1. YAZARLAR

  2. Nasuhi Güngör

  3. CHP'de yenilikçi-gelenekçi rekabeti
Nasuhi Güngör

Nasuhi Güngör

CHP'de yenilikçi-gelenekçi rekabeti

A+A-

CHP’nin İstanbul il kongresi ve 2023 Kasım kurultayına dair içinde bulunduğu yargı süreçleri, sonuçları itibarıyla siyasetin genelini etkilemeye aday görünüyor.

15 Eylül tarihinde kurultaya dair çıkacak kararın ardından, CHP içindeki tartışmalar nasıl bir boyut kazanacak? Giderek ağırlık kazanan beklenti, bu duruşmada mutlak butlan yönünde bir karar çıkacağı. Bir diğer ihtimal İstanbul’a benzer bir ara karar çıkması. Her iki durumda da hukuk zeminindeki tartışmalar, kararların kesinleşmesine kadar devam edecek.

“MAHKEME KARARLARINI GÖRELİM”

İstanbul il kongresiyle ilgili dava sürecinde yaşananların daha büyük bir alana taşınacağını öngörmek için kehanete ihtiyaç yok.

Şu ana kadar hukuk zemininde ortaya çıkması muhtemel tüm senaryolar tartışıldı. Ancak siyasi sonuçları üzerinden yapılan konuşmalar, biraz da “mahkeme kararlarını görelim” kıskacından henüz çıkamadı. Oysa asıl tartışma, CHP’nin geleceği, kendi içinde kuracağı dengeler ya da ayrışmaların nereye ilerleyeceği. Kenetlenmekten yol ayrımına kadar pek çok senaryo özetle.

ÖNSEÇİM VE İMAMOĞLU’NUN ADAYLIĞI

Özgür Özel, 2024 sonbaharında bir karar verdi. O tarihe kadar iki forvetim var diye tanımladığı cumhurbaşkanı aday sayısını bir anda teke indirdi ve Ekrem İmamoğlu’nu “adaylaştırma” sürecini başlattı.

İmamoğlu dışında hiç kimsenin katılmadığı bir önseçimle aday ilan edildi. O tarihe kadar yapılan ikili ve üçlü görüşmelerde sonuç alınamadığı için de Mansur Yavaş adaylık denklemi dışında kaldı. Elbette bu CHP yönetiminin hamlesi. Yoksa Yavaş herhangi bir açıklamasıyla yarışın dışında olduğunu kabul etmiş değil. Sadece Mart 2025 tarihli İBB operasyonunun ardından bir anlamda “erteleme” duruşu sergiledi. Halihazırda da bu pozisyonunu koruyor.

İSTANBUL İTTİFAKI

Kılıçdaroğlu’nun kaybettiği kurultayda belirleyici olan ittifak, İstanbul delegesi üzerinden oluşmuştu. O dönem itibarıyla daha kuvvetlenen Özel-İmamoğlu ittifakı, Mart operasyonu sonrasında farklı bir yöne evrildi. Özel, partinin ana stratejisini ve siyasi gündemini cezaevi ziyaretleri, mitingler ve söylem itibarıyla İmamoğlu üzerine kurguladı.

Bu durum CHP açısından iki önemli sonuç ortaya çıkardı.

Birincisi Terörsüz Türkiye süreci gündeminin merkezinde yer almadı ya da alamadı. Bu durum 2024 yerel seçimlerinde özellikle büyükşehirlerde kendisine yönelen bazı oyların tekrar adresine (DEM Parti) dönmesine neden oldu.

İkincisi, kongre ve kurultaya dair yargıya taşınan iddiaları kendi gündemi haline getiremedi. Bunun ne düzeyde bir stratejik tercih olup olmadığını kestirmek zor. Ancak sonuçları itibarıyla baktığımızda CHP açısından gelinen nokta ortada.

ESKİLER-YENİLER

Bu saatten sonra mahkemeden beklenmedik bir karar çıkmazsa, CHP içindeki rekabetin daha da sertleşmesi kaçınılmaz. Gürsel Tekin’e İstanbul örneğinde gösterilen tepkinin, daha büyük ölçekte Kemal Kılıçdaroğlu’na gösterileceği çok açık.

Bu tepkiler hukuki sonuçları değiştirmiyor elbette. Asıl konu, eğer bir yol ayrımı olacaksa bunun kadrosu, liderliği ve söylemi.

Geçtiğimiz günlerde bir röportajda Özel’in dile getirdiği “eskiler-yeniler” tanımlaması, bu sürecin adını koyacak bir ayrışmaya mı karşılık geliyor. Elbette şu an için hiç kimse bir ayrışma ve yeni bir parti tartışmasına girmiyor. Kastım partinin karar vericileri elbette.

Ancak siyasi tarihimiz gösteriyor ki, bir kez eski-yeni tartışması başlarsa orada yeni bir siyasi mimari ortaya çıkıyor.

CHP’den ayrılıp yeni bir partiyi şekillendirmek, belki geçmişteki örneklerden çok farklı dinamikler gerektirebilir. Ancak çok değil, belki 10 gün sonra böyle bir gündemi çok daha açık biçimde konuşur hale gelebiliriz.

 

Önceki ve Sonraki Yazılar