Vahşeti bir de “insani yardım (?)”ından tanıyın!

Ahmet Varol

Siyonist işgal rejiminin, 1 Mart 2025’ten bu yana Gazze’ye gıda maddeleri ve ilaç dâhil olmak üzere insani yardımın girmesini tamamen engelleyerek bu bölgede yaşayan iki buçuk milyon civarındaki insanı açlığa mahkum ettiği biliniyor. Bu uygulamadan dolayı şimdiye kadar onlarca çocuk açlıktan hayatını kaybetti. Yaşayanların da büyük çoğunluğu sadece hayatlarını idame ettirmelerine yetebilecek kadar ve çoğu zaman iki-üç günde bir öğün yemek yiyebiliyor.

Siyonist işgal rejimini bütün vahşi uygulamalarında destekleyen ve Gazze’deki katliamı sürdürmesi için ihtiyaç duyduğu tüm malzemeleri temin eden ABD geçtiğimiz ay güya, bölgede “insanî yardım” dağıtmak amacıyla yine işgal rejimiyle işbirliği içinde yeni bir uygulama başlatacağını duyurmuştu. Açıklamaya göre yardım dağıtımını ABD’li firmaların desteğiyle kurulacak, kâr amaçlı olmayan bir kuruluş gerçekleştirecek, yardım dağıtım merkezlerinin güvenliğini de işgalci askerler sağlayacaktı.

Neticede Gazze İnsani Yardım Vakfı (Gaza Humanitarian Foundation – GHF) isimli “kâr amaçlı olmayan!” bir kuruluş kuruldu. Güya bu kuruluşun “insani yardım” dağıtması için, özellikle güneydeki Refah ve Han Yunus vilayetlerinde belli merkezler oluşturuldu ve işgal güçleri bu merkezleri “güvenli” ilan etti.

Aylardan beri açlığa ve sefalete mahkûm olan on binlerce insan da en azından çocuklarına biraz yiyecek temin edebilmek için bu merkezlere akın etti. Ama buralarda çok büyük kalabalıklar oluşması üzerine işgalci katiller “güvenli” ilan ettikleri bu merkezlere toplanan kalabalıkların dağılması talimatı verdi. Birazcık olsun yardım temin etmek için toplanan kalabalığın dağılması biraz uzayınca da işgalci katiller “güvenli” ilan edilen bu yardım dağıtım merkezlerine toplanan kalabalıkların üzerine ateş açtı. Yerden otomatik silahlarla havadan da insansız araçlarla saldırdılar.

Geçtiğimiz Salı akşamı gerçekleştirilen saldırıda ABD ve siyonist işgal vahşetinin işbirliğiyle oluşturulan sözde yardım merkezlerine toplanan kalabalıklardan üç kişi öldürülürken onlarca kişi de yaralandı. Birkaç kişinin de kaybolduğu haber verildi. Merkezi yöneten görevliler de yaşanan durum sebebiyle o gün yardım dağıtımı işlemlerinin durdurulduğunu açıkladı.

Denize düşenin yılana sarılması gibi, Gazze’de aylardan beri açlığa ve sefalete mahkum edilen kalabalıklar ertesi sabah yine birazcık yiyecek temin edebilmek için söz konusu yardım merkezlerine akın etti. Ama işgalci katiller yine saldırdı ve Kefah Es-Sevarike isimli bir yaşlı kadın, işgalci katillerin ve onlara destek veren ABD’nin “güvenli” ilan ettiği yardım merkezinde öldürüldü. Ayrıca bazıları ağır olmak üzere birçok kişi de yaralandı.

Her şeyden önce, “insani yardım dağıtma merkezleri” olarak kurulan merkezlerin gerçekte, “insanî yardım” amacıyla değil insanları aşağılamak, horlamak, maruz kaldıkları durumu istismar ederek onları küçümsemek ve kötü muamelede bulunmak amacıyla oluşturulduğu yapılan muamelelerde kendini çok belli ediyordu.

İkinci olarak bu merkezlerin güvenli ilan edilmesine rağmen yine toplanan kalabalıklara sorumsuzca saldırılması, ateş edilmesi, bazılarının hunharca katledilmesi, onlarcasının da yaralanması bu merkezlerin yardım dağıtmak amacıyla değil, kendilerine saldırıda bulunulması imkanı oluşturmak için insanları belli merkezlere toplamak amacıyla kurulduğunu gözler önüne seriyordu. Siyonist vahşetin ve tabii ki bu arada ona her türlü desteği veren ABD’nin buna benzer taktiklere daha önce de başvurduğunu biliyoruz.

“Geçmiş tecrübelere rağmen neden Gazze’de tehdit altında olan insanlar yine de bu merkezlere toplandı?” diye bir soru sormaya hakkımız olamaz. İnsanlık dışı bir vahşetle sefalete ve açlığa mahkum edilen bir kalabalığın bunu düşünmesini beklemek yersizdir.

Gazze’de en son sözde “insani yardım dağıtım merkezleri” oluşturulması suretiyle sergilenen vahşet, siyonist işgalin ve onunla aynı yerde duran küresel emperyalizmin kimliğini bir kez daha gözler önüne sermiştir.