Soykırımı ‘zafer’ olarak gören çağımızın yeni tiranları…

Mehmet Ocaktan

Dünyamızın nasıl bir tehlike ile karşı karşıya olduğunu anlamak için, Trump’ın İsrail parlamentosunda yaptığı konuşmaya bakmak yeterli olacaktır.

Yakın dönemde kötülüğün bu denli sıradanlaştığı bir akıl tutulmasını yaşamamıştık herhalde.

ABD Başkanı Trump, İsrail Parlamentosu’nda yaptığı konuşmada, “İsrail için büyük bir zafer. Cesareti, yurtseverliği ve ortaklığı nedeniyle bir kişiye teşekkür etmek istiyorum… Başbakan Netanyahu. Kolay bir insan değil ama çok iyi bir iş çıkardı. Onu büyük yapan da bu zaten. İsrail’in altın çağı olacak. İsrail bizim yardımımızla, silah gücüyle kazandı. Bizim silahlarımızı çok iyi kullandılar” dedi.

İnsanlığın geldiği hazin duruma bakar mısınız, ABD’nin başındaki bu kural tanımaz, insanlığa düşman adam açıkça “bizim silahlarımızla insanları öldürdüğünüz ve soykırım yaptığımız için sizi alkışlıyorum” diye soykırım övgüsü yapıyor…

 İnsanlığı utandıran bu tablo karşısında ne söylesek boş… Müslüman ülke liderleri ve demokrat Avrupa’nın liderleri hiç yüzleri kızarmadan, dünyayı ateşe vermekten çekinmeyecek olan bu adamı alkışladılar…

Tiranlığın ve faşizmin geldiği son nokta… Siyaset bilimci Waller R. Newell “Tiranlar” adlı itabında, Tiranlığı üçe ayırıyor. Birincisi, ‘bilindik tiranlar’, ikincisi ‘reformcu tiranlar’, üçüncüsü ise ‘bin yıl tiranları.’ Newell, bin yıl tiranlarını şöyle özetliyor: “Bu gruba Robes Pierre, Stalin, Hitler, Başkan Mao ve Pol potDevrimlerin tüyler ürperten çelişkisi, yarının yaklaşan mükemmel uyumlu dünyası için bugün olağanüstü aşırı toplu katliama, savaş haline soykırıma gerek duymasından gelir. Ben buna öldürmeye yönelik fikirlerle hareket geçmiş ‘ütopyacı soykırım’ diyorum.” (s.15)Newell’ın işaret ettiği o ‘mükemmel dünya’ ne yazık ki yeni tiranlar ve faşist diktatörler tarafından bir ez daha kirletilmiş bulunuyor. İnsan öldürmeyi meziyet olarak gören Netenyahu ve soykırımı ‘zafer’ olarak niteleyen Trump, çağımızın yeni tiranlarıdır.

Mısır’ın Şarm el-Şeyh kentindeki Trump tiyatrosunu içimiz acıyarak ve de endişeyle izledik. Gazze’de bir ulusun yok edilişini, soykırımı ‘zafer’ ifadeleriyle taçlandıran Trump, Müslüman ülke liderleri ve Batılı devlet başkanlarının önünde kelimenin tam anlamıyla bir tiyatro sergiledi.

Yakın dönemde, herhalde dünya böyle bir aşağılama tablosuna ilk kez şahit oluyordur. Önce bütün liderler sıraya girerek Trump’ın elini sıktı ve saygılarını sundular. Allah’ı var o da hemen hepsine “Siz harikasınız, iyi işler başarıyorsunuz” diyerek lütufta bulunmayı ihmal etmedi.

Zirvede, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, ABD Başkanı Trump, Mısır Cumhurbaşkanı Sisi ve Katar Emiri Al-Sani Gazze için niyet beyanını imzaladı. Trump, Cumhurbaşkanı Erdoğan için “Çetin bir ceviz ama benim dostum, ne dediysem yaptı” ifadesini kullandı ve Erdoğan’a teşekkürlerini iletti.

Zirvenin tiyatro bölümü böyle... Trump şovunu yaptı ve Mısır’dan mutlu bir şekilde ayrıldı.

Evet, soykırımı bitiren barışın sağlanması elbette çok önemli. Gazzeliler mutlu, çünkü yıkılan, harabeye dönen evlerine dönüyorlar, en önemlisi de gıdaya ulaşabilecekler ve çocuklar açlıktan ölmeyecekler artık.

Ama somut olarak ne oldu derseniz, işte orası meçhul… Zira Türkiye, ABD, Mısır ve Katar liderlerinin imza attığı “Barış için niyet belgesi”nin içeriğinde Filistin Devleti, iki devletli çözüm veya 1967 sınırları ifadeleri hiçbir şekilde yer almıyor. Üstelik Netenyahu, Golan’ın işgalini de Trump’a onaylattı.

Ayrıca Trump, “Ben bir devlet, çift devlet ya da iki devletle ilgilenmiyorum, beni Gazze’nin yeniden inşası ilgilendiriyor” diyerek, Şarm el-Şeyh’teki tiyatronun özetini vermiş oldu…

Açıkça bundan sonrası İsrail’in insafına kalmış durumda. Bebekleri, çocukları, kadınları ve topyekun sivilleri öldürmeyi bir meslek haline getirmiş olan İsrail, yarın sudan bir bahane ile Filistin halkına saldırarak insanları yeniden öldürmeye başlarsa, onları kim koruyacak, orasını kimse bilmiyor…

İşte dünyanın adaleti bu… 21. Yüzyıl faşizminin acımasız figürü Netenyahu, insanları öldürdüğü için Trump tarafından adeta dünya ile alay edercesine “zafer kazandın” ifadeleriyle taltif ediliyor, o da dünya ile dalgasını geçiyor.

İşin en acı olan tarafı ise Türkiye dahil, zirveye katılan Müslüman ülke liderlerinden ve de Batı’nın demokratlarından hiçbirisi Trump’a dönüp, “Soykırım zafer değil, insanlık suçudur” diyememiş olmasıdır.