1. YAZARLAR

  2. Fehmi Koru

  3. Dünyayı çılgınlar yönetiyor; akıllı olmak gerek…
Fehmi Koru

Fehmi Koru

Dünyayı çılgınlar yönetiyor; akıllı olmak gerek…

A+A-

İsrail, gözü dönmüş bir siyasinin başbakanlığında, ülkesinin kuruluşuyla birlikte belirlenmiş ve elden ele geçerek Netanyahu’ya kadar gelmiş bir projenin gerçekleşmesi için, ‘tarihi fırsat’ olarak değerlendirilen 7 Ekim 2023 Hamas saldırısını, Filistinlileri Filistin’den temizlemek amacıyla kullanıyor…

Bundan hiç kuşkum yok.

Fırsat yalnızca o saldırı da değil, arkasında Birleşmiş Milletler’de veto yetkisine sahip güçlü bir ülke -ABD- var ve o ülkenin başında da gelmiş geçmiş en İsrail yanlısı bir başkan -Donald Trump- bulunuyor…

Bundan da kuşku duymak için bir sebep yok.

Dahası, yarıya yakını değişik ülkelerde yaşayan Yahudi nüfusun İsrail’i ülke seçmiş olanlarının kalabalık bir bölümü de, varlığını fark ettikleri projeden yana tavır sergiliyor ve Netanyahu da partisi Knesset’te her an koltuğunu kaybedebileceği bir kırılgan durumda olmasına rağmen, gözlere batırırcasına uyguladığı ‘soykırımı’ o sayede sürdürüyor.

İkinci Dünya Savaşı sonrası oluşmuş ‘dünya düzeni’ Trump politikaları yüzünden sarsıldı ve sarsıntıların etkisi düzenin kurumlarında kendini artık belli ediyor. İsrail bu sebeple yaptığının yanına kalacağını, Netanyahu da cezalandırılamayacağını biliyor.

Batı ülkelerinin çoğunda demokrasi ve uluslararası hukuk konularında hassasiyeti olmayan siyasiler iktidarda; oralarda İsrail’i kınayan insanlar kendilerini ya cezaevlerinde buluyorlar ya da ülkeden kovuluyorlar.

İslam Dünyası’nın hali de ortada. Kudüs’teki Mescid-i Aksa’nın kundaklanmaya kalkışılması üzerine, yapılana sessiz kalan Batı ülkelerini petrol boykotu uygulatarak hizaya getiren türden bir kral yok bugün; İsrail’in yakın çevresinde tehdit algılayabileceği güçte ülke de kalmadı.

Netanyahu böyle bir ortamda sürdürüyor soykırımını ve ‘Filistin topraklarına bütünüyle hakim İsrail projesi’ bu dünya tablosu sayesinde adım adım hayata geçiyor…

Bir zamanlar kendi ırktaşlarına karşı Batı’da uygulanmış ‘nihai çözüm’, günümüzde İsrail tarafından Filistinliler üzerinde tekrarlanıyor…

Netanyahu’ya kalsa, haritalarda Filistin sözcüğü ile karşılaşmayacak gelecek nesiller…

Peki ona kalacak mı?

Ya da daha anlaşılır biçimde sorayım: Netanyahu-Trump ikilisinin soykırımcı, etnik temizlikçi, uluslararası hukuka saygısız ve sonuçta Filistin’in varlığının bütünüyle ortadan kalkmasını getirecek girişimleri akamete uğratılamaz mı?

Zor olmakla birlikte, elbette akamete uğratılabilir.

Şu anda dünyanın gözü önünde gerçekleştirilen kanlı plan vicdanların kolay kabulleneceği türden değil. Nitekim neredeyse bütün ülkelerde sokaklar çok şiddetli tepki veriyorlar. Her eğilimden, her dinden genç-yaşlı insanlar, Gazzelilerin tepelerine indirilen bombalarla, açlıkla yok edilmek istenmesine isyan ediyorlar…

Vicdanlar karşısında zulüm ilanihaye payidar olamaz. Bir gün mutlaka vicdanlı insanlar vicdansızları yenmeyi başaracaktır.

İyi de ne zaman?

Kanlı projeyi hayata geçirmek üzere yola çıkanların acelesi var; bunu Gazze üzerinde uygulanan temizleme girişiminin iki yıl içerisinde aldığı mesafeden anlayabiliyoruz. Başlattığı kara harekatıyla Gazzelilere fazla bir seçenek bırakmadı Netanyahu: Ya topraklarını terk edecekler ya da ölecekler…

Böylesine bir durumda insanların çoğunun son kertede nasıl davranacağını tahmin etmek zor değil: Mısır kapalı tuttuğu Refah kapısını baskılar altında açmak zorunda kalacak, Batı Şeria’da çoğu kamplarda yaşayan Filistinlilerin ölüm tehdidi altındaki hallerine daha fazla dayanamayan Ürdün de ülkesine gelecek olanları kabul edecektir.

İsrail’in Filistin’i haritadan silme projesini akamete uğratmak isteyecekler de acele etmek zorunda.

1970’lerde, dünya enerji kaynaklarının çoğuna hükmeden İslam Dünyası için, petrol boykotu akıllı ve sonuç alıcı bir yöntemdi; işe de yaradı. Bu günün dünyasında eskisi kadar işe yaramayabilir, ama yine de aynı yönteme başvurulabilir.

İsrail’i yaptıklarından vazgeçirmek için ABD’yi zorlamak, bunda başarılı olmak için ise ekonomisine dönük yöntemler bulmak gerekiyor.

ABD ve İsrail ekonomilerine doğrudan zarar vermek mümkün. Körfez ülkeleri Trump’a vaatlerini yerine getirmeyeceklerini açıklayabilir, Batı ülkelerinin ürünlerine sınırlarını kapatabilir, gereksiz alımlar durdurulabilir.

Tepkileri bir uluslararası hareketliliğe dönüştürmenin yolları da aranabilir.

Batı’daki kritik tesislerde, önemli kurumlarda çalışan, yürütülen soykırım ve etnik temizlik girişimini vicdanları kabul etmeyen kişilerin, dünyanın dört bir tarafında, eş-zamanlı olarak, işlerini bıraktıklarını bir düşünün…

Mevzii boykotlar yerine, uluslararası büyük firmaların iş yapamamak yüzünden mağazalarını kapatma noktasına geldiklerini…

Büyük hesap sahiplerinin Batı bankalarından paralarını çektiklerini…

Trump’ı dize getirmeden Netanyahu’yu durdurmak zor.

İşe bu kabulden başlamak gerekiyor.

 

Önceki ve Sonraki Yazılar