1. HABERLER

  2. MAKALELER

  3. Ramazan Fıtrat İlişkisi
Ramazan Fıtrat İlişkisi

Ramazan Fıtrat İlişkisi

Kur'an, başta insan olmak üzere tüm yaratıkların ilk yaratılış anında sahip olmuş olduğu özelliklerine fıtrat adını vermiştir. Allah bu konuda muhatap olarak insanı seçmiş ve ondan başta kendisi olmak üzere tüm varlıklardan yaratılış gayelerine uygun şeki

A+A-

Yusuf Dursun - Ufkumuzhaber

       

فَاَقِمْ وَجْهَكَ لِلدّ۪ينِ حَن۪يفًاۜ فِطْرَتَ اللّٰهِ الَّت۪ي فَطَرَ النَّاسَ عَلَيْهَاۜ لَا تَبْد۪يلَ لِخَلْقِ اللّٰهِۜ ذٰلِكَ الدّ۪ينُ الْقَيِّمُۗ وَلٰكِنَّ اَكْثَرَ النَّاسِ لَا يَعْلَمُونَۗ

            “O halde (Habîbim) sen yüzünü bir müvahhid olarak dîne, Allahın o fıtratına çevir ki O, insanları bunun üzerine yaratmıştır. Allah’ın yaratışına (hiçbir şey) bedel olmaz. Bu, dimdik ayakta duran bir dîndir. Fakat insanların çoğu bilmezler.” 30/30

            Fıtrat kelimesi “yarmak, ikiye ayırmak; yaratmak, icat etmek” mânalarına gelen fatr kökünden isim olup “yaratılış, belli yetenek ve yatkınlığa sahip oluş” anlamında kullanılır. İlk yaratılış, bir bakıma mutlak yokluğun yarılarak içinden varlığın çıkması şeklinde telakki edildiğinden fıtrat kelimesiyle ifade edilmiştir. (Diyanet İslam ansiklopedisi fıtrat maddesi)

Kur'an, başta insan olmak üzere tüm yaratıkların ilk yaratılış anında sahip olmuş olduğu özelliklerine fıtrat adını vermiştir. Allah bu konuda muhatap olarak insanı seçmiş ve ondan başta kendisi olmak üzere tüm varlıklardan yaratılış gayelerine uygun şekilde istifade etmesini istemiştir.

Yüce Allah’ın insanların içlerine “Fatr” ile yerleştirdiği marifetullah, Allah’ı bilme kabiliyetine işaret etmektedir. Binaenaleyh insan fıtri olarak Allah’a iman etme, O’na boyun eğme eğilim ve yeteneğinde yaratılmıştır. (El-Müfredadat, s.1147) 

“Ben insanları ve cinleri bana ibadet etsinler diye yarattım.” (Zariyat/56) ayeti de bu gerçeğe işaret eder. İşte bütün bu hakikatler insanın ubudiyet kabiliyetleriyle yaratıldığını, “Elestu bi Rabbiküm” bezmi ile de esasında Rabbini tanıdığını bildiğini göstermektedir. O halde oruç ibadetinin aslında fıtrata yabancı olmadığı fıtratla uyumlu bir fiil olduğunu ifade edebiliriz.

Fıtrat temizliği, saflığı, berraklığı ifade etmekle oruç ibadetiyle yakından bir ilişkiyi ifade eder. Zira oruç, insanı manen temiz tutmaya, kirlere ve yanlış davranışlara karşı imsak etmeye yönelik eğitici bir misyona sahiptir.

İbadetler geleneksel bir alışkanlık ya da sevap kazanma amacına matuf yapılırsa ubudiyet ciddiyetinde ifade edilmekten uzak bir fiil olmaktan öte geçmez. İbadet, imanın ve sorumluluğun bir gereği, hikmetine vakıf bir anlayış içinde yapılmalıdır. Orucun namazın haccın ve diğer ibadetlerin maksat ve manasından uzak, sıradan bir alışkanlık ya da toplumsal bir geleneğin refleksiyle yapılması arzu edilen değişim ve dönüşümü gerçekleştiremez. Nitekim Yüce Rabbimiz “Şüphesiz ki, bir kavim kendi durumunu değiştirmedikçe Allah onların durumunu değiştirmez. Allah, bir kavme kötülük diledi mi, artık o geri çevrilemez. Onlar için Allah'tan başka hiçbir yardımcı da yoktur” (Ra'd/11) buyurmaktadır. O halde ibadet, İmanın bir gereği ve ubudiyet makamında yapılması, halimizin, toplumsal duruşumuzun Müslüman kimliğinde bir varlık ortaya koymamızın vesikası olacak ve hayra yönelik bir değişim olacaktır. Bu kapsamda orucun bizi fıtrata doğru değiştirmesi ve dönüştürmesi dileğiyle.     

Etiketler : ,

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.