Peki, Turan İtil ABD’den neden Türkiye’ye dönmüştü?
Henüz Eternal Sunshine of Spotless Mind, Stranger Things gibi yapımlar yokken Amerikalıların zihin kontrolüyle ilk karşılaşması 1962 yılında gösterime giren The Manchurian Candidate ile olmuştu.
Filmde Frank Sinatra’nın oynadığı ünlü bir siyasi aileden gelen Kore Savaşı gazisi Raymond Shaw, esir düştükten sonra komünistler tarafından beyni yıkanmış ve bir suikastçı olarak ABD’deki hayatına geri dönmüştü.
(Gerisi spoilere girer)
Film o yıllar için fantastik bir bilimkurguydu. Ama filmde korkulan komünistlerin zihin kontrolü yapabildiği korkusu gerçekti ve Soğuk Savaş'ın kızıştığı 1950’lerin başında CIA’yi harekete geçirmişti.
1953 yılında CIA direktörü Allen Dulles’un direktifiyle karşı bir zihin kontrol ilacı ya da aleti bulmak için gizli bir araştırma programı başlatıldı: MK-ULTRA.
Programın başında Sidney Gottlieb adlı bir kimyager vardı.
CIA, önce zihin kontrolü deneyleri için önceki ‘deneyimlere’ başvurmuştu.
II. Dünya Savaşı sırasında, Auschwitz ve Dachau toplama kamplarında çalışan Nazi bilim adamları Polonyalı, Rus, Yahudi savaş esirlerini çözmek için morfin, meskalin gibi maddelerle deneyler yürütmüştü.
CIA, bu deneylerde çalışmış Nazi bilim adamlarını işe aldı.
Proje kapsamında; LSD ve diğer kimyasal maddelerle insan denekleri üzerinde elektroşok, hipnoz, duyusal yoksunluk, sözlü ve cinsel istismar ve diğer işkence biçimlerini de içeren etik olmayan deneyler yapıldı.
1955 yılında hazırlanan ve daha sonra ortaya çıkan bir belgede MK-ULTRA projesiyle; “mantıksız düşünmeyi ve dürtüselliği teşvik etmek, akıl yürütme ve algıyı geliştirmek, alkolün sarhoş edici etkilerini önlemek, hipnozun yararlılığını artırmak, sorguda işkenceye karşı dayanıklığı arttırmak, amnezi, şok ve kafa karışıklığı yaratmak” gibi amaçlar sıralanmıştı.
1953 ile 1973 yılları arasında MK-ULTRA gizli projesi için CIA; üniversiteler, araştırma merkezlerini finanse etti, sahte vakıflar kurdurdu, denekler üzerinde deneyler yaptırdı.
CIA’nin MK-ULTRA projesi kapsamında çalışmalarını finanse ettiği bilim insanlarından biri de Amerikalı nörolog ve psikiyatrist Max Fink’ti.
Elektroşokun babası olarak ün salacak Fink, 1958 yılına Roma'da düzenlenen bilimsel bir kongrede CIA destekli çalışmalarını sunarken, Nürnberg Üniversitesi'nden bir psikiyatristle tanışmıştı:
Turan İtil.
Turan İtil, 1924'te Bursa'da doğmuş, 1948'de İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi'nden doktorasını alıp, 1950'lerin başında Almanya'daki Tübingen Üniversitesi'nde nöroloji ve psikiyatri eğitimini tamamlamıştı.
Daha sonra Almanya'nın Erlangen kentinde Fritz Flügel'in Nöropsikiyatri Bölümü’nde çalışmaya başlamıştı.
1958’de Roma’da tanıştığı Max Fink ile benzer konularda çalışıyorlardı.
Max Fink, 1962 yılında New York Tıp Koleji’ndeki pozisyonunu bırakıp, Missouri Psikiyatri Enstitüsü'nün başına geçti.
Aslında burası o tarihe kadar bir akıl hastanesiydi. Ama yeni tesisler yapılmış, hastane ilaç deneyleri yapılmak üzere bir enstitüye dönüşmüştü.
New York’tan bir profesör boşu boşuna Missouri’ye gitmemişti.
Fink, 1963 yılında Turan İtil’i Almanya’dan, Missouri Psikiyatri Enstitüsü'ne getirdi ve doçentlik kadrosu verdi.
İkili, enstitüde LSD, meskalin gibi ilaçlarla uyuşturulan, lobomotize edilen kişilerin EEG’lerini (beyindeki elektriksel hareketleri ölçen test) analiz eden bir bilgisayar sistemi üzerinde ortak çalışmalar yaptılar.
“Lobotomiyi takiben merkezi olarak aktif ilaçlara duyarlılığın değişimi” gibi soğuk bilimsel adları olan ama aslında korkutucu bu ortak deneylerin finansörü CIA’ydi.
MK-ULTRA projesinin başında Sydney Gottlieb, Amerikanın başına büyük belalar açacak LSD’yi bu deneyler için ülkeye getirmişti.
Missouri Psikiyatri Enstitüsü'ndeki deneylerde LSD, çoğu hastanenin akıl hastalarından oluşan insan kobaylar üzerinde deneniyordu.
Ama LSD, 60’lardaki hippi gençlik hareketlerinin en popüler uyuşturucu maddesi haline gelmiş, bir kamu sağlığı sorununa dönüşmüştü.
1966 yılında Missouri Psikiyatri Enstitüsü'nde devlet desteğiyle LSD ile deneyler yapıldığı ortaya çıktı.
Missiouri’de yayınlanan bir gazete enstitü çalışanı Doç. Dr. Turan İtil’le LSD deneyi sırasında konuşmuştu:
“Missouri Psikiyatri Enstitüsü'nde araştırmalarda LSD kullanımı tepkilere neden oldu. Psikiyatri doçenti Doç. Dr. Turan Itıl, Missouri Psikiyatri Enstitüsü'nde LSD alan akıl hastalarını bir televizyon monitörü aracılığıyla nasıl izleyebildiğini ve duyabildiğini gösteriyor. Kendisi ve asistanı elektroensefalografi laboratuvarındadır ve monitörde hasta kılığına giren kişi personel doktordur. Dr. Itil, LSD-25'in daha önce umutsuz şizofrenilerin tedavisinde etkili bir ilaç olduğunu ve şimdi araştırmalarını ilerletmek için ilacı alamadıklarını söyledi.”
LSD’nin kullanımı birkaç ay sonra ABD’de yasaklandı. Sadece kullanmak ve bulundurmak değil, LSD ile yapılan tüm araştırmalar da yasaklandı.
Bunun üzerine Max Fink, 1966 yılında Missouri Psikiyatri Enstitüsü'nden ayrıldı.
Fink, New York’a döndü ve CIA ile ortak çalışmalarına devam etti.
Turan İtil ise Missouri’de kaldı.
Daha sonra ortaya çıkan belgelere göre artık Deniz Kuvvetleri ve Hava Kuvvetleri’nin finanse ettiği CIA’in MK-ULTRA deneyleri ve LSD kullanımı gizli olarak devam etti.