İslam Birliği ve Ordusu Kurulmalı
“Yol Haritamız Kur’ân” (2019) isimli kitabımızda, “İslâm âleminin potansiyel düzlemde güçlü bir ümmet birliği refleksine sahip olduğunu” savunmuş ve “ümmet bilincini tetikleyecek ciddi ve kararlı bir çıkışın kısa zamanda çok büyük neticeler hasıl etmesi kaçınılmazdır” demiştik (s. 177-178).
Nitekim Türkiye ile Mısır’ın Akdeniz’de ortak askeri tatbikata başlaması, Pakistan ile Suudi Arabistan’ın askeri işbirliği anlaşması imzalaması, önceki aylarda Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın Malezya, Endonezya, Bangladeş ve Pakistan’ı kapsayan ziyaretler yaparak bu ülkelerle bir dizi siyasi, iktisadi ve askeri anlaşmalar imzalaması, ayrıca Türkiye’nin birçok Müslüman ülkeye çeşitli silahlar satması vb. gelişmeler İslâm Birliği’ni kurmanın pek de zor olmadığını göstermekte; 1969’da bir Siyonist’in Mescid-i Aksa’yı yakması üzerine oluşan İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) ile merhum Başbakan Prof. Dr. Necmettin Erbakan’ın önderliğinde kurulan D-8’ler’in yıllardır ektiği tohumların da boşa gitmediğini ispatlamaktadır.
Hatırlarsak, Başbakan Erbakan’ın daveti üzerine, Türkiye, Nijerya, Mısır, Pakistan, Endonezya, İran, Malezya ve Bangladeş’in katılımıyla 22 Ekim 1996’da İstanbul’da düzenlenen “Kalkınmada İşbirliği Konferansı”, D-8’in kurulmasının ilk adımı olmuştu. Bu konferansta Erbakan, gelişmekte olan Müslüman ülkeler arasında işbirliğinin zaruretini vurgulamış ve 28 Şubatçı cuntanın baskılarına rağmen gerçekleşen toplantılar sonunda, 15 Haziran 1997’de İstanbul’da yapılan Devlet/Hükümet Başkanları Zirvesi ile D-8 resmen kurulmuştu. Ama üç gün sonra (18 Haziran 1997’de) merhum Necmettin Erbakan, cunta marifetiyle Başbakanlık görevinden istifa ettirilmiş; D-8’in kuruluşuna imza atan diğer ülke liderleri de küresel emperyalizmin oyunları ile art arda görevlerinden uzaklaştırılmışlardı…
“Üye ülkelerin refahını ve huzurunu artırmak” amacıyla kurulan D-8 (Developing 8: Gelişen 8 Ülke) Ekonomik İşbirliği Örgütü, her şeye rağmen otuz yıldır varlığını güçlü şekilde sürdürmekte ve yaklaşık 1,5 milyar nüfusu, 5 trilyon doları bulan ekonomisiyle 7,5 milyon kilometrekareyi aşan geniş bir coğrafyayı kapsamaktadır. D-8’ler, ağırlıklı olarak ekonomi ve ticaret alanlarında kalkınma ve işbirliğini öngörseler de şeytani güç odaklarına karşı askeri işbirliği kaçınılmaz hâle gelmiştir. Geçtiğimiz ay TUSAŞ’ın (Türk Havacılık ve Uzay Sanayii) milli muharip savaş uçağı Kaan Projesi kapsamında Endonezya ile imzaladığı 48 uçaklık tarihi anlaşma, bu askeri işbirliği zaruretinin en çarpıcı örneğidir.
İmdi, aynı zamanda İslam İşbirliği Teşkilatı üyesi olan D-8’ler bu süreçte askerî, teknolojik, ekonomik potansiyelleri ve nüfusları ile öne çıktılar. D-8 çerçevesinde; Türkiye sanayi, sağlık ve çevre; Bangladeş kırsal kalkınma; Endonezya yoksullukla mücadele ve insan kaynakları; İran bilim ve teknoloji; Malezya finans, bankacılık ve özelleştirme; Mısır ticaret; Nijerya enerji; Pakistan ise tarım ve balıkçılık alanındaki işbirliği çalışmalarını koordine ediyor. D-8’in en üst yönetim organı olan “Zirve”, üye ülke devlet başkanlarından oluşuyor ve 2 yılda bir toplanıyor. D-8 sekreteryası İstanbul’da bulunuyor ve üyeler arası iletişim, bilgi paylaşımı ile toplantı ve organizasyon düzenlemelerini gerçekleştiriyor. İlk zirvesini 1997’de İstanbul’da düzenleyen örgüt, sırayla Mart 1999’da Dakka’da, Şubat 2001’de Kahire’de, Şubat 2004’te Tahran’da, Mayıs 2006’da Bali’de, Temmuz 2008’de Kuala Lumpur’da, Temmuz 2010’da Abuja’da, Kasım 2012’de İslamabad’da, Ekim 2017’de İstanbul’da, Nisan 2021’de Bangladeş’in ev sahipliğinde (Kovid-19 salgını nedeniyle çevrimiçi olarak) ve 2024’te Kahire’de olmak üzere 11 zirve düzenledi.
Teşkilatın ana hedefleri, D-8 bayrağında yer alan altı yıldız ile simgeleniyor: “savaş değil barış; çatışma değil diyalog; çifte standart değil adalet; üstünlük değil eşitlik; sömürü değil adil düzen; baskı ve tahakküm değil insan hakları, hürriyet ve demokrasi”. Erbakan 12’nci kuruluş yılında D-8 için “Zulüm dünyası yerine yeni bir adil dünya düzeninin kurulması zorunlu hale gelmiştir. D-8’ler yeni bir saadet dünyası ve adil düzen kurulmasının adımı ve bu dünyanın çekirdeğidir.” ifadelerini kullanmıştı.
Duamız odur ki, işgalci İsrail terör şebekesinin Gazze’de uyguladığı vahşi soykırım tam da ikinci yılını doldururken, Müslüman ülkelerin çok geciken birlik olma çabaları inşaallah “İslâm Birliği” ve “İslam Ordusu”nun kurulmasıyla taçlanır da Allah’ın inayeti ile yeryüzünde zulüm son bulur.