1. YAZARLAR

  2. Ahmet Varol

  3. İşgalcinin de keyfi çok yerinde değil!
Ahmet Varol

Ahmet Varol

İşgalcinin de keyfi çok yerinde değil!

A+A-

Siyonist işgal rejiminin Gazze’de sürdürdüğü katliamda hiçbir şekilde sınır tanımaması ve insani değerlere saygı duymaması tabii ki Filistinlilerin ciddi zorluklarla karşı karşıya gelmesine sebep oldu. Ancak burada işgale karşı varlık mücadelesi de Filistin halkının önünde duran tek seçenektir. 

Filistin halkının siyonist işgale teslim olarak ondan insaf beklemesi söz konusu olamaz. Böyle bir tercihte bulunmak Filistinlileri güvenceye kavuşturmayacağı gibi iki ölümden kötüsünü, zillet içinde öldürülmeyi tercih anlamına gelir. 

“Geçici”  olarak yurtlarından çıkarılma oyununu Filistinliler daha önce tecrübe etti. Bunun bir daha geri dönmemek üzere çıkarılmak anlamına geldiğini biliyor. Bu şekilde çıkarılanların da götürüldükleri yerlerde sefalete mahkum edildikleri, aradan geçen onlarca yıl içinde huzura kavuşamadıkları da biliniyor. O yüzden Filistin halkının önündeki tek seçenek direnmek ve varlık mücadelesinde ısrar etmektir. İşte bundan dolayıdır ki ağır bir bedel ödemek zorunda kalmasına rağmen Gazze halkı 20 ayını doldurmak üzere olan soykırım savaşı karşısında varlık mücadelesindeki kararlılığından geri atmamıştır. 

Ama bu mücadelenin uzamasının siyonist işgalciler ve arkalarında duran emperyalist güçler açısından da ağır bir maliyeti olduğunu hatırlatmamız gerekir. Dolayısıyla savaşın uzamasının işgalci katiller üzerindeki olumsuz etkisinin artmasına sebep olacağı biliniyor. Son günlerde Filistin halkını teslim olmaya zorlamak için şiddeti ve katliamları artırmaları da bu yüzdendir. Ama gözlerini kan bürümesi, Filistin halkının ve direnişinin mücadele konusundaki kararlılığını sürdürmekten başka seçeneği olmadığını görmelerini engelliyor. Umarız kendi askerlerinin yaşadığı sorunlar ve krizler gözlerini açar diyerek bugün biraz bunun üzerinde durmak istiyoruz.

İşgal güçlerinde derin psikolojik kriz gittikçe artıyor. Askerlerin uzun süreli cephe görevleri ve savaşın belirsizliği nedeniyle yaşadığı travmalar, ordu içinde intihar vakalarının ve asker kaçaklarının artmasına; binlerce askerin psikolojik tedavi altına alınmasına neden oldu.

Siyonistlerin önde gelen gazetelerinden Haaretz, 2024 sonuna kadar Gazze savaşında intihar eden asker sayısının en az 35 olduğunu bildirdi. Ancak ordu bu sayıyı resmen açıklamaktan kaçınıyor. Gazeteye göre birçok asker, tören düzenlenmeden gizlice defnedildi.

Gazete ayrıca işgal ordusunun, savaş travması geçiren, hatta psikiyatri hastanelerinde tedavi gören bazı askerleri yeniden silah altına aldığını dile getirdi. Savaşın başından bu yana 9 binden fazla asker psikolojik rahatsızlık nedeniyle tedavi görüyor. 2025 yılı başından itibaren ise 7 yeni intihar vakası kaydedildi.

Bir işgal askeri gazeteye yaptığı açıklamada, “Komutanımız bizi iki seçenekle karşı karşıya bıraktı: Ya intihar edeceksin ya da görevden kaçacaksın!” diye konuştu.

İşgal ordusu, “kökten dinci” olarak tanımlanan Haredilerin askere gitmemesi, mevcut askerlerin yorgunluk nedeniyle görevi reddetmesi ve yedeklerin %30-40’ının çağrılara uymaması nedeniyle ciddi eleman sıkıntısı yaşıyor. Sorunu daha da büyüten etken ise, asker yakınlarının başlattığı ve savaşın durmasını talep eden “itaatsizlik dilekçeleri”.

İşgal ordusunun rehabilitasyon dairesine göre, 7 Ekim 2023’ten bu yana yaklaşık 16 bin asker destek aldı. Ama bu, gerçekçi olmaktan çok uzak. Çünkü Yedioth Ahranoth gazetesi ta Şubat ayında yayınladığı bir haberde bu sayıyı 170 bin olarak vermişti.

Times of Israel gazetesinin haberine göre, savaşan askerlere yönelik rehabilitasyon merkezi şu anda 78 bin eski askeri izliyor. Resmî tahminlere göre, 2030 yılına kadar bu sayının 100 bine ulaşması ve bunların en az yarısının travma sonrası stres bozukluğu (TSSB) yaşayacağı öngörülüyor.

Uzmanlar, psikolojik travmanın yalnızca mevcut savaşla sınırlı kalmadığını, önceki çatışmalardan da kaynaklandığını belirtiyor. Ancak Gazze savaşı, işgal ordusunun “zayıf sabır ve direnç” profiline sahip askerlerini en ağır şekilde etkiliyor.

Önceki ve Sonraki Yazılar