Ve Kandil, PKK lideri Abdullah Öcalan’ın “Tüm gruplar silahları bırakmalı ve PKK kendini feshetmeli” çağrısından 72 gün sonra, önceki gün, “PKK’nın örgütsel yapısının feshedilmesi ve silahlı mücadele yöntemini sonlandırması” diye ifade ettikleri kararı açıkladı.
Kim ne derse desin, 15 Ağustos 1984 tarihinden bugüne 70 bin insanımızın canını yitirdiği terör sürecinin sona erdirilmesi tarihi öneme sahip bir gelişmedir.
Hakkını teslim etmeliyiz ki bu sürecin en önemli aktörü MHP lideri Devlet Bahçeli’dir, iktidar ortağının zaman zaman gönülsüzlüğüne… Sürece ilişkin iştahsızlığına, ağız ucuyla yarım yamalak verdiği zoraki destek açıklamalarına… Yine Kandil’den gelen işi yokuşa süren açıklamalara rağmen… 22 Ekim 2024 günü partisinin grup toplantısında yaptığı “Öcalan gelsin TBMM’de konuşsun, terörün bittiğini, örgütünün lağvedildiğini ilan etsin” çağrısından bir milim geri adım atmadı, başladığı işi bu noktaya getirdi.
Hakikaten de Bahçeli sözünün eri çıktı. 1 Ekim 2024 günü partisinin grup toplantısında “uzattığım el samimi ve iyi niyetli bir eldir, elimi vatan, millet ve devlet için uzatıyorum, dışarıda sert rüzgarlar eserken, içimizde barışsever ve hoşgörülü bir havanın hakim olmasını gönülden istediğimden herkesin bilmesinde yarar olacaktır. Elimi bir süreç için değil, kardeşlik ve kaderdaşlık için uzatıyorum” sözlerini havada bırakmadı…
Hayati öneme sahip ciddi kaygılara rağmen, hasta yatağında süreci takip etti, DEM Partilileri telefonla arayarak motive etti, bu ülkede “barış halayı çekileceğinin” sözünü verdi ve PKK’ya “kendimizi feshediyoruz” açıklamasını yaptırdı.
MHP lideri Bahçeli siyasi tarihimize, “PKK’nın silah bırakmasına, örgütü feshetmesine” öncülük eden siyasi lider olarak geçti.
MHP lideri Bahçeli ile birlikte bu sürecin en önemli diğer aktörü ise DEM Parti milletvekili Sırrı Süreyya Önder’dir.
Kandil’in fesih açıklamasını duyduğumda ilk aklıma gelen Sırrı Süreyya Önder’di. CHP milletvekili Sezgin Tanrıkulu’nun Diyarbakır’da çektiği halayı gördüğümde gözlerim doldu çoğumuzun aklına gelen benim de aklıma geldi ağzımdan gayri ihtiyari “keşke bugünü görebileseydi, o halayın içinde Sırrı Süreyya Önder’de olaydı” sözleri döküldü…
Hayatta olsaydı belki de Devlet Bahçeli ile birlikte başarı halayı çekerlerdi. Ama şimdi Bahçeli onun hatırasına, birlikte çekiyorlarmış gibi o halayı çekse keşke…
Ama zaten “PKK anlamsızlaşmıştı”, ama zaten “PKK silahlı, eylem mi yapıyordu ki” vesaire…
IRA’yı silah bırakmaya ikna eden eski İngiltere Başbakanı Tony Blair’in dediği gibi “terör eylemleri tehdidi altında yaşamamaktan daha büyük özgürlük yoktur.” (The Telegraph, 24 Şubat 2005)
İstanbul’dan bakınca Blair’in sözü pek anlamlı gelmeyebilir, terör tehdidi altında yaşamamın ne kadar büyük bir özgürlük olduğunu Diyarbakır’da, Şırnak’ta, Hakkari’de yaşayanlar bilirler.
Diyarbakırlı, Hakkarili, Şırnaklı, Vanlı anneler artık PKK hangi saatte kapısına dayanacak, oğlunu kızını alıp dağa götürecek endişesi içinde yaşamayacak.
Evinden PKK’nın kanlı bir eylemine rastlayacak mı rastlamayacak mı tedirginliği içerisinde çıkmayacak sokağa. Güvenle çıkacak…
Çünkü artık bilecek ki terör eylemi tehdidi yok artık.
DEM Partililer de artık rahatça Türkiye siyaseti yapabilecek, üzerindeki Kandil vesayeti sonlandı, artık MHP, AK Parti DEM Parti’ye “PKK ile arana mesafe koy” parmağı sallamayacak.
Ama fesih süreci başarıyla tamamlanırsa ve DEM Parti de gerçekten kendi iradesine sahip, kendi kararlarını kendisi alan bir ‘Türkiye Partisi’ olmak istiyorsa….
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ifade ettiği gibi PKK’nın fesih kararıyla Türkiye’de “kritik bir eşik” aşıldı. (12 Mayıs)
Zor kısmı aşıldı şimdi daha zor kısma gelindi.
Asıl zor kısım, asıl zorlu süreç şimdi başlıyor…
Nitekim PKK’nın fesih açıklaması da bunu ortaya koyuyor. Çünkü fesih metni öyle gönüllü bir şekilde silah bırakan bir örgüt açıklamasına benzemiyor. Zorlukları olacağı kesin, dolayısıyla PKK’nın silahları gerçekten bırakıp bırakmadığını, birkaç ay sonra devlet yetkilileri açıklayacak.
Nitekim IRA’da da süreç böyle işlemişti. IRA’nın silahsızlanma sürecini kurulan Bağımsız Uluslararası Silahsızlanma Komisyonu yönetmişti. Hatta IRA’nın silahlarının imha edildiğine dair kamuoyuna güven sağlayacak bağımsız gözlemciler de sürece dahil olmuşlardı. PKK’nın silahlarının toplanmasını ve imha edilmesi sürecini yönetmesi için muhtemelen IRA örneğinde olduğu gibi kurulacak bağımsız denetim heyeti tarafından takip edilecek. Oluşturulan heyet fesih sürecini takip edecek.
Ve son açıklamayı devlet yapacaktır, en zor kısmı bitti şimdi asıl en zor kısmı başlıyor demem bu yüzden.
Umarım fesih süreci de başarıyla neticelenir ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ifade ettiği gibi “Terörün ve şiddetin tamamen devreden çıkmasıyla birlikte, başta siyasetin demokratik kapasitesinin güçlendirilmesi olmak üzere her alanda yeni bir dönemin kapıları” açılmış olur.
İnşallah gerçekten de “ocaklara ateşlerin düştüğü günler” geride kalmış olur.