
Ensarioğlu: Süreç bu yıl sonuna kadar tamamlanacak
.
AK Parti Diyarbakır Milletvekili Galip Ensarioğlu, Rûdaw'a verdiği röportajda özel açıklamalarda bulundu.
Herhangi bir aksaklık yaşanmaması durumunda Türkiye’de devam eden "Çözüm Süreci"nin bu yıl sonuna kadar tamamlanmasını beklediklerini söyleyen Ensarioğlu, PKK'nin silah bırakma adımının süreçte güveni artıracağını belirterek, örgütün tamamen silah bırakmasının ardından toplumsal ve siyasal hayata entegrasyonları için gerekli yasal adımların atılacağını ifade etti.
Sürecin “olumlu yönde” ilerlediğini belirten Ensarioğlu, "Bu süreçte Sayın Cumhurbaşkanı'nın güçlü iradesi, Sayın Devlet Bahçeli'nin ön açıcı ve kolaylaştırıcı rolü ve Öcalan'ın da bu sürece güçlü bir şekilde desteği sorunun çözümüne büyük katkı sunmaktadır" dedi.
AK Partili vekil, ilk silah bırakma adımının ardından devlet ile PKK'nin karşılıklı adımlar atacağına işaret ederek, "Belki hasta tutuklular serbest bırakılır. Sonra örgüt bir adım daha atar... Eylül-Ekim ayında bir yargı reform paketi var. Ardından Diyarbakır annelerinin çocukları var, belki onlar bırakılabilir. Bunlar sembolik ama önemli adımlardır" şeklinde konuştu.
Sürecin bundan sonra daha da hızlanacağını vurgulayan Ensarioğlu, "Bir olumsuzluk olmazsa bu senenin sonuna kadar tamamlanmış olacak diye düşünüyoruz" ifadelerini kullandı.
Galip Ensarioğlu, Kürdistan Bölgesi'nin bu süreçte önemli bir role sahip olduğunu ve iş birliğinin gerekli olduğunu da vurguladı.
Rûdaw AK Parti Milletvekili Galip Ensarioğlu’nun Rûdaw'dan Ferdi Sak ile yaptığı röportajın tamamı şöyle:
Rûdaw: Bildiğiniz üzere çözüm süreci tüm hızıyla devam ediyor. Bu kapsamda, PKK'nin yakın bir zamanda silah bırakma töreni yapacağına dair bazı bilgiler kamuoyuna yansıyor. Sürecin geldiği bu aşama hakkındaki genel değerlendirmeniz nedir? Süreç nasıl ilerliyor, aksaklıklar var mı?
Galip Ensarioğlu: Tabii herkesin malumu, çok açık bir şekilde yürütülen bir süreç var ve şu ana kadar bir sorun yaşanmadı. Bu tür süreçler çok sorunsuz, hiç sorunsuz yürüyen süreçler değil. Mutlaka çeşitli sıkıntılar, güven sorunu ve uluslararası güçlerin el altından müdahalesi olmuyor değil. Bizim sürece müdahale edebilecek en büyük kaygımız İran ve İsrail'di. İran'ın son dönemde hem İsrail'le yaşadığı savaş, hem de daha öncesinde kendi sorunlarıyla uğraşmasından ötürü aslında müdahale ihtimali kalmadı. Ancak bir şekilde hala sabote edilmeye çalışılıyor. Buna rağmen süreç iyi ilerliyor. Zaman zaman İsrail'in açıklamaları, sabote çalışmaları başarıya ulaşamadı. Burada özellikle Sayın Cumhurbaşkanı'nın güçlü iradesi, Sayın Devlet Bahçeli'nin ön açıcı ve kolaylaştırıcı rolü var. Ayrıca Öcalan'ın da bu sürece güçlü bir şekilde desteği ve iradesi sorunun çözümüne büyük katkı sunuyor. Ayrıca doğası gereği bir taraftan zaten halk artık bu iş bitsin istiyor. Çünkü Türkiye demokrasinin geldiği nokta, Kürt sorununda yapılan ciddi reformlar, artık şiddetin ve silahın bu meselede bir meşruiyetinin kalmadığını gösterdi. Dolayısıyla halk da artık bu şiddete ve silaha inanmıyor ve istemiyor.
Rûdaw: Şiddet ve silahın meşruiyetinin kalmadığını söylediniz, ben de tam da buna değinmek istiyorum. PKK'nin silah bırakma takvimine ilişkin elinizde netleşmiş bir bilgi var mı? Törenin tarihi ve yeri belli mi? PKK'nin bu adımını sürecin gidişatı açısından nasıl buluyorsunuz, buna karşılık ileride hangi adımlar atılabilir?
