
Bayık: “1993’te içimizde Şemdin Sakık, dışımızda Yeşil süreci sabote etti"
Cemil Bayık, 1993’teki ateşkes ilanı ve devamında PKK içindeki gelişmelerle ilgili konuştu: “O süreçte çözüme karşı güçler müdahalede bulundu. Bizim içimizde Parmaksız Zeki (Şemdin Sakık) vardı. Dışımızda da Özel Harp Dairesi’ne bağlı kontrgerilla Yeşil v
KCK Yürütme Konseyi Eşbaşkanı Cemil Bayık, Yeni Yaşam gazetesine konuştu.
Cemil Bayık, PKK’nin 1993’teki ateşkesiyle ilgili sürece “çözüme karşı güçler”in müdahale ettiğini iddia ederek şunları söyledi:
“Bizim içimizde Parmaksız Zeki, dışımızda kontrgerilla Yeşil vardı”
“Önder Apo strateji değişikliğini 93’teki ateşkesle gündeme koydu. O temelde silahlı mücadeleyi durdurma, sorunları siyasi demokratik zeminde çözmeyi esas aldı, bunu basın toplantısında da ortaya koydu. O zaman Turgut Özal Cumhurbaşkanıydı. Turgut Özal da aslında PKK’yi bitirmek üzere mücadele etti. Fakat bitiremeyeceğini gördü, sadece onu görmedi, eğer bu bitirme devam ettirilirse bunun Türkiye’ye büyük kayıplara yol açacağını gördü. Onun için artık bu siyaseti yürütmeme kararına vardı. Önder Apo için bazı gazeteciler vasıtasıyla ‘yaptığı her şey yanlış değil’ demişti. Hatta Turgut Özal yurt dışı gezisine çıkacağı zaman ‘ben bu meseleyi çözme yönünde adım atacağım’ demişti. Tam o süreçte çözüme karşı olan güçler buna müdahalede bulundu.
“Bizim içimizde Parmaksız Zeki (Şemdin Sakık) vardı. Dışımızda da Özel Harp Dairesi’ne bağlı kontrgerilla Yeşil vardı. Bunlar bu sürecin önüne geçti, süreç gelişmedi ve sabote edildi.
“En temel hatamız sabote faaliyetlerini zamanında görememek oldu”
“Fakat önder Apo amacından vazgeçmedi. PKK 5. Kongresi’nde değişim dönüşümü gündemine koydu. Bunun için geliştirdiği, kongreye sunulan politik rapor var. Bu değişim köklü bir değişimi öngörüyordu fakat kongre her ne kadar bazı adımlar attıysa da önder Apo’nun istediği düzeyde bir değişim gerçekleştirmedi. Önder Apo bunun üzerine 98’de 15 Ağustos konuşmasında harekette başlattığı değişim ve dönüşümü gerçekleştirmek istedi. Fakat uluslararası komplo bunu engelledi.
“Önder Apo, İmralı şartlarında -ki çok zor şartlardır- 1993’ten itibaren geliştirdiği değişim ve dönüşümü tamamladı. Hem onun teorik temelini geliştirdi hem ideolojik temelini döşedi hem de onun örgütsel ve sistemsel temelini ortaya koydu. 2005’te ‘Ben bunun sorumluluğunu üstleniyorum’ dedi.
“İmralı şartlarında başlattığı değişim ve dönüşümü bizlere de kararlıca yaşatmak istedi. Hareketimiz de o temelde bazı çalışmalar yürüttü. Fakat buna da müdahale oldu. Bizim hatalarımız da bu süreçte yaşandı. Bizim en temel hatamız bu sabote faaliyetlerini zamanında görememe, onları boşa çıkartacak tedbirleri geliştirememek oldu.
“Bu, önder Apo’nun istediği, öngördüğü değişim ve dönüşümün gerçekleşmemesine yol açtı. Değişim ve dönüşüm gerçekleşmeyince eski tarzın sürdürülmesine yol açtı.
“Apo’dan vazgeçip yeni bir önderlik esas almazsanız 6 ay ömrünüz var mesajı ilettiler”
“Daha sonra bizim temel hatamız önder Apo nasıl ki değişim ve dönüşümde kesin karar verdiyse, hareketi bu temelde yeniden yapılandırmak istediyse, bunun önündeki engelin uluslararası komplo olduğunu, kapitalist sistem olduğunu gördüyse ve bunu çözümleyerek bu komployu boşa çıkarma, değişim ve dönüşüm sürecini ilerletmeyi amaçladıysa biz önder Apo’nun bu tarzda yürüttüğü mücadele içerisine giremedik.
“Çünkü komplo tam o dönemde içimizde tasfiyeci hareketi geliştirdi. Çok büyük darbe vurdu tabii. Bununla şunu gerçekleştirmek istedi. Komplo önder Apo’yu esir almıştı, onunla hareketin dağılacağını düşünüyordu fakat hareketin dağılmadığını gördü, bu sefer baskı uyguladı. Aynen şunu bize iletti: ‘Eğer ayakta kalmak istiyorsanız önder Apo’dan ve çizgisinden vazgeçeceksiniz. Kendinize yeni bir önderlik ve çizgiyi esas alacaksınız, o zaman yaşama hakkınız olur. Aksi taktirde 6 aya kadar ömrünüz var’ Bunu bize ilettiler.
“Bunu Kürtler eliyle bize ilettiler. Bazı devletler, uluslararası güçler, bazı Kürtler bu konuda harekete geçirildi. Onlar bize geldi ve dediler ki: ‘Sizin için bu söyleniyor, biz de buna katılıyoruz.’ Biz de onlara şunu dedik: ‘Biz önderliğimizden de önder Apo’nun çizgisinden de memnunuz. Bizim böyle bir sorunumuz yok.’ Bu cevabı verince onlar anladı baskıyla geri adım atılmayacak.
“Bu sefer içimizde tasfiyeciliği geliştirdiler. Başur’daki bazı örgütlerle bunu geliştirdiler. Biz artık eski paradigmadan çıkmıştık, yeni paradigmayı esas alıyorduk. Kendimizi o temelde yapılandırmaya çalışıyorduk. Daha tam yapılandırmamıştık, tam bu ortamda tasfiyeciliği geliştirdi komplo. Bununla şunu düşündüler. Eğer bu ortamda müdahale olursa yeni paradigmaya adım atamazlar, eskisinden de çıktıkları için dağılırlar. Çünkü Sovyet deneyi de var, Sovyetlerde de benzer bir durum ortaya çıkar.”
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.