kitabının yazarıdır
Independent Türkçe için çeviren: Büşra Ağaç