Galip Ensarioğlu: Bu teknik süreçleri biraz da devletin ilgili birimleri yürütüyor. Biz işin siyasi boyutuyla ilgileniyoruz. İşin teknik boyutu ile devlet içerisinde özellikle Milli İstihbarat Teşkilatı ve farklı birimler ilgileniyor. Tabii orada da bir irade ortaya kondu. Bu iradenin sonucunda örgüt de kongresini toplayarak fesih kararı aldı. Ama bundan sonra sürecin nasıl yürüyeceği teknik yöndür. Karşılıklı güven artırıcı adımlarla bu işler yürür. Türkiye kamuoyunun bu işe ikna olması için silahların bırakılma görüntüsünün görülmesi gerekir. Silahlar önümüzdeki hafta belli sayıda ve belli oranda bırakılacak ama en azından bu iradenin somut bir adımı olarak, güven artırıcı bir tedbir olacak. Ondan sonra belki hasta tutuklular serbest bırakılır. Sonra örgüt bir adım daha atar, belki ellerinde var olan kamu görevlileri var, bunları serbest bırakabilir. Daha sonraki adımlarda Eylül-Ekim ayında yargı reform paketi var. Ardından Diyarbakır annelerinin çocukları var, belki onlar bırakılabilir. Bunlar sembolik ama önemli adımlardır. Bunun gibi karşılıklı güven artırıcı ve olumlu adımlarla kamuoyunun tam desteği alınmış olur. Kamuoyunun desteği alındıktan sonra da zaten bütün siyasi partiler - İYİ Parti bu işin içinde olmak istemediği için onlar hariç - diğer siyasi partilerin içinde olabileceği bir meclis komisyonunun çalışması söz konusu. Daha sonra da bunların sosyal siyasal hayata entegrasyonu ile ilgili gerekli yasal adımlar olabilir.
Rûdaw: Peki silahlarını bırakan PKK'lilerin akıbeti ne olacak? Özellikle KCK Yürütme Konseyi üyesi Mustafa Karasu, son açıklamasında hükümetin bu konuya yönelik hiçbir adım atmadığını belirtti. Bundan sonraki süreçte, bu kişilerin topluma entegrasyonu için gerekli hangi yasal düzenlemeler yapılacak?
Galip Ensarioğlu: Bakın bu tür olumsuz cümleleri kurmaya hiç gerek yok. Bu tür konuşmaları bu işi istemeyenler yapar. Daha sen hiçbir şey yapmamışken hangi yasal adımlar ve düzenlemelerden bahsedeceksin? Kamuoyuna rağmen siyasetçinin adım atması mümkün müdür? Bunun gereği olarak dediğim gibi karşılıklı güven arttırıcı adımlar atılır. Halkın desteği tamamen sağlanmış olur. Daha sonra da sosyal, siyasal hayata entegrasyonlarıyla ilgili gerekli adımlar neyse atılır. Şimdi ben bunları hani şu yasal düzenleme, bu adım diye söylemek istemiyorum. Başından beri bu süreçle ilgili somut cümleler kurmak istemiyorum. Köşeli cümleler kurmak istemiyorum. Çünkü bu işi sabote etmek isteyenler, gerek Türkiye kamuoyunda ve gerekse Kürt kamuoyunda bu işi istemeyenler ve sabote etmek isteyenler var. Bunu istemeyenlerin eline koz vermenin de bir anlamı yok.
Bir taraftan hiçbir pazarlık olmadı diyoruz, alınan verilen bir şey yok. Herkes rahat olsun. Bu bir kardeşlik sürecidir. Bu büyük Türkiye'nin yeniden inşası sürecidir. Bu Kürtlerin ve Türklerin birlikte büyüyeceği ve mutlu olabileceği bir süreçttir. Ama bu işi istemeyenlere yani şu olacak bu olacak dediğiniz zaman bu işin gereğidir zaten olması gerekenler, bir pazarlık sonucunu çıkarırlar. Ve onun üzerinden de işte yok diyorsunuz ama bakın şu pazarlıklar, şu adımlar diye işi sabote etmek isteyenlere somut cümleler kurarak bir şey demek istemiyorum. Ancak çok net bir şey ifade ediyorum. Bu olumlu adımlar atıldıktan sonra ve PKK silahı tamamen bıraktıktan sonra sosyal, siyasal hayata entegrasyonu için gerekli yasal düzenlemeler ve adımlar neyse atılır. Bu çok net bir ifadedir. Bunun içine neyi koyarsanız koyun. PKK silahları bıraktıktan sonra nasıl olur? Böyle zaman uzun mu sürer? Hayır yani bizim baştan beri bu işi yürütenlerin söylediği ve bizlerin de ifade ettiği şu; bu süreç çok hızlı ilerleyecek ve bir olumsuzluk olmazsa bu senenin sonuna kadar tamamlanmış olacak diye düşünüyoruz.
