
"Anket şirketleri Neo-İttihatçılarla birlikte "Kürt anasını görmesin" diye gayret ediyor"
"İlk genel seçimde Kıbrıs seçimlerinde uğranılan hayâl kırıklığını yaşamak sürpriz olmaz"
AK Parti MKYK Üyesi Orhan Miroğlu, KKTC'de yapılan genel seçimlerin sonuçları üzerinden partisine uyarıda bulundu. Çözüm süreciyle ilgili yapılan kamuoyu araştırmalarına dikkati çeken Miroğlu, "Sorun şu ki, bu araştırmalara baştan inanılmış ve siyaset kurumunun hâlâ o araştırma sonuçlarına göre hareket ediyor olmasıdır" dedi. Söz konusu şirketlerin hazırladığı raporların, yanlış algıları güçlendirmekten başka bir işe yaramadığını savunan Miroğlu, "Hele de Suriye’de hükümeti askeri harekâta ikna etmek için, 'Neo-İttihatçılarla' el ele kol kola, 'Kürt anasını görmesin' mecrasında harcadıkları gayreti unutmak hiç mümkün değildir!" ifadelerini kullandı. Miroğlu, durum bu şekilde devam ederse, ilk genel seçimde Kıbrıs seçimlerinde uğranılan hayâl kırıklığını yaşamanın AKP için sürpriz olmayacağını söyledi.
AK Parti Merkez Karar ve Yönetim Kurulu (MKYK) Üyesi Orhan Miroğlu, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nde (KKTC) yapılan genel seçim sonuçlarını hatırlatarak, kamuoyu araştırma şirketlerinin raporlarının, iktidarın "terörsüz Türkiye" diye adlandırdığı yeni çözüm sürecine zarar verebileceği uyarısında bulundu. Söz konusu araştırma şirketlerinin, aktif siyaset kurumunun da desteğiyle birer siyasi aktör gibi davrandığını öne süren Miroğlu, şu ifadeleri kullandı:
"Umarım Kıbrıs seçimleri gerçek ve algı olanı Türkiye’de de birbirinden ayırmak için bir vesile olur.
Kıbrıs için hayati önemdeydi bu seçim.
Sonuçları şüphesiz çok konuşulacak ve çok tartışılacaktır.
Tabi ki aynı şey değil.
Ama Çözüm süreci için kullanılan legal bilgi kanalları ve yöntemler, Kıbrıs’ta olduğu hibi, gerçeklik yönünde işlemiyor ve sahanın nabzını ölçme faaliyeti maalesef imtiyazlı bazı kamuoyu şirketlerinin insafına bırakılmış durumda!
Öyle şeyler söyleniyor ki, akıl erdiremiyor insan:
Bu adamlar kamuoyu araştırması adı altında, şehrin vekili, siyasetçisi, belediye başkanı hakkında da söz ve kanaat sahibi!
Anlayacağınız roller ve görevler birbirine iyice karışmış durumda ve bu da siyaset kurumunu, siyasi aktörü bir çeşit ‘sair efrad’ konumuna düşürebiliyor!
Kıbrıs’ta da az çok benzer bir durum yaşandı ve özetlediğim anlayış ve uygulamalar seçim sonuçlarında belirleyici oldu.
İktidarla çalışan bazı kamuoyu şirketleri Tatar % 62, Erhürman %32 alır diyorlardı tam tersi çıktı!
Sorun şu ki, AK Parti’ye ve muhtemelen başka partilere de sayısız iş yapan bu şirketlerin ve sahiplerinin çözüm süreci için yaptıkları araştırmalara baştan inanılmış ve siyaset kurumunun hala o araştırma sonuçlarına göre hareket ediyor olmasıdır.
Başta Diyarbakır olmak üzere bu insanları festivallerde bile halkla buluşturmanın ve gerçeklikten uzak birtakım fikirleri tedavüle sokmanın halkı ve parti teşkilatlarını yormaktan başka bir işe yaramadığı görülmezse, ilk genel seçimde, Kıbrıs seçimlerinde uğranılan hayal kırıklığını yaşamak sürpriz olmaz!
Kürt ve Türk kamuoyu eğilimleri konusunda bu şirketlerin hazırladığı raporların, mensuplarının aktif siyaset kurumunun desteğiyle, birer siyasi aktör gibi davranarak Erbil’den Diyarbakır’a , İstanbul’a kadar uzanan faaliyetlerinin yanlış algıları güçlendirmekten başka bir işe yaramadığını TBMM ve Diyarbakır özelinde son yaşananlar yeteri kadar göstermiş olmalıdır.
Hele de Suriye’de hükümeti askeri harekata ikna etmek için, Neo- İttihatçılarla el ele kol kola, 'Kürt anasını görmesin' mecrasında harcadıkları gayreti, unutmak hiç mümkün değildir!"
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.