Rûdaw: MİT Başkanı İbrahim Kalın’ın birkaç gün önce Kürdistan Bölgesi’ne gerçekleştirdiği ve başta Başkan Mesud Barzani ile Kürdistan Bölgesi Başkanı Neçirvan Barzani olmak üzere bölge yetkilileriyle yaptığı görüşmeleri biliyoruz. Bu süreçte Kürdistan Bölgesi ile herhangi bir koordinasyon mevcut mu? Kürdistan Bölgesi'nin sürece potansiyel katkısını nasıl değerlendiriyorsunuz?
Galip Ensarioğlu: Bu süreç başladığı günden itibaren Kürdistan Bölgesel Yönetimi'nin, gerek Sayın Mesud Barzani gerek Neçirvan Barzani ve Mesrur Barzani, süreci çok olumlu bulduklarını ve bu sürece katkı sunmak istediklerini beyan ettiler zaten. Bu süreç boyunca da kendileriyle temas halinde olundu, geçen haftada malumunuz MİT Başkanı İbrahim Kalın Kürdistan Bölgesi’ni ziyarete etti. Zaten PKK’nin silahlı güçlerinin çoğu Kürdistan Bölgesel Yönetimi'nin olduğu topraklar ve İran tarafında. Her halükarda Kürdistan Bölgesel Yönetimi'nin katkısı ve iş birliği olacak.
Rûdaw: Kürtlerin, uzun yıllardır Türkiye'den çeşitli beklentileri olduğu biliniyor. Bu süreçte de ikna olabilmeleri için bazı somut adımlar görmek istiyorlar. Örneğin, Kürtçenin anadilde eğitim dili olması ya da anayasada Kürtlerin eşit vatandaşlık haklarının güvence altına alınması gibi... AK Parti iktidarı, Kürtlerin Türkiye'yi tıpkı bir Türk vatandaşlar gibi kendi vatanı olarak hissetmesini sağlamak için önümüzdeki dönemde ne gibi somut adımlar atmayı planlıyor?
Galip Ensarioğlu: Bakın silah ve şiddet ortadan kalktıktan sonra siyasetin eli daha güçlenir. İnsanlar kuşku duymadığı zaman çok daha rahat bir takım demokratik adımları atabilir. Maalesef silah ve şiddet bu işin çözümüne değil, çözümsüzlüğüne katkı sundu. Çok daha hızlı adımlar atabilirdik aslında ama zaten Türkiye'de Kürt kimliği ve dilinin önündeki yasal engellerin tümü kaldırıldı. Yüzlerce yasal reform yaptık. Sadece anayasal bir iki sorun var. Bu anayasal meseleler de silahlar bırakıldıktan sonra mevcut siyasi partilerin desteği ile yeni, sivil ve demokratik bir anayasaya için beklenen makul adımlar da atılır. Sayın Cumhurbaşkanı'nın çok net ifadesi var bu süreç başladıktan sonra. Bundan sonra Türkiye Cumhuriyeti Kürtlerin de, Türklerin de, azınlığın da çoğunluğun da, Sünnin de Alevinin de Türkiye'de yaşayan herkesin ortak ve eşit yurttaş olarak özgürce yaşayacağı bir ülke olacak. Bunun teminatı da tabii ki bir anayasadır.
Rûdaw: Önümüzdeki hafta DEM Parti heyetinin Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan ile yapacağı görüşme açıklandı. Bu kritik görüşmenin, devam eden sürece nasıl bir yön vereceğini düşünüyorsunuz?
Galip Ensarioğlu: Bunlar sürece olumlu katkılar ve adımlardır. Zaten sürecin gereğidir. Zaten görüşmenin sonunda gerekli açıklamalar yapılır.
Rûdaw: Bize vakit ayırdığınız için çok teşekkür ediyoruz.
Galip Ensarioğlu: Teşekkürler. Sağ olun.
RUDAW
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.